- 372 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Başımın Belası İşler
Of ki of ve de puf ki pufffff! Sıkıntıdan patladığım zamanlar, çok da ses çıkmaz çevremde, kimselerde sıkıntıdan patım patım patladığımızı anlamaz, anlayamaz... Patım patım ne yahu, böyle bir kelime mi var ki Türkçe de çatım çatım ya da çatır çatırı biliyoruz da, neyse geldi oturdu oraya işte o kelimeler...
En baş belası işlerden birisi kış günü, karda, kıyamette arabanızın lastiğinin patlamasıdır... Bundan daha can sıkıcı bir iş yoktur. Ha, biliyorsanız lastik değiştirmesini, kış da kıyamette olsa halledersiniz, bayansanız çok zorlanırsınız bu konuda... Erkek iseniz de değiştirirken mutlaka başta elleriniz olmak üzere her yeriniz donar...
Bir başka can sıkıcı işlerden birisi, jeneratörü de olmayan bir apartmanda, elektriklerin kesilmesi ile asansörde kalmaktır... O an da yanınızda birisi varsa ne ala, yine de paniğe kapılmadan havadan sudan sohbet ederek yardım gelmesini beklersiniz... Cepten apartman yönetimini ya da eşinizi dostunuzu aradınız mı kısa zamanda çözülür sorunlar...
Dedik ya başımızın belası işler diye... Bunlardan birisi de yeni yıkanmış perdeleri yerine takmak... Benim kollarım kopar o iş oldu mu... O sırada oğlum ya da kızım mutlaka ders çalışıyorlardır ya da ev de yoklardır... Olsalar bile bizim hanım onlara kıyamaz, bana yaptırır... Eeee, evin reisi olmak kolay mı? Ev Reisliği Kitabının 83. Maddesinde de yazar zaten ’’Ev de ki perdeler evin reisi tarafından takılır, reis ev de yoksa en büyük erkek çocuk yapar o işi.’’ diye... ’’Askerde topçu muydun sen?’’ diye bana mı soruyorsunuz? Siz de anladınız desteksiz salladığımı...
Yine can sıkıcı ve dahi hayati öneme de sahip işlerden birisi de cep telefonunuzun şarjının bitmesidir ki hep de düşünür düşünür dururum... Bundan yirmi beş sene önce hayatımızda cep telefonu yokken biz ne halt ederdik? Öyle ya, ömrümüzün neredeyse yarısını cep telefonu olmadan geçirmiş bir nesil sayılırız biz, ben ve benim yaşımdakiler...
Çooook eskiden başımın belası işlerden birisi de sigortalar attığı zaman sigortaları değiştirme işi idi de ancak şimdilerde tak diye düğmesini kaldırıyorsunuz ve elektrikler yeniden geliyor... Allah razı olsun o sistemi bulup da beni de dertten kurtarandan...
Arabamın lastiklerinin havasını kontrol etmek de çok sinir bozucu bir iş olsa da kendi emniyetimiz için çok isabetli ve yerinde bir iş... Onu da zaman zaman oğlana yıkıyorum. O da sağ olsun çok da itiraz etmeden yapar dediklerimi...
Ev de çok lazım olan bir şeyin gece gece saat on ya da on bire doğru bana söylenmesi ’’Yaaaa Ahmet o çok lazımdıııı yarına, mutlaka bu gece alınması şart. Günüm vaaaar.’’ dendi mi benim o an başımdan kaynayan kaynamayan her türlü sular dökülüyor... Düşünsene, pijamanı giymişsin, gazeteyi ya da bir kitabı eline almışsın, zaten uyku moduna geçmen on beş dakikayı ya alır ya da almaz... O an da yeter ki üstünü değiştir dışarı çık demesinler, git iki yüz elli tane şınav çek vallahi o daha kolay gelecektir...
Anladık tamamda bütün baş belası işler böyle olsa, sen de amma abarttın be Ahmet, dediğinizi duyar gibi oluyorum... Canım abartsam da ben bu işleri yine de yapıyorum bayıla bayıla, ayıla ayıla... Maksat bir iki hoş sohbet ve de muhabbet olsun, gerisi fasa fiso...
AHMET ZEYTİNCİ
YORUMLAR
Hayat bunlarla renkli değil mi? Canınızın sıkılmadığı günler diliyorum.
Saygılarımla.
Ahmet Zeytinci
Benim başıma gelmişti bir kez lastik olayı. Öyle sandığınız gibi zorlanmadım. :Kış günüydü hem de ve aracım seyir halinde iken patladı lastik. Fazla hız yapmayı sevmiyor olmam ve şehir içinde zaten hızlı gidilmeyeceğinden ucuz atlattım. Aracı sağa bile çekemedim korkudan. Önce patlamanın ne olduğunu anlamadım. Berbat bir olaydı. Araçtan inince gördüm lastik patlamış. Neyse ben daha olayın şokunu atlatamadan iyilik sever beyler etrafımı sardı ve lastik yarım saat bile sürmeden stepne ile yer değiştirdi. :)))
Sevgilerimle...