GALATA KULESİ III.
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Az sonra çaylar ve sehpanın üstünde duran içilmeyen kahveyle vedalaşıldı.
Kapıdan çıkmak üzereyken Genç Adam ve Futbolcu arkadaşı kulak kulağa oynar gibi sarılıp birbirlerine bir şeyler söyleyip vedalaştılar.
(-Lütfen, dilinde çıban çıkmaz ya! Bir defa şansımı denemek istiyorum.)
(-Tamam, söylerim ama buraya gelmemiz bile çok zor oldu.)
(-Cansın sen. Hep aynı yerdeyim biliyorsun değil mi?)
(-Tamam tamam. Şansına dua et.)
Akşam oldu. Restoranta sanki o gece başka bir heyecan vardı. Her zaman gittiği yer değil gibiydi. Bütün arkadaşları fark etmiş "hop arkadaş, sen aşık falan mısın? Sanki gözlerinin içi gülüyor." En güzel masalardan birini çiçeklerle donatmış heyecanla bekliyordu. Tam o sırada Emel Sayın’ a yıllarca kemanıyla eşlik eden ünlü kemancı sahne almıştı.
Ve kapıda Futbolcu arkadaşını gördü, sonra onun kız arkadaşı Ferah’ ı ama O yoktu... Birden omuzlarının çöktüğünü hissetti. Ne kemanın sesi geliyordu kulaklarına, ne de koluyla çarpıp garsonun elinden düşürdüğü tepsiden yere düşüp kırılan bardak sesleri. Olsun dedi içinden, sakin olmalıyım.
Arkadaşlarını karşılamak için yanlarına gitti.
-Hoş geldiniz. Arkadaşınız gelemedi sanırım, olsun siz geldiniz ya hoş geldiniz.
-Yoo, O da geldi kendisini zaten zorla getirdik. Tanımadığı insanların davetlerinden utanırım diye tutturdu. Kapıda duruyor. Siz gidin getirin bence.
-Tabi, hemen, yani orada durmasın öyle değil mi çok ayıp olur.
Tek ayağının üstünde ilk okulda kendisine ceza veren öğrenciler gibi duvara yaslanmış duruyordu.
-Hoş geldiniz. Buyurmaz mısınız? Güzel bir masa hazırlattım. Hem eğlenir, hem müzik dinler, hem de sohbet ederiz.
-Bana akşam yemeği demişlerdi. Kokoreç ya da balık ekmek falan. Bu nereden çıktı şimdi. Ben onları seviyorum. Aklımda planımı ona göre yapmıştım.
-Tamam, onları da söyleriz.
Sesi soluksuz ama topuklarının üzerine basa basa içeri girdi.
-Mantonuzu alsın çocuklar.
-Hayır.
(Nasıl diyebilirdi ki, mantomun içinde astar yok diye. Öyle bir "Hayır" çıkmıştı ki dudaklarından, insanın adımlarını birkaç adım geri götürecek kadar korkunçtu.)
-Yani dışarıda biraz üşüdüm de, ondan.
**
Yemeklerine başladıklarında garson sordu,
-Başka bir emriniz var mı efendim?
-Evet, masaya bir de kokoreç ve balık ekmek ekleyin.
-Tabi efendim.
-Özel misafirim için. Yemeğin yanına güzel bir şarap söyledim, tabi almak zorunda değilsiniz.
-Zaten almasam çok iyi olur, çünkü alkol bana hemen etki eder. Genetik sanırım, birkaç yudum sonra sarhoş olurum. O yüzden ben almayayım. Hem iki gün sonra sınavlarım var gece gündüz ders çalışmam gerek aslında, Ferah’ın biraz oturup kalkarız sözüyle geldim. Sizler buyurun afiyet olsun.
-O halde size soğuk bir şeyler isteyelim.
Derken... Selçuk Tekay yeniden sahne alır. Kemanıyla o çok güzel şarkılarını çalmaya başlar.
-İnanmıyorum. Benim en sevdiğim şarkılar, bakın işte buna dayanamam. Şu şaraptan bir yudum alabilir miyim? Bir yudum daha mı alsam acaba, kokoreçle çok iyi gitti de...
-Sarhoş olurum demiştiniz dikkat edin.
-Ben mi dedim aa, yok canım. Ben hayatımda sarhoş olmadım sadece balık tutarım gök yüzünden.
-Nasıl yani? Bence siz o bardağı bırakın.
Tam o sırada Selçuk Tekay masaya yaklaşır, Genç Adama sorar "istediğiniz bir Türk Sanat Müziği" var mı* diye. Genç Adam da bu hakkını bizim kızdan yana kullanır. Var mı?
-Evet.
-Kulağıma söyle.
Selçuk Tekay’a döner Genç Adam, şu benim şarkımı çalar mısın?
O ana kadar sessiz, sakin, utangaç olan kıza ne olduysa olmuştur. Şarkıyı duyduğu an Genç Adamı yanağından öper. Öptüğü an kendine gelir. Yaptığının yanlışlığından utanır kıpkırmızı olur, eliyle yüzünü kapatarak hızla masadan kalkar, dışarı çıkar.
Kapıda duran taksiye biner uzaklaşır gider.
Genç Adam haftalarca Yalova-Kabataş vapurlarında bizim kızın bir gün mutlaka ineceği umuduyla her gün aynı saatte Onu bekler. Herkese Onu tarif eder, sormadığı kimse kalmaz. Sanki öyle biri yoktur, olmamıştır.
Ondan geriye sadece masada kokoreç yerken çıkarıp unuttuğu eldivenleri kalmıştır.
Devam edecek...
Foto: Uğur Tuney
Davi 30 . 09. 2018
YORUMLAR
Nerelerdeydin benim biricik Yorum Sihirbazım..Özlemin diz boyu...Kuleye çıkmasam göremeyecekmiydim yoksa..
Mucuklarrrr..
.
Davidoff
"Kuleye çikmasam göremeyecektim!"
Bak sen🤔
Hayırdır Denizeri, rütbemi elimden almış gibisin. 😂😂
Özlem denize benzer unutma. İçinden gemiler geçer, o gemilerin düdükleri boşuna ötmez. " Birgün mutlaka bir boğazda yaklaşmak zorunda kalırlar tek düdük öter.
Sevgiyle.
DEVRİM DENİZERİ
Al işte..Yorumlardan yorum beğen...O günü bekliyorum özlemle...
Serinin birincisinden başlayarak okuduğumda oturdu her şey...
'Issız Adam' filmini çağrıştır bana ... neden bilmiyoum!... devamını merakla bekliyorum...
Yazı dilinizini ve güne yakışan yazınızı kutlarım...
Saygılarımla...
Davidoff
Ne güzel Issız Adam filmine benzetme yapmanız. Açıklamak isterdim ama isim vermek istemiyorum. Bu yazı dizisi aslında aramızdan birinin gerçek hayat hikayesidir. Ufak tefek değişiklik yaparak öykü diline çevirdim.
Kısacası Issız Adam Filmi ile hiç bir ilgisi yoktur. Ayrıca okuru sıkmamak için daha da uzasın istemedim. Fakat bu bir film olsa eminim izleyicisi çok olurdu.
Teşekkür ederim beğeniniz için.
Birincisinden itibaren okuyorum Galata kulesini.
Eldivenlerin masada unutuluşu yorumun birinde de denildiği gibi modern külkedisi masalı tadında.
Devamını da okuyacağım inşallah.
Kalemine ve yüreğine selam ve sevgilerimle değerli şairem.
Davidoff
Artik herkes ayrı kafelerde saat 24.00' çok geçiyor ama bal kabağına dönüsen yok.
Cansın sen Nar-ı Çicek.
hiç sıkmadan kendini okutturan güzel, akıcı bir öykü...
İçeriğinde Emel Sayın ve Selçuk Tekay'ın isimlerinin geçmesi ayrı bir incelik..
Çok severim bu usta sanatçıları..
yüreğinize sağlık
sevgilerimle
Davidoff
İsim yazma konusunda kararsızdım aslında. Fakat bu isimler unutulmamalı diye düşündüm.
Hatta daha da eskiye mi gitsem dedim, olmadı. O zaman, yazmak istediğim zamanla ters düştü.
Kısacası yazın. Yazacak çok şey var.
Mesela Bodrum var. Zeki Müren'in aşkla aşık olduğu Bodrum. Kopyayı verdim, sınavı geçmek size kaldı.
Davidoff
I. II. Bölümleri okumadan yanlış yorumlayabilirsiniz.
Sevgiyle.
Den(iz)
Seri yazılarda tüm bölümler bitince topluca okumayı seviyorum, böyle merakla beklemek hoşuma gitmiyor :))
Siz de dedenizi pek dinlemiş gibi görünmüyor musuz?
Benim ki anahtar deliğinden yaramazlık... Buradan hepinizi çok net görebiliyorum.
:)))
Galata Kulesi'nin her serisi ayrı bir güzel.
Merakla bekliyoruz devamını..:)
Tebrik ediyorum sizi.
Sevgilerimle..
Davidoff
Demek bizim kızın hemşehrisi.
Selam söylemeli o zaman. Arada kalırsak olmaz.
Sevgiyle Sn.Yazarım, Yalova'ya da.
İlham verici bir eser. Okurken büyülenmedim dersem yalan olur. Şimdi bir önceki bölümleri okuyacağım.
Sağlıcakla,
Davidoff
Mutlu oldum. Son bölümün paylaşımına az kaldı.
Teşekkür ederim.
Çok güzel bir paylaşım.olmuş okurken devamında acaba ne okurum düşündüm ki yazı bitti merakla bekliyorum devamını yazınızın.
Saygimla
Vuslatı kelâm
Rica ederim saygimla
Modern külkedisi masalı sanki okuduğum.
Eldivenler camdan ayakkabıları hatırlattı. Çok romantik.
Sonunu gerçekten merak ediyorum, yazar ters köşe bir final hazırlığı içinde bence öyle hissediyorum. Bakalım, bekleyelim görelim.
Tebrikler sevgili Davidoff.
Davidoff
Kim bilir, bakalım.
Davidoff
Konuşabilselerdi; ilk ve tek diyecekleri "Unutma." Olurdu.
Teşekkür ederim. Mutlu oldum.
Davidoff
Geçmiş olsun.
Çok eminim ben bu yazıyı bu gün daha önce okudum.
Hatta:
Sevgili kardeşim şimdi sana diyecekler ki:
"Sonunu merak ettik". Bırak merak etsinler.
Şerbeti birden içersen boğazını yakar.
Yudum yudum içilirse daha çok zevk alınır.
Diye de yazdım sanıyordum.
Meğer bir şeyler olmuş, ben yorum yazmadan
masadan kalkmışım deme ki.
Bunu niye yazıyorum:
Biliyorum öyle düşünmeyeceğini ama yine de söyleyeyim.
"Benim yazımı okumak için güne gelmesini mi bekliyorsun abim"
Demeyesin diye...
Sen yazarsın da ben okumaz mıyım hiç...
Tebrikler. Selamlar. saygılar...
Davidoff
Asla öyle düşünmem. Bu arada, merak ilaç gibidir der büyükler. İnsanı zinde tutar.
Saygıyla efendim.
Kutluyorum can-ı gönülden.
Çok yakıştı güne ve devamını sabırsızlıkla bekliyorum, sevgili yazarım.
Sevgilerimle.
Davidoff
İlk isim çok yakışmıştı ona. Koyduğunuz isimleri sakın değiştirmeyin. Onunla doğarlarsa onunla ölmelidirler.
Tekrar teşekkür ederim Gülüm.
Gülüm Çamlısoy
Siz söylersiniz de ben göz ardı eder miyim?
Asıl ben teşekkür ederim. Mühim olan bizlerin birbirimize sunduklarımız ve sevgiyle eşleşen edebiyat sevdamız ve nice dostluklar kuruluyor ve bizler her şeyi unutuyoruz en azından bir süreliğine tüm sıkıntı ve hüznü yok sayıyoruz.
İyi ki varsınız sevgili dostum.
Hep sevgimle.
arkadaşım çok mu uzundu hepsini birden yayınlasaydın meraktan çatlayacağım. Tsunami bekliyorum.
Davidoff
Oysa ben istesem bu yazıyı on satıra da sığdırıp, diğerlerini eklerdim.
Bırakalım her şey tadıyla tuzuyla olsun.
Satır, satırınlığını.
Paragraf, paragraf olduğunu bilsin
Güzellik dolu yüreğin de izdüşümü güzelliklere delalet.
Sizi okumak muhteşem sevgili yazarım.
Kıymetli kaleminizle yeniden buluştuk ve sabırsızlıkla bekliyoruz bir sonraki bölümü.
İlk günden beri takdir ettiğim ve yüreğimde saklı nadide yüreğinizi kutluyorum.
Hep sevgilerimle gönül dostum.