- 550 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KEL BAŞA ...
Bir hadisi şerif var, duymuşsunuzdur. Peygamberimiz buyuruyor ki: “Nasılsanız öyle idare edilirsiniz.”
Ben uzun uzadıya sözün üzerinde durmak istemiyorum. Bu söz o kadar derin anlamlar içeriyor ki, belki günlerce yazılsa yeridir. Ama ben rahmetli babamdan dinlediğim bir hikaye ile yetineceğim.
Eski zamanda üç arkadaş yola düşmüş, diyar diyar geziyorlar. Günün birinde bir ülkeden geçerken ülkenin başkentinde büyük bir insan topluluğu görürler. Yaklaşırlar ki, ne olup bitiğini anlasınlar. Sorarlar, ne için toplandınız, diye.
Kralları ölmüştür ve bunların adetinde kral ölünce herkes bu alanda toplanır. Yeni kral seçimi için bir talih kuşu uçurulur, kimin başına konarsa o kral olur.
Peki derler biz de burada durabilir miyiz, kuş bizim başımıza konarsa biz de kral olur muyuz? Kesin bir hüküm olmamasına rağmen olabilir, derler. Bizim üç kafadar da başlar beklemeye.
Bekleme sırasında üçlüden en uzunu der ki:”Olacak şey değil ama, kuş benim bayıma konarsa, ben bu halkı refah içinde yüzdürürüm. Gecemi gündüzüme katar bunların mutluluğu için çalışırım.” Orta boylu alır sözü, eğer der, benim başıma konarsa eğitime önem vereceğim. Bu ülkede bir tane bile okur yazar olmayan bırakmayacağım. En kısa olanından ses yoktur. Ona sorarlar. Sen derler, kral olursan ne yapacaksın? Kısa, muzip bir gülüşten sonra, ben kral olursan bunların ölülerini bacadan çıkarttırırım, der.
Bir müddet sonra kuş bırakılır. Herkes gözleriyle kuşu takip etmektedir. Kuş döner, döner, döner bizim kısanın başına konar. Orada bulunanlar itiraz ederler. Yabancıdır, bundan kral olamaz, derler. Bu itiraz herkesin işine gelir ve talih kuşu tekrar bırakılır. Hikaye bu ya, kuş yine kısanın başına konar. Yine itirazlar yükselir. Kuş üçüncü defa bırakılır. Yine adres aynıdır. Yapacak bir şey yok, bunda da vardır bir hayır, diye kısanın krallığı kabul edilir.
Bizim kısa, kral olunca arkadaşlarını da mahiyetine alır. Yeni kralın ilk icraatı ölülerin bacadan çıkartılması kararıdır. Kraldır, her söylediği kanundur, uyarlar. Tüm ölüler bacalardan dışarı çıkarılmaya başlar.
Günler böyle geçip giderken çok şişman bir adam ölür. Ne onu kaldırmak mümkündür, ne de bacaya sığmak. Kanun da kesindir. O bölgenin insanları kara kara düşünmektedirler. Sonunda durumu kralın arkadaşlarına anlatmayı ve bir defalığına kapıdan çıkarma izni almayı akıl ederler.
Durum iki arkadaşa anlatılır. Onlar da bu işin olabileceğini söylerler. Giderler krala durumu anlatırlar. Ancak kral Nuh diyor, peygamber demiyor. Uzun, bu inat karşısında dayanamaz, neden der, bu kadar katısın? Ne olacak bir defa izin versen?
Kral der ki, bakın arkadaşlar, eğer bu halk sizin gibi iyi insanlara layık olsaydı Allah sizi bunların başına kral yapardı. Demek ki bunlar benim gibi birine layık. Kendinizi üzmeyin, bırakın bacadan çıkartsınlar.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.