meselci'ye MEKTUPLAR -63
Ben geldim meselci.
Nasılsın diye sana soru sormayacağım.
Hemen konuya geçiyorum.
Hastayım.
Boğazım yanıyor.
Boğazım karıncalanıyor.
Nezle desen değil, öksürük desen hiç değil.
Boğaz ve burun karışık halde.
Eylül, gitmeden önce bana bir şey yapar illa.
Ya beni hasta eder, ya da sersem.
Ya beni parçalara ayırır, ya da var olan sağlam yanlarımı yaralar.
Ya benim eksiklerimi yüzüme vurur, ya da başarılarımı kıskanır.
Ya benimle gırgır şamata geçer, ya da benimle oyun oynar.
Eylül değişik bir aydır meselci.
Ne yaz mevsimidir, ne de sonbahar başıdır.
Kendisi de nasıl bir yaprak olduğunu hiç bilmez.
Ve nedense bu aydan yani eylülden çok kişi muzdaripliğini dile getirir durmadan.
Çok kişi haksızdır diyemem.
Eylül onların başına değişik duygu ve bela getiriyor ki bu kişiler eylüle dair şikayetlerini sıralıyorlar.
Ben buna eylül çarpması diyeceğim kabul edersen.
Çünkü eylül ile bir araya gelmek isteyen belli bir vakit sonra eylüle sitem ediyor.
Hatta geçen gün onu karşıma aldım ve kızarak şöyle dedim:
- Bak eylül uslu dur. Benimle uğraşma. Benimle dalga geçme. Benim derdim başımdan aşkın. Rica ediyorum hazan yüklü bakışlarını üzerime kusma.
Sen yoluna, ben yoluma.
Ancak eylül uslu durmadı. Daha da üzerime geldi. Daha da başıma musallat oldu. Benimle uğraştı.
Şiirlerimle alay etti. Ve sana yazdığım mektupları bile küçümsedi.
Meselci eylülü sana havale ediyorum.
Bana mektup yazmasan da olur, yeter ki beni eylülden kurtar.
Yeter ki eylülü dünyamdan çıkar.
Eylülün hakkından umarım gelirsin.
Kolay gelsin şimdiden. :)
MESELCİ
29.09.2018-Kızıltepe
meselci'ye MEKTUPLAR -63 Yazısına Yorum Yap
"meselci'ye MEKTUPLAR -63" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.