- 2003 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
BEDRİ ABİM İSTER DE BEN YAZMAZ MIYIM : KEFENİ YIRTTI AMA KİMSE ONA '' HAYDİ YİNE İYİSİN'' DEMEDİ.
Sevgili Bedri abim ister de ben yazmaz mıyım? Onun isteği üzerine bir deyimin hikayesi de benden olsun.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------
Efendim bilindiği gibi uzun ve zahmetli bir hastalıktan sapasağlam olarak kurtulan, çok daha feci sonuçlara sebep olabilecek bir kazayı çok ucuz bir şekilde atlatan, ’’Artık gidici’’ deyip helvasını hazırlamaya başladığınız bir insanın hastaneden sapasağlam çıkması ve benzeri durumlarda o insanlara ’’ Haydi yine iyisin, kefeni yırttın ’’ denir. İyi de iyileşmek, sağlığına kavuşmak, ölmek üzereyken adeta öteki alemden dönmenin kefeni yırtmakla alakası ne? O zaman gelin hikayesini okuyalım.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde İstanbul’da Nail adında bir vatandaş yaşarmış. Nail nerede bir pis iş varsa onu yapan bir adammış ama yanlış anlaşılmasın. Pis iş derken yasa dışı ilerden bahsetmiyorum. Mesela bir yerde bir lağım mı tıkandı? Hemen Nail’i bulurlarmış. Hale balık mı geldi? O balık kasalarını sırtına yükleyip taşıma işini Nail yaparmış. Çöpler birikti de belediye çöp toplamakta gecikti mi? Nail’e nafakasını doğrultacak bir iş çıkarmış. Yağlı, paslı, kimsenin uğraşmak istemediği işleri hep Nail yaparmış. İşte bu sebeple de Nail çok kötü kokarmış.
Derken efendim bunca kötü kokuya rağmen nihayet Nail’e de boyu boyuna huyu huyuna pek de uymayan ama anasız babasız olduğu için ’’ Ne yapalım benim kaderim de buymuş’’ diyen bir kısmet bulunmuş.
Bulunmasına bulunmuş ama Nail ’’ Bu kokuyla kızın koynuna girilmez ’’ Diyerekten soluğu hamamda almış.
Daha hamamın kapısında belirdiği anda tellaklar ellerine takunyaları alıp ’’ Bir adım daha atarsan seni gebertiriz. Defol’’ demişler.
Nail hem misler gibi yıkanıp temizlenmek hem de göbek taşı üzerinde tüm kaslarının pamuk gibi yumuşamasını o kadar istiyormuş ki...
Bakmış olacak gibi değil. ’’ Ah kalbim ’’ deyip sendelemeye, daha sonra çırpınmaya başlamış ve akabinde külçe gibi yere yuvarlanmış.
Tellaklar telaşla ’’ Ne oldu lan buna şimdi?’’ derken oralardan geçmekte olan mahallenin imamı yaklaşmış yerde yatan Nail’e ve elini alnında gezdirdikten sonra ’’ Sekte-i kalpten rahmet-i rahmana irtihal eylemiş ’’ demiş. Yani İmam’a göre kalp krizinden ölmüş Nail.
Nail’in de numarası buymuş zaten. ’’ Şimdi ben burada ölürsem mecburen beni bir güzel yıkarlar. Misler gibi kokarım, yorgunluğumu da atarım ’’ diye düşünüyormuş.
Nitekim tellaklar imamın da yardımıyla Nail’i göbek taşına yatırmışlar. Başlamışlar köpük köpük yıkamaya. Herifte öylesine kir varmış ki keseler delinmiş kese atarken. Yani hani kaşağı çekseler olacak... Nail’den oklava gibi kir çıkıyormuş.
Derken İmam ’’ Oldu olacak garibi kefenleyelim. Zaten kimsesi yok. Sevaptır ’’ deyince Nail ikilemde kalmış. ’’ Ben yaşıyorum ’’ dese tellaklardan bir ton sopa yiyecek. Demese vaziyet kötü, resmen kefenleyip kabre koyacaklar.
Ses etmemeye karar vermiş. Tellaklar bir kaç metre beyaz bez bulup İmamın önüne koymuşlar. İmam Nail’i bir güzel kefenlemiş. Sonra tellaklara ’’ Gidin camiden tabutu getirin de camiye, musalla taşına yatıralım. Sonra namazını kılar defnederiz.’’ demiş.
Tellaklar gidince Nail fırsattan istifade İmamı neredeyse korkudan öldürecek bir tarzda kefeni yırtıp kendini hamamdan dışarı atmış.
Az sonra tellaklar gelmişler. Bakmışlar Nail ortada yok. İmama sormuşlar ’’ Nail’in naaşı nerede İmam Efendi? ’’ İmam cevap vermiş ’’ Vallahi kefeni yırttı sonra da dört nala koşmaya başladı. Kim bilir şimdi nerededir.’’
Evet ’’ kefeni Yırtma ’’ deyiminin hikayesi işte böyle
Yok yok böyle değil. Hikayenin tamamını ben uydurdum. Yani benim kurgulamam... ’’Kefeni Yırtma ’’ deyiminin asıl hikayesini bilmiyorum ( Sanırım böyle bir hikayesi vardır. ) ama ’’ Kefeni Yırtılma’’ nın hikayesini çok iyi biliyorum.
3 Haziran 1989 da ölen Ayetullah Humeyni’nin Tahran’da düzenlenen cenaze törenine iki milyondan fazla insan akın ederken, cenaze namazının kılınmasından sonra Humeyni’nin naaşı üstü açık bir tabuta kondu. Beheşti Zehra mezarlığına götürülürken büyük bir kargaşa yaşandı ve kendinden geçen insanlar cenazeye hücum ettiler.
Şiilerce kutsal olduğuna inanıldığı için Humeyni’nin kefeninden bir parça koparmak isteyen halk tabuta saldırırken, yaşanan kargaşada kefen parçalanarak, Humeyni’nin naaşı yere düştü. Kargaşa nedeniyle defin işlemi ertelendi ve Humeyni’nin naaşı helikoptere konarak evine götürüldü. Kargaşada 8 kişi hayatını kaybederken, 500 kişi de yaralandı.
Evet, milyonlarca insanın ’’ Ruhullah ’’ yani ’’ Allah’ın ruhu ’’ dedikleri bir insan olup da öldükten sonra kefeninin parçalanması, o kefenden çırılçıplak paat diye yere düşmek ve tüm bunların dünya televizyonlarından naklen yayınlaması...
İnsanların cehaletine mi yanarsınız yoksa Yüce Rabbimin o hep ’’yok ’’ denen sopasının aslında var olduğu, O istediği zaman da insanların kafasına kafasına nasıl indiğinin tecellisi mi dersiniz orasını bilemem ama kefeni yırtan değil lakin kefeni yırtılana sanırım Humeyni’den daha uygun bir örnek olamaz.
Humeyni de - Bizzat kendisi olmasa da - kefeni yırtmıştı ama hiç kimse ona ’’ haydi yine iyisin. Kefeni yırttın ’’ demedi, diyemedi.
YORUMLAR
Selam Sami hocam seni bu hayal gücün üstün mizahi kaleminden dolayı kutluyorum
Ben defn merasimini Iran'da evinde misafir kaldığım dostumla tv de canlı izlemiştim.
Bütün çıplaklığıyla hatta Humeyni'nin naaşının çıplaklığını izledim.
Helikopterin gelip naaşı götürmesinden önce daha fazla zarar görmesin diye orada bulunan bir konteyneri ters çevirip üzerine kapattılar üstüne de (komite) denilen güvenlik muhafızları çıktı. Daha sonra helikopter naaşı alarak Humeyni'nin yaşadığı Kom'daki (kum diye okunur) Beheşti Zahra mezarlığına götürdü.
Asıl defn merasimi orada gerçekleşti.
Dahası adamın neredeyse avret mahalleri bile ortaya çıkmıştı, koparılan kefen bezi parçaları elden ele dolaşmaktadır.
Bu konu benim =çaylar şirketten yemekler şevketten= anı yazılarımda olacaktı ama bir zaman bulupda tamirdeki otobüsü çıkaramadım. Sen biraz erken davrandın.
Seni sevgiyle kutluyorum.
sami biberoğulları
Aslında sen benden erken davranıp yazmıştın bu olayı ama senin yazdığında şoförlük anıların da olduğu için asıl ana konu biraz kaynadı sanırım.
Selam ve sevgilerimle.
Değerli hocam, Rambo-Afganistan filminde bir sahne/diyalog vardır...
Buzkaşi oyununu seyreden Afganlı yanındaki Rambo'ya "Tanrı delileri çok seviyor olmalı!" der...
Rambo: "Neden?"
Afganlı: "Baksana, onlardan çok yaratmış!..." :)))
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Kaç kere yırtılırsa yırtılsın yine de o beyaz elbise, kefen eninde sonunda bir şekilde giyilecek, bundan kaçış yok. Humeyninin kefeninin yırtılmasına gelince o da garip bir adet böyle bir şey yok aklı selim Müslümanlarda. Şia her zaman ki gibi abartıyı seviyor da seviyor... Güzel bir yazıydı kutluyorum yürekten Sami Hocamı...
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Anlamlı ve güzel bir hikaye olmuş, bilmediklerimizi öğretme açısından da...
Tebrikler kaleminize
sami biberoğulları
Selam ve saygılar.
Keyifle okunan yazılarınızdan biri daha:) Kefeni yırtma hikayesi gerçeği olmasa bile gerçek olacak kadar güzeldi:) Aslında deyimleri sizin yazacağınız hikayelerle dinlemenin keyfi de eminim bambaşka olurdu. Ne hikayeler çıkardı kim bilir:))
Emeklerinize sağlık.
Saygılar
sami biberoğulları
Selam ve saygılar.
hocam sen böyle yaz bizleri mahrum bırakma.iyiki bedri eniştemiz sizden istemiş yoksa bu yazı ya yazık olurdu yav benim bilmediyim ne kadar konu varmış hocam ya..bide sen cahil deyilsin diyordun.....gülümsettin ..ömründe.gününde huzur içinde geçsin gül kokulu diyardan selamlar
sami biberoğulları
Selam ve sevgiler.
:) :)
Yazı hem güldürdü hem de öğretti bilmediklerimi...
Teşekkurler Sami abi
Saygimla
sami biberoğulları
Selam ve saygılar benden de..
Kefeni yırtmak deyiminin bir hikayesi yoksa bile bence bundan sonra sizin uydurduğunuz hikaye anlatıla gelecektir halk arasında :)
Güldüm, eğlendim ama bir şeyler de öğrendim yazınızı okurken.
Teşekkürler Sami öğretmenim.
Saygılar selamlar.
Not: Bu ikinci yorum denemem bu da mavi halka kurbanı olursa bir üçüncüsünü yazmayacağım:)
sami biberoğulları
O mavi halka dün de beni deli etti. Yazımı ancak bugün atabildim sayfama. Bazen de resimleri kabul etmiyor. Düzeltirler inşallah.
Selam ve saygılar.
Hicran Aydın Akçakaya
Yazsanıza Sami Öğretmenim, okuyalım :)
sami biberoğulları
Hicran Aydın Akçakaya
))))
Sami abi öğrencilik yıllarımızda bir Iğdır'lı arkadaşım yurttan elime yapışan yastık örtüsünün bezini heyecanla "Bu ne?" diye sorunca "Şşşşşt...aman ha kimse duymasın bu İmam'ın kefeninden bir parça..Bana İranlı bir molla gönderdi..çok gizli,aman kimse duymasın" dedimğimde bana cevaben "Aşkolsun be abi..bana sır olarak ne dedin de başkası duydu?" diye çıkıştı.
haklıydı ben ona ne dedimse başkası duydu..
Ertesi gün kantinde "kefen paeçası ziyaret" merasimi oldu...
Bana da ziyafet çektiler..
O arkadaşlarla görüştüğümüzde hala o "patiska" bezi soranlar olur..
Başucumda mübarek bez diyorum.
Selam ve saygı ile.
sami biberoğulları
Aklınla bin yaşa sen.
Selam ve sevgiler.
Halit Kesler
ama biraz eskidi yenisiyle değiştirmem lazım.
İrandan getirmiştim.😂