- 386 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Akşam Yarenlikleri (Hacı Aziz 2.Bölüm)
Dedem öğlen namazına gittikten sonra,babam içinde biriktirdiği öfkeyi kusuyırdu. Boncuk boncuk ter içinde kalan alnını cebinden çıkardığı mendili ile sildi.Başladı saydırmaya;
- Üç ay yiyip içeceksin ama bir kuruş ödemeyeceksin. Yetmezmiş gibi bir de hediye babından iki aylık daha fazladan erzak vereceksin.Bu değirmenin suyu nereden? Bize de bu malları bedava vermiyorlar.Şu babamı anlayamıyorum.Kocası var, çocukları var...Neymiş efendim, sarhoşmuş, berdoşmuş, işsizmiş falan filan...Bana ne,bari nüfusunuzu da üstümüze yaptırın olsun bitsin...
Bir türlü sinirini alamıyordu. Tekmelerle tezgahı dövüyor, sşgaranın birini yakıp birini söndürüyordu.Babama yaklaşmak mümkün değildi.Yetmedi .Oturduğu sandalyeyi sayısız kere ileri geri çekip bıraktı.Adeta kendi kendini yiyordu. Tekrar ayağa kalktı ve bana doğru bakarak;
- Koş ! Hamdi abiden iki tane çay kap gel..
Hamdi abinin çay ocağı sokağın karşı kaldırımındaydı.Berber Cemil abi ile Manav İbrahim abinin dükkanlarının arasında beş masalık küçük bir yerdi.Lakin, çayının kokusu insanı mest ederdi.
Kıtlama şekerlerini akşamdan küçük küçük kırar, ayaklı şekerliklerine koyardı.Koşarak yanına gidip;
-Hamdi abi, babam okkalı iki çay istedi dedim...
Çay ocağının başında kirli bardakları yıkamakla meşgul olan Hamdi abi, kalın kaşlarının altında içeri gömülü yeşil gözleri ile bana bakarak;
-Sana kaç defa dedim, içeri girdin mi selam ver diye...Baban öğretmez bilirem ama dedende mi öğretmir....
Her defasında unutuyordum..Halbu ki dedem bana hem ilmihali bilgileri hem de sosyal yaşantıya dahil bildiklerini çokça anlatırdı.
Hazırladığı çayları tepsiye koyup verdi.
-Çayları içtizmi tepsiyi al gel dedi...
Çayları götürdüğümde dedem ve Kazım abi de gelmişlerdi.İkisinin de yüzlerinde güller açıyordu sanki.Çayları koyarken selam verip,hoşgeldiniz dedim.
Dedem yüzüme gülerek baktı ve memnun olmuş yüz ifadesiyle;
-Aleykümselam dedi.
Dedem, olanları babama anlatıyordu.Kazım abiyle beraber, Belediye Başkanının yanına gitmişler.Ricası sonrası Kazım abiyi Fen İşlerinde geçici kadroyla şoförlük işine koydurmuşlar.E sınfı ehliyeti olduğu için kamyon şoförlüğü yapacakmış.
Gidip gelene kadar nasihat etmiş. İçkiyi bırakacak ve çoluğuna çocuğuna sahip çıkacaksın yoksa külahları değişiriz diye...Kazım abi çayını içtikten sonra dedemin elini öpüp;
-Artık eve geçip müjdeyi çocuklara vereyim! dedi.
Yanımızdan ayrılırken, ayakları yere basmıyor gibiydi.Dedemin yaptığı bu iyilik değildi.Sosyal bir sorumluluk,komşuluk,babalıktı.
Sonra bize dönerek dedi ki;,
-Hazırlanın yarın Kayseriye mal almaya gidiyorsunuz....
Devamı yarın
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.