SANAL UYUŞTURUCU -...-
Ülkemizde 2000 yılların başında hızlı bir şekilde yayılan iletişim sektörü cebimizi, beynimizi yakmaya devam etmektedirler. Onlar daha çok kazanırken tüketici bir o kadar fomo hastalığın pençesine düşmektedir. İletişim araçları telefon, sosyal medya ve internet araç olmaktan çok amaç olmanın cazibesine girmiştir.
-Bir aleti araç olarak kullanırsan efendisi, amaç olarak kullanırsan kölesi olursun…
Oysa telefonlar bir haberleşme aracıdır, oyun, sohbet aracı değildir. İletişim sektörleri sindire sindire kontörle başladılar zamanla farklı, cazibeli paketlerle kullanıcıyı kendilerine bağımlı kıldılar. İletişim artık bir haberleşme aracı olmaktan çıktı, sohbet, oyun sosyal medya ve imaj olarak anılmaya başlandı. Cebimizdeki paraya ortak olurlarken bir başka yandan da numaralarımızı reklam şirketlerine para karşılığında vermeye başladılar.
-İzleniyoruz, duyuluyoruz ve ne yaptıklarımızdan haberdar oluyorlar!
Şimdi aldığım duyumlara göre Mobil sektörleri, alt-küçük bayilerini tüketicilere hazır kart yerine faturalı hat satmaları yönünden ağır baskılar yapmaya başlamışlar. Hazırkart(faturasız) bayi primleri 4-5 tl iken Faturalı hatlara 25-35 tl arasında prim veriyorlarmış. Alt bayilerin faturalı hat satmamalarının tek nedeni daha önce satılan faturalı abonelerin aşırı mağduriyetlerinin olduğunu söylemektedirler. Faturalı tüketicilerin her 10 kişiden 9 u mağdur edilmektedir. Tüm bayilere belirli bir kota verilmiştir, kotayı doldurmayan bayilerin POS (kontörmatik) cihazlarına el koyacaklarını söylüyorlar. Ki binlerce bayilerin bayi kodlarını iptal edilmiştir.
2000 yılında bir abonenin 100/120dk. Kontörü 3 ay ihtiyacını karşılarken şimdi her evde en az 3-5 hat bulunurken aylık 3000 dk. Süreler bile yetmediğini görülmektedir. Bunun yanında 2-3-4 hata 10 Gigabayt internet bir o kadar SMS paketlerini satmaktadırlar. Bu aşırı talepleri göz ardı etmeyen sektörler artık hatla birlikte tablet, telefon ve bilgisayarları da satmaya başladılar; bu hem küçük esnafı yok ederken hem de aile arasından bağların zayıflması da beraberinden getirmiştir. Bireyler arasında haberleşmeden çok bireyler kendi telefonuyla, bilgisayarıyla veya tabletiyle baş başa kalmanın uyuşukluğunu yaşarken sanal bir hayatın içinde debelenip durmaktadır.
Bu gidişle Önlemler alınmazsa insanlar derin uçurumlara sürüklenmiş olacaklardır. Tüketicilerin bu aletlere/araçlara bağımlılığı artıkça Mobil sektörlerin patronları bir o kadar palazlanacaklardır. Bu gidişle hiçbir bireyin özel hayatı kalmayacak ve kapitalizm istedikleri hepsi olmuş olacak ve yaşlı dünyanın insan nesli tüm özeliklerini değiştirilmiş olacaktır.
-kendi sevdiklerinizle (anne- baba ve kardeşlerinizle ) ayda kaç dakika zaman ayırabiliyorsunuz?
18 yaş altı tüketicilere hat satılması yasalarca yasak iken babasının izniyle küçüklere hat satabiliyorlar. İnternet cafelere 18 yaş altı yasak iken tam tersi 18 üstündekiler cafelere gitmemektedirler(biz çocuk muyuz) yani 7 den 70 e herkes bir FOMO (Fear of Missing Out) yani gelişmeleri kaçırma korkusu; sanal uyuşturucu) hastalığın peçesindedir demek.
DİKKAt VERGİ ÇARPABİLİR!
Yeni bir faturalı hat aldığınızda hattınıza kullanımlarınız haricinde yansıtılacak olan hat açılış vergileri:
Yeni hat açılışlarında hattınıza 46 TL tutarındaki İlk Tesis Özel İletişim Vergisi ile 18,95 TL tutarındaki Telsiz Ruhsatname Ücreti yansıtılır.
Hat Kapama Belgesinde IMEI yoksa 46 TL’lik İlk Tesis Özel İletişim Vergisi ödemezsiniz. 18,95 TL’lik BTK Ruhsatname Ücreti ödememek için de Cihaz Boşa Çıktı Belgesi getirmeniz gerekmektedir.
Kullanımlarınız üzerinden yansıyacak vergiler:
Katma Değer Vergisi (KDV): Katma Değer Vergisi Kanunu gereğince tüm haberleşme hizmetleri için faturanıza aylık hizmet tutarları üzerinden %18 oranında KDV yansıtılmaktadır.
Özel İletişim Vergisi (ÖİV): Faturanıza aylık internet bağlantısı haricindeki kullanımlarınız üzerinden %25 ÖİV yansıtılmaktadır. İnternet paketleri ve internet kullanımları üzerinden ise %5 oranında ÖİV alınmaktadır.
Diğer vergiler:
Telsiz Kullanım Ücreti: Aylık 1,58 TL olan ücret, kullanımlarınızdan ayrı olarak her ay faturanıza yansıtılmaktadır.
Türkiyede hat abone sayısı:
Türkiye’de 2015 yılı sonunda mobil abone sayısı 73.2 milyon olarak gerçekleşti. 73.2 milyon abonenin 41.5 milyonu ise akıllı telefon kullanıyor. 2015 yılı Türkiye genel nufusu:
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Türkiye’nin 2015 nüfusunun son verilere göre 77 milyon 695 bin 904 kişi olduğunu açıkladı.
BURAYA ÇOK DİKKAT EDİN NUFÜSÜMÜZ 77.6 MİLYON ABONE SAYISI :73.3 MİLYON !!!
Türkiye’de faaliyet gösteren mobil operatörlerin, 2015 mali yıl sonuçlarındaki açıklamalarına göre, yıl sonunda Türkiye’de mobil abone sayısı 73.2 milyon. Yüzde 56.7 akıllı telefon penetrasyonunun bulunduğu Türkiye’de abonelerden 41.5 milyonu akıllı telefon kullanıyor.
BTDünyası.net’in Turkcell, Vodafone ve Türk Telekom’un açıklamış olduğu, yıl sonu verilerinden derlediği rakamlara göre, şebekesinde en yüksek akıllı telefon penetrasyonu bulunan operatör yüzde 66 ile Avea İletişim Hizmetleri AŞ (Türk Telekom), en fazla akıllı telefon kullanıcısına sahip operatör ise 17.7 milyon ile Turkcell. Abone başına en yüksek gelir elde eden operatör Vodafone iken, faturalı abone tabanından kullanıcı başına aylık, en yüksek ortalama gelir elde eden operatör de Vodafone.
Ön ödemeli abone tabanından en düşük geliri ise aylık 12.8 TL ile Turkcell elde ediyor. Şebekesinde en yüksek faturalı abone oranına sahip olan operatör Avea, en yüksek ön ödemeli abone sahibi olan operatör ise Vodafone.
Avea ve Vodafone abonelerini aylık ortalama 440 dakika dolayında konuştururken, Turkcell kullanıcılarının konuşma dakikası aylık 300 dakikanın aldında kalıyor.
Mobil öperatörleri faturalı hatların daha çok satılması için alt bayi, küçük bayi, bakallara POS cihazlerını, bayi kodlarını iptal etmekle tehdit etmektedirler. Daha çok tüketiciyi ağlarına almak için yasal olmayan yollara başvurmaktadırlar.
Mağdur olan aboneler bır tıkla faturasız hatlardan faturalıya geçiş yapılabilirlerken faturalıdan faturasıza çıkmak için muhataplarına ulaşmaktan zorlanmaktadır; bu bazen haftalarca, aylarca sürebilmektedirler. 24 ay sözleşme karşılığında cep telefonu, tabletler vb. aletlerle bağımlı kalan aboneler bir borç batağına düşerlerken hacizle karşı karşıya kalmaktadırlar.
Kotayı doldurmak zorunda kalan bayiler kotasını doldurmayınca açık hat(başkasının adına açılan hat) satmak zorunda kalıyorlar!
Alıntılarla devam edelim!
Birileri bizi gözetliyor:
Yanınızdan ayırmadığınız cihazın bir cep telefonu olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz, o aslında bir izleme cihazı. Teknolojinin gelişmesi ile birçok özelliği barındırır hale gelen akıllı telefonlar; nereye gittiğinizin, kimlere mesaj ya da e-posta attığınızın, bankada ki paranızın, neler satın aldığınızın, ne zaman uyuyup ne zaman uyandığınızın kaydını tutuyor. Bu bilgilerin tamamı, talep edildiğinde telekomünikasyon şirketleri tarafından emniyet teşkilatına iletiliyor. Teknolojinin ilerlemesine rağmen yasaların insanların özel hayatını koruyacak şekilde yenilenmemesi ABD’de tartışma yarattı. Ülkenin saygın gazetelerinden New York Times’ın haberine göre telekomünikasyon şirketleri geçen sene emniyet teşkilatına 1.3 milyon kez kullanıcılarının özel bilgilerini iletti. Ancak en çok kullanılan telekomünikasyon şirketi T-Mobile rakamlarını açıklamak istemediği için bu sayı aslında çok daha fazla. Polis hafif suçlar işlediğinden şüphelenilen kişilerin bile bilgilerini isteyebiliyor. Bu bilgilerin şirketlerden alınması için kimi zaman mahkeme emrine bile gerek duyulmuyor.
DÜŞÜNCELERİ BİLE DEPOLUYORLAR Colorado Üniversitesi’nden hukuk profesörü Paul Ohm, cep telefonlarını artık “izleme cihazı” olarak adalandırıyor. Ohm, “Her yıl özel şirketler milyonlarca dolar harcayarak müşterilerinin kelimelerini, hareketlerini, hatta düşüncelerini depolayan yeni hizmetler geliştiriyor” diyor. Giderek yayılan uygulamalar, GPS sistemleri, kesintisiz internet bağlantısı gibi özellikler kullanıcılar için vazgeçilmez hale geliyor. Peki bu durum ne kadar zararlı olabilir? Columbia Bölge Temyiz Mahkemesi, polisin izleme cihazlarını kullanması üzerine verdiği bir kararda GPS verilerinin “insafların kiliseye ne sıklıkla gittiğini, ne kadar içki içtiğini, eşini aldatıp aldatmadığını, tedavi görüp görmediğini, siyasi örgütlere üye olup olmadığını” gösterebileceğini belirtti. ABD’de yapılan yeni bir araştırma ise sizin ve arkadaşlarınızın nerelere gittiğini karşılaştırarak gelecekte nerede bulunacağınızın oldukça isabetli bir oranda tahmin edilebildiğini ortaya koydu. New York Times başyazısını da konuya ayırarak hükümete seslendi. Cep telefonları, e-postalar ve sosyal paylaşım siteleri günlük hayatı yönetir hale geldiğini belirten gazete “Ancak Kongre, dijital iletişimi korumak için hiçbir şey yapmadı” dedi.
www.haber61.net/bilim-teknoloji/dikkat-birileri-bizi-gozetliyor-h119033.html
AKILLI TV’LERİN KAMERALARINI KULLANMIYORSANIZ KAPATIN
Televizyon kameralarının ve ses alıcılarının kullanılmadığı zamanlarda kapatılması gerektiğini kaydeden Doç. Dr. Koltuksuz, “Televizyon ses özelliğini devre dışı bırakıp kamerasını da kullanmadığınız zamanlarda kapatın. Basit bir yara bandıyla bile kamerayı kapatırsanız, yaralanmamış olursunuz. Örneğin, çok kullanılan harici belleklerin güvenliğine özel önem verin. Bilmediğiniz ya da güvenmediğiniz uygulamaları televizyonunuza ya da telefonunuza indirmeyin. Bir uygulamayı indirirken nelere izin verdiğinizi mutlaka kontrol edin. Aksi takdirde, kendi rızanızla ses kaydı veya görüntü kaydına izin vermiş olabilirsiniz. Özellikle, resmi uygulama marketi dışında bir kaynaktan uygulama indirmeyin. Ayrıca, siber korsanlar, akıllı televizyonlardaki tarayıcının neden olduğu açıklıklardan faydalanarak sunucuyla akıllı televizyon arasına girilebilir. Bu sayede, kredi kartı, sosyal medya ve e-posta bilgileri gibi kişisel verileri ele geçirebilir” diye konuştu.
ÜCRETSİZ İNTERNETE ŞÜPHEYLE YAKLAŞIN
Hayatı kolaylaştıran internetin ve akıllı cihazların, zararlarının da en az yararı kadar çok olduğunu belirten Doç. Dr. Ahmet Koltuksuz, “Akıllı cihazlardan da öte dikkatsiz kullanılan internet, kullanan kişiye üst düzeyde zarar verebilir. Belediyelerin sağladığı wifi noktaları, kafeterya, restoran, hastane gibi kamuya açık alanlarda işletmeler tarafından bedava sunulan internet, sanıldığı kadar masum olmayabilir. Siz bir sinyal üzerinden internete giriş yaptığınızda, bilgileriniz herkese açık hale geliyor demektir. O anda o çevrede internete bağlı olan binlerce kişiyle birliktesinizdir. Bu kişilerden biri kötü niyetliyse, telefonunuzun şifresini, yazışmalarınızı, bankacılık işlemi yapıyorsanız kart şifrenizi, kredi kartıyla işlem yaptıysanız kredi kartı bilgilerinizi rahatlıkla görebilir. Bunun için cep telefonunun kritik bir cihaz olduğunu idrak etmeliyiz. Bedava gibi görünen hizmete, şüpheyle yaklaşmalıyız. Mümkün olduğunca mobil internetimizi kullanmalıyız ya da kişisel verilerimizi asla herkese açık bir ağdayken girmemeliyiz” diyerek uyardı.
TÜRKİYE’DE AKILLI TV’LER YOK SATIYOR
Yılda yaklaşık 15 milyon adet telefon satılan Türkiye’de, televizyon satışları da rekor kırıyor. Özellikle Avrupa ve Ortadoğu ülkeleri arasında birinci sırada olmayı başaran Türkiye’de geçen yıl 3.4 milyon adet televizyon satıldı. Tüketiciler bunun için 5 milyar TL ödedi. Bu yıl ise toplam televizyon satışının 3.7 milyon adede ulaşması bekleniyor. Bu televizyonların çok büyük kısmını ise akıllı televizyonlar oluşturuyor. Türkiye’de 37 milyon kişi hala tüplü televizyon kullanıyor. Ayrıca, yılda yaklaşık 700 bin çift evleniyor. Bu da televizyon pazarını ciddi olarak destekliyor. Türkiye’deki panel televizyon pazarının her geçen dönem hızla büyümesi öngörülüyor. – İZMİR, (DHA)
2018
YORUMLAR
"I-doser’in fiziksel olarak uyuşturucu ile benzerliği yok. Ancak beyin dalgalarını değiştiriyor ve vücutta uyuşturucu madde etkisi yaratıyor. Eroin, alkol gibi isimlerle anılan ses dosyaları, bu maddeler kullanıldığında çalışan enzimleri harekete geçirdiği iddia ediliyor. Beyinde ya da vücutta başka bir yerde herhangi bir zararı olmadığı söylense de deneyenler baş dönmesi ve mide bulantısı yaptığını belirtiyor."
ALINTIDIR
"Sanal Torbacılar İş Başında
Sitede bazı dozlar deneme amaçlı olarak ücretsiz veriliyor. Belli dozları indirdikten sonra tekrar tekrar dinleyebilirken diğerlerini her defasında ücret ödeyerek indirmeniz gerekiyor. I-doser’leri“sanal uyuşturucu” olarak tanımlayınca ilk doz bedava mantığına da “sanal torbacılık” demek yanlış olmayacaktır.
Popüler Bilim Dergisi’nde…
Durum kötü ve hasarı en aza indirgemek için mutlaka bireysel önlemler alınmalı. Ama şu da var ki az gelişmiş ülkeler veta gelişmemiş ülkelerde bilinçsiz tüketimin önüne geçilemiyor. Tüketim toplumu kavramı oradan geliyor. Bizim ülkemiz de buna dahil. İyi eğitilmiş bir toplumda ise durum daha farklıdır diye düşünüyorum.
Bu iç karartıcı ama gerçeklik oranı yüksek yazı için teşekkürler sevgli kardeşim.
DemAN
bu veriler 2015 ve 2017 verileriydi şimdi iki kat sanallılık...
Sevgiyle kalın hocam
BURAYA ÇOK DİKKAT EDİN NUFÜSÜMÜZ 77.6 MİLYON ABONE SAYISI :73.3 MİLYON !!!
İşte tehlike bu. İlkokul hatta ana okulu çocuklarının elinde bile cep telefonu var ve bu araç haberleşmeden daha fazla başka amaçlarla kullanılıyor.
Bizler bir zamanlar okullarda cep telefonunu yasaklıyor, ellerinde cep telefonu olan öğrencilerden derslerin bitimine kadar alıyor, okul paydos olunca iade ediyor ve bir daha getirmemesini söylüyorduk öğrencilerimize. Sonra? Sonra veliler '' Sen benim evladımın elindeki telefonu nasıl alırsın lan? Evladımı nasıl rencide edersin lan? '' demeye başladılar. Ki o zamanlar akıllı filan da değildi bu zımbırtılar.
Şimdi derste öğrencilere yalvarıyor öğretmenler '' Lütfen cep telefonunuzu kapatın '' Diye.
Velhasılıkelam tehlik zannedildiğinden çok çok daha büyük.
Selam ve saygılar.
DemAN
Aynen söylediklerinize katılıyorum oysa eskiden öğretmenlere itaatlik, saygı vardı. Aileler de çocukları umursadıklarını sanıyorlar oysa yanılıyorlar. Yazıma verdiğiniz katkınız için çok teşekkür ederim
en derin saygılarımla hocam