- 1621 Okunma
- 12 Yorum
- 3 Beğeni
ÖYKÜLERLE DEYİMLER
ALİKIRAN BAŞKESEN
Gömleği Bursa’nın has ipeği
Kuzu yününden kuşağı Antep işi
Nazilli dokuması pantolon bol paça
Yumurta topuk ayakkabı Çarşamba
Kehribar tespih elinde
Altı patlar belinde
Saldırması kuşağında
Çağanoz gibi yan yan yürür
Burma bıyık kömür karası
Racon keser
İnsanların baş belası
Osmanlı zamanında neredeyse her semtte bu külhanbeyi denilen zorbalardan vardı. Gelirler çenelerini okşarlar, başparmak işaret parmağın üzerinde kaydırılır, para istenir, haraç alırlardı.
“Ali kıran, baş kesen bunlar. Zaptiye ye söylesek neye yarar. Onlar da bunlarla ortak zaten.” Der ses çıkaramazlardı haraç verenler.
Aslında -Ali kıran baş kesen - deyimi nereden neşet etmektedir?
Fatih Sultan Mehmet İstanbul’a bakıyor her yer zümrüdî yeşil. Boğazı da almışlar aralarına yeşille mavi sevişircesine kucak kucağa. Bu büyüleyici manzaraya zarar verilmesi halinde olacakları düşünüyor. Veriyor fermanını:
“Dal kesenin başını keserim”
Bir dalı kırmanın baş kesmek kadar büyük bir suç olduğu fikri “Dal kıran baş keser” şeklin de söylense de zamanla o deyim anlamını yitirerek “Ali kıran baş kesen” şekline dönüşmüştür.
Yedi tepesinin birinden bakın İstanbul’a; Fatih’in İstanbul’u bu mu?
Yoksa…
O halde gördüklerinizi siz anlatın yüreğiniz dayanıyorsa!
Deyimler böyledir. Kelimeler benzerleriyle değiştirilerek başka anlamlar içeren yeni söylemler ortaya çıkabilir.
ÇAM DEVİRMEK-POT KIRMAK:
Bir insan ne kadar aç olursa olsun doyuncaya kadar yer. Kanıncaya kadar içer. Yoruluncaya kadar koşar. Eğer kanaat duygusundan yoksunsa; kusuncaya kadar yer. Boğuluncaya kadar içer. Çatlayıncaya kadar da koşar.
Zenginliklerde genel de böyledir. Eğer insan tatmin duygusundan yoksunsa, daha çok kazanma hırsıyla gözü döner, vicdanı kararır, merhamet duygusu yok olur.
Eskiden İstanbul’da varlıklı olan eşraf takımının büyük araziler içine kurulmuş köşkleri varmış. Köşk ne kadar büyük, köşkü kullananlarda ne kadar az sayıda insan olursa olsun sığamazlarmış içine. Çareyi; tabii güzellikten, yazın gölgesinden yoksun kalma pahasına bahçedeki çamları devirmekte bulur, devirdikleri çamların kerestesiyle yeni evler yaptırırlarmış. Çam devirmek deyimi buradan dilimize girmiştir.
Bazen acemi terziler elbise dikerken hoş görünmeyen büzülmeler, kıvrımlar bırakırlar. Pot denilen bu hatayı gidermek için yapılan yeni büzme işlemleri hatayı daha da görünür hale getirir. -Pot kırmak- da
-Çam devirmek-”le aynı anlamda kullanılmaktadır.
İlkokul dördüncü sınıf kitabından alınan bir bilgi, Ormanın faydaları:
Yakacak ve ham madde kaynağıdır. Yer altı sularını zenginleştirir. Yağış miktarının artmasını sağlar. Hava kirliliğini önler. Doğal güzellik sağlar. Sıcağı soğuğu dengeler. Erozyonu önler. Ülke savunmasında önemlidir. Gezme, dinlenme yeridir. İnsanlara iş imkânı sağlar. Canlıların barınağıdır
Yönetenler bunu bilmiyorlar mı?
Onların birilerine minnet borcu varsa; önce borçlarını mevki, makam, iş vererek ödeme yolunu seçerler. Daha sonra sıra topraktadır. Eğer toprakta ağaç varsa gözler ağaçlara dikilir..
YORUMLAR
taşı sıksan suyunu çıkardırsın valla
hacıhasanın eşşek govaladığı yerlerde
nerden neşet eder bilmenki
eyvallahh
Bedri Tokul
Altından ne çıkacak.
Bu gibi söylemlerin gerçek kaynağı sensin .
Sahi bir el atsan ne kadar iyi olur.
Ne güzellikler çıkar ortaya.
Selamlarımla...
İbrahim Çelikli.
halktan uzak kalmakla bu misyondan kaçmış olduk..
Sayende ilginç ve güzel şeyler öğreniyoruz Can Dost sağolasın.
Çok teşekkürler.
Diğerlerini de sabırsızlıkla bekliyoruz.
Selam ve saygılar..
Bedri Tokul
Bildiklerini bizlerle paylaşman sayesin de neler neler öğrendik senden.
Selamlarımla Dostluğun gerçek tarifi.
Benim Can Dostum.
Selam ve saygıyla.
Paylaşımlarınızı ilgiyle okuyorum, aydın kaleminize çokça beğenilerim ve teşekkürlerim içten...
Yüreğinize sağlık değerli kalem
Bedri Tokul
Şimdi buradayız.Okuyor okunuyoruz.
Ne mutlu bizlere..
Selam ve Saygıyla.
Takibinizdeyim Bedri hocam. Ben bazı deyimlerin anlamlarını hiç bilmiyordum. Bu yazı bu anlamda çok bilgilendirici oldu, bir de sizin kaleminiz ve anlatımınız ile olunca okuması da bir o kadar keyifli. Tebrik ediyorum.
Deyimlerin öykülerini okumaya ve öğrenmeye devam diyorum kendime de:)
Saygılar selamlar hocam
Bedri Tokul
Ben de sizlerle beraber öğreniyorum işte.
Övgüleriniz benim için övünç kaynağı.
Teşekkürler. Selamlar.
Güzelliğe ortak olmak...sevgide hepimizin de hissesi var iken ve sizin gönül bahçeniz bizlerin yüreklerinin serpildiği bir ortam iken...yazmanın ulvi bir duygu olduğu yine aşikar yine aşikar.
Paylaşmak eşsiz bir duygu ve bir dostumuzun bizlere sunduğundan nemalanmak ve onun mutluluğuna ortak olmak.
Bizi biz yapan da işte bu.
Değerli hocam, kıymetli Bedri Ağabeyim, var olun siz.
Hep saygımlasınız.
Sonsuz selamlarımla ve en iyi dileklerimle.
Bedri Tokul
Dileklerin gerçek olsun hep.
Selam ve saygılarımla Canım Kardeşim.
Bedri Tokul
Google amcam yol vermese de.
Sen benim yazılarımı okur beni gönülden desteklersin.
Bilmez miyim hiç...
Selam ve Saygıyla can Bacı.
Güzellikler yine edebiyatın gövdesinde açan sayısız çiçek misali bir bir serilmiş yüreklerden.
Bilginin doyumsuzluğu ve bu güzel yazı dizisi eşliğinde vakıf olduklarımız.
Değerli hocam, kıymetli Bedri Ağabeyim,varlığınıza ve kaleminize teşekkürler.
Saygı ve selamlarımla.
Bedri Tokul
Dost insan.
Usta yazar.
Teşekkür ediyor selam ve Saygılar gönderiyorum.
Bu yazı dizisi sayesinde; bildiğimizi pekiştirmeye, bilmediğimizi öğrenmeye, yanlış bildiğimizi düzeltmeye devam ediyoruz.
Eliniz, kolunuz, yüreğiniz dert görmesin.
Teşekkürler.
Saygılar selamlar Bedri Ağabey.
Bedri Tokul
İşini iyi yapanadır kardeşim.
Saygım sana hep olacaktır.
Saygı da benden Selam da