- 1310 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
O TUZLUK, BU TUZLUKTUR
Öyle anılar vardır ki asla unutulmazlar. 1991 yılının Nisan ayında Yüksek Seçim Kurulu’nun Ankara’daki binasında bir tanıdık vasıtasıyla geçici olarak 45 günlüğüne Ankara, Dikmen semtinden mahalle arkadaşım ile birlikte çalışmaya başlamıştık. Görevimiz seçmen verilerini bilgisayara girmekti. Geniş bir oda içinde 60-70 kişi çalışıyorduk. İş arkadaşlarımın bir çoğu da benim gibi ev geçindiriyorlardı ve 45 günün sonunda hepimizin işine son verilecekti. Yani hepimiz işsiz kalacaktık. Bunu bildiğimden düğünüm olacağından hiç kimseye söz etmedim. Hiç kimsenin maddi anlamda bir zarara uğramasını istemiyordum. Çünkü zaten aldığımız çok cüzzi bir paraydı. Ancak arkadaşım durumumu oradaki arkadaşlara anlatınca işler değişti ve ömrüm boyunca unutamayacağım ve beni çok ama çok duygulandıran bir olay yaşadım. Mahalle arkadaşımın öncülüğünde, kimin gönlünden ne kopmuşsa aralarında para toplamışlar ve arkadaşım da o biriken parayı bana vermişti. Ömrümde aldığım en değerli hediye bu olmuştur.O parayla aklıma gelen ilk şeyi yapmıştım. Arkadaşım ile birlikte Kızılay’daki bir züccaciye dükkanına girip, evimde kullanmak için çay bardağı, çay kaşığı ve tuzluk almıştım. Paranın geri kalanını ise bana bir süre yetecek kadar otobüs parasında kullanmıştım. Aldığım tuzluğu, çay bardaklarını, çay kaşıklarını masama koyarak tüm arkadaşlara oda içinde topluca bir teşekkür konuşması yapmıştım. Her şey daha dün gibi... Gözlerim şimdi nasıl nemlenmişse, o zaman da aynıydı.
6 ay sonra ise devlet memuru olarak Eskişehir’in Han ilçesine atandım ve Ankara ile irtibatım işim nedeniyle kesildi. Sonra herkes bir yerlere dağıldı. Keşke o arkadaşların adlarını, soyadlarını, adreslerini alabilseydim.Ama keşkelerin hükmü yok maalesef. O yıllarda cep telefonu yoktu, iletişim aracı ya kontörlü telefon, ya mektup ya da telgraftı. Geçmişe şöyle bir gittim de aklımahemen bu anı geldi. O tuzluk, bu tuzluktur… Bu tuzluk bizimle birlikte ne olaylara şahit oldu. Bu ölümsüz hatıra ne zaman aklıma gelse, gözlerim dolar, ağlamak isterim. O tuzlukta pek çok kişinin katkısı var. Üstelik ekmek paralarından ve boğazlarından kısıp bana düğün hediyesi olarak verilen o parada alın teri, emek var. Ben ancak ve ancak dua edebiliyorum, elimden başka da bir şey gelmiyor. Hiç birisinin adresini de adını da soyadını da bilmiyorum.
Allah hepsinden razı olsun.
Vecdi Murat SOYDAN ,
(Kara Kaplı Defterimden Notlar)
19 Ağustos 2018, Isparta
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.