- 642 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
GAZİANTEP'TE BİZ BİR KAÇ KİŞİYDİK
GAZİANTEPTE BİZ BİR KAÇ KİŞİYDİK
Ahmet AYAZ
Gaziantep Life Dergisi
Sayı 79 Sayfa 62 Ağustos-Eylül 2018
………………………………………………………..
Gaziantep’te biz birkaç kişiydik. Ama güzellikler ile göz doyurucu, kültür, sanat ve edebiyat adına; Kültürü, sanatı ve edebiyatı yücelten işler yapıyorduk. Bunların tamamını değilse de, bir kısmını, kısa bir kesit ile aşağıda anlatmaya çalışacağım.
Bir şiir kitabım çıkmıştı. Bundan bir tanesini elime alıp, Gaziantep Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. İ. Hüseyin Filiz Beye gitmiştim. Sayın Hocamız, Kitabı eline alıp da, sayfalara bir göz attıktan sonra, yüzünü bana çevirerek, “Ahmet Bey, koskoca Gazi Şehrine siz Vahittin Bozgeyik, Tamer Abuşoğlu gibi üç beş kişi az değil mi?” dedi. Biz, şiir yazan, edebiyatla, edebiyat etkinlikleri ile uğraşan 3-5 kişi de olsak, kayda değer işler yapıyorduk. Biz, 26 Nisan 1996 tarihinde Rahmetli bestekar-müzisyen Tahir Siral, Emine Öksüzoğlu, Kemal Polat, Tamer Abuşoğlu, İbrahim Halil Aycan, İl dışından adını hatırladıklarımdan ünlü güftekar Nadide Gülpınar, Ayşe Ergün gibi isimlerin katıldığı bir program yaptık ki, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi konferans salonu dapdolu idi. Hem de girişler ücretli. O zaman, dinletinin geliri Gaziantep Çocuk Yuvasına verilmek üzere, Dünya Şairler gününü kutlamıştık.
Hem de yukarıda adı geçenler her birimiz 10 adet bilet alıp, parasını peşinen ödemek kaydı ile. O günün İl Emniyet Müdürü Sayın Hüseyin Çapkın Bey de, bize yardımcı olmuştu. Ben buradan Hüseyin Çapkın Beyin Kulaklarını çınlatıyorum. O zaman bizim programa Haydar Kaya da destek vermişti ve katgıda bulunmuştu. Düşünüyorum da, Gaziantep Büyükşehir Belediyesinin koskoca konferans salonunu ücretli biletlerle nasıl doldurmuşuz? 4 Ocak 2007 tarihinde Gaziantep Kültür Sanat ve Edebiyat “GASED’i kurduk. Şimdiki GASED Başkanımız Kemal Polat, Tamer Abuşoğlu, Ali Atalar, ve Hüseyin Toprak ile. Vali Yardımcısı Gökhan Veli Kişioğlu başkanlığında. İki defa Türk Dünyasında Şairler buluşmasını yaptık. Ciddi anlamda. Rahmetli Bekir Sıtkı Erdoğan, Cemal Safi, Azerbaycan’dan Prof. Dr. Tamella Aliyeva Abbashanlı, Azerbaycan Yazarlar Birliği Başkanı Abbas Abdullah Hacaloğlu, Kıbrıs’tan Beste Sakallı gibi isimleri çağırdık. Tüm masraflar GASED den olmak üzere.
Günümüzde GASED’in şiir dinletileri oluyor da, ücretsiz şiir dinletisine katılanların sayıları çok az denecek kadar. İnsanlar mı değişti. Sanat ayağa mı düştü? Yoksa şiir okuyanlar baş ağrısı mı yapıyorlar? Elbette bu konuda sorulacak soru gayet çok. Hem de oldukça düşündürücü,
Dünya şairler günü kutlaması programı bitti, akşamına bizi Rahmetli Tahir Siral kendi evine davet etti. Nadide Gülpınar, Ayşe Ergün, O zaman Ankara Emniyette Başkomiser ve Küçükleri Koruma Şube Müdürü idi Ayşe Ergün Hanımefendi. Tamer Abuşoğlu, İbrahim Halil Aycan, bir de ben. Çiğ köfte yoğruluyor, Ayşe Ergün bize zaman zaman, birer sıkım tat muayenesine getiriyor. Tahir Siral’ın udu eşliğinde kızı Orkide ve Aysun, bize şarkı söylüyorlardı. Program bir aile ortamıydı. Zaten biz hep ve her zaman biri birini seven ve sayan birer aileyiz. Sahnede mikrofonu, mikrofonik ve güzel sesi ile Kemal Polat ve Emine Öksüzoğlu paylaşıyorlardı. Program bitti, İbrahim Halil Aycan saz çalıp, türkü söylemek üzere sahneye çağırıldı. Aycan bir türkü çaldı ve söyledi, sahne alkıştan yıkılıyor. Ne yazık ki, Aycan “Ben sadece bir türküyü çalıp söyleyebiliyorum” dedikten sonra, alkış daha da yükseldi. Çalıp söyleyeceği türküler çoktu. Ben de zaman zaman kendisini dinlediğim için biliyordum. Fakat neden başka türkü çalıp söylemedi? Onu da bilemiyoruz. Ney di o günler?. Biz ne o gençliğimizi, ne de o günleri geri getiremiyoruz. Şu anda geçmişi gözlerimin önüne getirince, oldukça duygulandım. Bir hüzün sardı yüreğimi.
Daha sonra Prof. Dr. İmam Hüseyin Filiz Beyin Rektörlük döneminde, Yılmaz Kılınç Hocamızın Gaziantep Üniversitesinin Kültür Müdürlüğüne vekalet ettiği dönemlerde, Gaziantep Üniversitesinde önemli etkinliklerimiz olmuştu. Yukarıda adı geçen kişilerle. Cahit Külebi’nin de, davetli olduğu, ve Doç. Dr. Behiye köksel Hocamızın da katıldığı programlar yapılmıştı.Gaziantep Üniversitesinin o günlerdeki bahar şenliklerine hep davetli olurduk. Yılmaz kılınç Hocamız bize bahar şenliklerinin programını ve ekinde de davetiye kartını gönderirdi. O güzel günleri de unutamıyorum.Yılmaz Kılınç Hocamızın da, kulaklarını çınlatıyorum buradan.
Devamında Ankara Üniversitesine bağlı Tömer’in etkinliklerine katılmıştık. O Zamanlar TÖMER Gaziantep Şube Müdürü Özcan Yılmaz idi.Tömer’in yayımlamış olduğu ALLEBEN Dergisinin 4,5 yıl yazı kurulunda bulunmuştuk. Ben, Tamer Abuşoğlu, Doç. Dr. Behiye köksel, Prof. Dr. Erdal Ceyhan, Kemal Polat ve Dr. Abdulkadir Tanrıverdi, İbrahim Ethem Endez. Öğretmen evinde imza günlerimiz,olur du. Yine Büyükşehir Belediyesinin konferans salonunda şiir dinletisi, folklör oyunları ile etkinlikler yapmıştık.Yurt içinde şiir yarışmalarımızda jüri üyeliği yapıyorduk. Mikrofonlarımızda hep Kemal Polat Bey olurdu. O zaman birkaç sanat adamı, sanat adına güzel işler yapmaya çalışıyorduk. Ben yaşadıkça kalemim durmaz. 1976 tarihinden bu yana yazıyorum ve yazmaya devam edeceğim. 1998 tarihinde Karacaoğlandan günümüze kadar Antep üzerine yazılan şiirleri derledim ve Halit Ziya Biçer ağabeyimin yardımı ile kitaplaştırdım. 2003 Tarihinde “Gaziantep’te Kültür Sanat ve Edebiyatta İz Bırakanlar” adlı eserimi Şahinbey Belediyesi 2000 adet bastırıp bütün okullara ve Üniversitemizin hocalarına imza karşılığı takdim ettiler. Kitabın sunuş yazısı Rahmetli Ülkü tamerin kaleminden çıkmıştı. Burada zamanın Şahinbey Belediye Başkanı Yaşar Ağyüz’e de teşekkür edip kulaklarını çınlatmam gerekiyor. Ayrıca 1 Öykü, 2 Antoloji, 2 Araştırma ve 14 Adet şiir kitabı yayımladım. Sağolsun Gazi Kültür AŞ nin Kurucusu ve Genel Müdürü Prof. Dr. Halil İbrahim Yakar Hocamız da, “Ahmet Ayaz, Hayatı-Eserleri-Edebi Şahsiyeti” başlığı altında 390 Sayfalık bir kitabımın hayata geçmesine vesile oldu. Yukarıda da, dediğim gibi. Yazacağım ve yazmaya devam ediyorum. Ömrümün yettiği kadar. “Yazmak ölümün elinden bir şeyler koparmaktır “ demişler. Ben de hala ölümün elinden bir şeyler koparmaya çalışıyorum. Kültür, sanat ve edebiyat adına. Bakınız, ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ne diyor? “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından birisi kopmuş demektir”.diyor. İşte size son söz. Ben bu kadar yeter derken, Kültür-sanat ve Edebiyatta, Dünya klasiklerinin ön sıralarında yer almalıyız, diye düşünüyorum ve aşağıya bir şiirimi alıyorum.
CAN GÜLÜM
(Sevgili Eşime)
Can gülüm;
Sen bir şiirsin;
Ruhuma ayet okuyan.
Ve sevda dokuyan,
Nakış nakış.
…
Yıkanmış meleksin;
Yunus suyunda.
Mevlana saklanmış,
Mısralarına.
…
Gözlerin muamma,
Kaşların Elif.
Elham okunuyor,
Dudaklarında…
…
Can gülüm;
Sen bir şiirsin,
Ezbere sığmayan…
Ahmet AYAZ
YORUMLAR
başarılarınızın devamını dilerim Hocam ama Hüseyin Çapkın'ın kulaklarını çınlatmayın bence:) sanırım haberleri takip etmiyorsunuz fetöden dolayı görevden alındı tutuklandı şimdi ev hapsinde suçlu ya da suçsuz bilemem ama durum böyle
sevgiler selamlar:)