- 392 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
NEDEN BAŞLAMA GEREĞİ DUYDUM -1
19.05.2005
Perşembe
NEDEN BAŞLAMA GEREĞİ DUYDUM
Geçen gün buna benzer bir soru sordun. O an cevabını vermedim. Zaten bu sorunun cevabı bir cümleyle geçiştirilecek kadar basit
değil öncesi ve sonrasıyla ilgili uzun açıklamalarla belki gerçek hedefini bulabilir. Aslında o kadar basit olsaydı, soruya başka bir soru ile cevap verebilirdim. Neden böyle bir şeye başlama gereğini hissedebilme duygusu yaratıldı. Gel istersen her şeyi baştan alıp bu güne kadar geçen olayları göz önüne sereyim ki sorduğun sorunun cevabı hangi kuytu köşelerden çıkacak gör.
Çalıştığın iş yeri açıldığı günden bu güne kadar, birçok kişi uzun veya kısa zaman dilimi içinde çalışıp gittiler. Bunlardan ikisini ayrı bir yere koymak gerekliliğine inanıyorum. Biri sen diğeri de o. Üçüncü kişi de ben dışarıdan biri. Bunlar benim düşüncem. Kabul edersin veya etmezsin. Biz bir üçlü olduk. Ben ikinize de bakış açımı net bir şekilde ortaya koydum. ( Tabi bu bakış açısı uzun bir zaman dilimi içinde gerçekleşti ) Senin yerin bende çok başka, onun yeri ise çok daha başka. Bazen pişmanlık duyuyorum keşke ona da sana baktığım gibi bakabilseydim. Sen bir arkadaş olarak gerçekten takdir ettiğim kültürlü konuşmasını bilen her zaman gözü kapalı güvenilebilecek birisin. Ama onda bu tür melekeleri hiç aramadım. Buna rağmen son zamanlara kadar sana nasıl bir arkadaş olarak bakıyorsam ona da öyle bakıyorum. Biz üç kişi sen, ben ve o
Gerçek üçgenin sadece bir ayağı idik ( isim vermeden yazıyorum ) Üçgenin ikinci ayağı ise iş yerinizin sorumlusu bayan patronunuz idi. Kamuran hanım Şişli’ye gidip yerine geldikten sonra Benim onunla olan ilişkimi dikkatle takip edip şekillendirdi. Bu üçgenin son ayağı ise Ailem. Aslında ailemi bu olaya katmak istemiyorum ama sana anlatırken dürüst olmak istiyorum.
Önce bu üçgenin ilk ayağı olan bizden başlayacağım. Daha evvelde söylemiştin birinci ayağın kendisi de bir üçgen. Ben sen ve o. Ve ben senden başlamak istiyorum çünkü sen iyi bir izleyiciydin, burada sana uzun, uzun iltifat etmeden konuya gireceğim. Senin sezgilerinden bahsedeceğim. Çünkü ilginçtir ki sen bazı olayları sen çok önceden hissedip pat diye ortaya atıyordun. Ben de o zamanlar sana çok kızıyordum.
1_ Sekiz Haziran iki bin dört Salı günü şu sözleri sarf etmişsin. İkinizde âşıklar gibi hareket ediyorsunuz. O günü o hastaydı, ben de üzüntümü bildirmiştim,
2_ Her zamanki oturduğunuz masada oturuyorduk ben burçlardan bahsederken o birden atıldı ve beni destekledi. Sen konunun bahane olduğunu ve lafa karışmasını başka sebeplere bağladın. Tarih ( 16.08. 2004)
3_ O’nun yüzünden yine seninle dalaşmışız. Tarih ( 21.08.2004 )
4_ Onun yüzünden seninle en çok yemek konusunda tartışmışız. Bilmem hatırlıyor musun? Tarihini hatırlayamıyorum ama bana çay vermiştin bende çok hoşuma gittiği için harikasın dedim. Dediğime pişman oldum. Verdiği tepki olağanüstü idi. O üstüne basa basa benden başka kimseyle o şekilde konuşamazsın dedi sende buna şahit oldun.
Devamı var
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.