- 805 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Patavatsızlık
Sözlerinin nereye varacağını düşünmeden saygısızca konuşan, davranışlarına dikkat etmeyen (kimse), diye tanımlıyor Türk Dil Kurumu.
Bir dilde bir konuda ne kadar çok sözcük varsa o kadar çok da ayrıntı olur. Bizim dilimizde de böyledir ama nedendir bilinmez patavatsızlığın o kadar artmasına rağmen sözcük nerede ise kullanılmaz oldu.
Çoğu zaman laf olsun diye, kimi zaman da ince düşüncemiz olmadığından öyle gaflar yaparız ki, akıllara ziyan.
Benim en çok karşılaştığım,”Sen hala emekli olmadın mı?” sorusu. Kötü denebilecek o kadar çok anlam var ki içinde; yaşlandın anlamı var, yerini yenilere neden bırakmıyorsun, anlamı var, oraya kazık mı kakacaksın var…
Yine aynı yönde, “Yaşlanmışsın abi yavvv.” Evet ben yaşlandım da sen genç kaldın, öyle mi?
Çok kötü görünüyorsun, sen kesin hastasın. Böyle diyenler de iyilik yaptıklarını sanırlar, bilmezler ki moral bozmaktan başka bir işe yaramaz. Belki de asıl amaçlaır moral bozmaktır, kim bilir?
Yeni bir elbise alan arkadaşına:”Hiç yakışmamış, çok mu aradın bunu?” demek. Patavatsızlığın ta kendisidir. Sizin de başınıza gelmiştir, o günden sonra içinize sinesi giymezsiniz o elbiseyi.
Kucağındaki çocuğu göstererek :” Torunun mu?”. İnsafsız adam, kadın daha otuz yaşında, gerçekten çocukla kadın arasında çok yaş farkı olsa, hatta çocuğun torunu olduğunu bilsen bile sorulacak soru:”Çocuğunuz mu?” olmalı değil mi?
Samimiyet olsun diye insanlara amca, teyze … diye hitap ederken de çoğu kez patavatsız oluruz. Özellikle teyze dediğimiz bizim yaşımıza yakınsa.
Gece yarısı yanlış çevirdiği numara ile uyandırdığı bir insana:”Uyuyor muydunuz?” diye sormak da patavatsızlık değil mi?
Kapıyı tıklatmasıyla birlikte içeri dalıp:”Girebilir miyim?” diye sormak, ne kadar acayip değil mi? Zaten girdin ya. Ya da: ”Bir soru sorabilir miyim?” diye sormak.
Bir kapının zilini çaldıktan sonra ev sahibinin:”Kim o?” sorusuna:”Beeen” diye cevap vermek. Bu gariplik ev sahibinin başka soru sormadan kapıyı açmasıyla katmerlenir.
Bir de bizim öğrencilerin yazılı öncesi sordukları bir soru vardır:”Hocam ne soracaksınız?” Ben de aynı garip soruya o ölçüde matrak bir cevap veriyorum:”Soru”
Belki de cahilliktir patavatsızlığın kaynağı. Atalarımız söyle demişler:” Nadan (cahil) ile sohbet güçtür bilene, çünkü nadan ne gelirse söyler diline.”
Yok yok bir insan önce konuşma terbiyesi almalı. Hangi okulu bitirirse bitirsin patavatsız olabiliyor. Hem de tahsillinin patavatsızlığı daha çok can sıkıyor.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.