- 681 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BEDELLİ ASKERLİK TARTIŞMALARI -V-
"Bu yazı dizim bugün son buldu. Birtakım ön yargılardan uzak durarak burada yazılanları okumanızı öneriyorum. Bu suretle ülkemizde bugün yaşanan olumsuzluklar ve terör olaylarının gerçek yüzünün anlaşılacağını umuyorum. Ne yazık ki 100 yıldır ülkemizde Karşı devrimci Cumhuriyet ve Atatürk düşmanları tarafından aynı senaryo yazılıp oynanmaktadır. Bu kısa yazı dizimde Cumhuriyet tarihimizin kısa bir özeti yapılmıştır.Bilgilerinize sunuyorum. Saygılarımla..."
BEDELLİ ASKERLİK TARTIŞMALARI - V -
Dr. Sadık ÖZEN
GÜNÜMÜZDEKİ BEDELLİ ASKERLİK TARTIŞMASI KONUSUNDA MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ACABA NE DERDİ ?
Mustafa Kemal Atatürk çok okuyan bir kişiydi. Askeri dehası ve devlet adamlığı yanında Tarih ve Matematik kitapları yazmış bir bilim adamıydı. Vatanı ve ulusunu ilgilendiren tüm konularda duygularıyla değil aklıyla karar verirdi. Olayları oluş zamanı ve günün koşullarını dikkate almadan bir değerlendirme yapmazdı.
Askerlik onun için hem bir bilim hem de önemli bir sanattı. İlk olarak, geçen 100 yıllık zaman sürecinde askerliğin hangi aşamalardan geçtiğini ve günümüzde geldiği yeri araştırırdı. Sonra bedelli askerliğe giden özellikle genç kuşağın durumunu ve içinde bulunduğu koşulları gözden geçirirdi. İnanıyorum ki Mustafa Kemal Atatürk konuyu benim gibi ele alıp değerlendirirdi. Ön yargılı hareket ederek bu gençlere “Asker kaçağı” ve “Hain” damgasını vurmazdı. Çünkü ben O’nun yarattığı bütünün bir parçasıyım. O’nun yolunda ve izindeyim.
Bu yazı dizisinin başında; günümüzde askerlik kavramının ve askerlikle ilgili değerlerin, siyasi otorite tarafından ne kadar değiştirildiği vurgulanmıştı. Mustafa Kemal’in sahip olduğu askerlik anlayışı çok gerilerde kalmıştı. Henüz sonuçlanmamış olsa bile “Paralı askerlik” döneminin başlatılması için çalışmalar yapıldığı biliniyor. Acaba Mustafa Kemal bu konuda ne düşünürdü? Bu hususu şimdilik bir tarafa bırakalım. Çünkü konumuz bu değil.
Mustafa Kemal Atatürk, bir önceki yazımızda anlatılan ve kendisini çok üzen olumsuzluklara karşın Türk Gençliği’ne duyduğu güveni hiç kaybetmemişti. Bu nedenle büyük bir özenle kurduğu Cumhuriyeti Türk Gençliği’ne emanet etmiştir. Karşı devrimcilerin yarattıkları olumsuzlukların, gençliğin tümüne yansıtılmasını asla düşünmezdi Mustafa Kemal Atatürk. Çünkü O, kimlerin damarlarında Türk kanı taşıdıklarını çok iyi biliyordu.
Kendisini ülke yararlarına aykırı olan ideolojik akımların dışında tutmasını bile Atatürk Gençliği, varlığını sürdürebilmek için zor aşabileceği bir dönemin içinde bulunuyor. Bütün gençlik kesimleri “İşsizlik” gibi dev bir sorunun pençesindeler. Toplumun büyük kesimi için geçim koşullarının gittikçe kötüleştiği ortam, gençlerin bir an önce iş bulup çalışmalarını ve ailelerine maddi katkıda bulunmalarını gerektiriyor.
Onlar gittikleri üniversite ve yüksek okullardan bir an önce mezun olabilmek için var güçleriyle çalışmışlardı. Bir gün bu derece olumsuzluklarla karşılaşacakları akıllarının ucundan bile geçmezdi. İş başvurusunda bulundukları yerlerden, askerliklerini yapmadıkları için geri çevriliyorlardı. Artık canlarına tak dedikleri bir anda devletin kendilerine sağladığı olanaktan yararlanarak vatan borçlarını ödemeye gittiler.
Sözünü ettiğim gençler, ana-baba parası yiyerek partiden partiye koşan, bir sevgiliyi bırakarak yenisini bulan, hay-huyla zaman geçiren Televole gençliği değil; sorumluluk duygusuna sahip, geleceğini düşünen, vatansever ve Atatürkçü gençler. Sanıldığı gibi babaları zengin oldukları için bedelli askerliğe gitmediler. Tam tersine aralarında zorunlu ücreti bin bir zorlukla denkleştirenler var. Konuyu derinliğine ele almayıp yüzeysel bakan, vatanseverliği ve Atatürkçülüğü kendi tekellerinde gören ve ahkam kesen bencil insanları kınıyorum.
Beyefendiler ve hanımefendiler, size; vurmadan önce dinlemenizi öneriyorum.
05 Ekim 2018 / Antalya
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.