Bir çala kalem..

• 26 Temmuz 2018 Perşembe 18:10:11

❤️Merhabalar❤️

Sevgi değer dostlarım; Bugün içim, siz yansımalarıma karşı şükran ve sevgi dolu. Bir çala kalem ile devam edelim güne!.

Dostlar; İçimdekiler bazen o kadar büyüyor ki, belki de o büyüme beni büyütüyor!. Kendimden kendime, kendimi bir başkasında seyrediyorum, bazen gülümseyerek, bazen burularak, bazen özleyerek, bazen de,bazen, bu bazenlerin çoğalan güzellikleri bizi güzelleştiriyor ve dahi büyütüyor!..

Yağmur gibi akıyor, her taraftan sözler, sözcükler, içimdekiler diyorum hala bitmemiş. Dışarıdan gelen her bir kelam bensem, ne çok yolum var diyorum. Sevgi de olmak ve orada kalmak, kendi içimde onları sevgiyle onurlandırmak, sonrada gördüğüm her bir karanlıkta o aydınlığımı görebilme sevgisini ve o sevgide huzuru niyet ediyorum!. Niyet edelim. Niyet hayır ise akibet de hayr olur!..

Sevginin dışa vurumunu değil de, diğerinin dışa vurumunun yaşandığı günlerdeyiz. Bu zaman da dünyaya geldiysek bunları görebilmek için, sonra da o diğer yanımı da sevgiyle onurlandırarak, ve kabul ederek, dönüşüme geçmektir görevimiz!..

Nerede demeyeceğim, o eskilerde ki sevgi.. Yaşam önce negatifi gösterir de, sonra sevgiyi buldurur... Zamanında yaşamadık mı o sevgileri, hiç sevmedik mi?. Sevilmedik mi?. Hepsini yaşadık. Sevgiyi biliyoruz. O bizim dna mızda kayıtlı.. Geçmişlerden, şimdiden..Peki nerede onlar? El cevap; Sevginin karanlığı olmaz, sevginin negatifi olmaz, sevgi de kötü olmaz..Bunlar varsa eğer, o sevgi değildir...

Dostlar; Ne yapıyoruz. Ne yapıyorum. Bugün yolda giderken şunu düşündüm. Esmer insanlar gördüm.. Suriyeli bunlar dedim. Bilmiyorum tabii. Suriyeli konusunda o kadar beynimiz yıkandı ki, insanlığımızdan çıktık, onları insan görmemekle..Biz beyaz onlar zenci, biz Avrupalı, onlar avrupada ki Türkler..

Peki bunlar neden oluyor biliyor musunuz?. El cevap; Eğer siyasette ayrılıkçılık bitiyorsa, farklı bir ayrılıkçılık yaratılır. Ülkemizde başkanlık sistemi ile artık siyaset eski hızını kaybedecek. Yeni ayrılıkçı trend ırkçılık olacak. Ve dahi bu oyuna geliyoruz. Ben hiç beklemezdim ülkemden böyle bir şey ama oldu... Hemde en acı şekilde. Ne sevgi kaldı, ne de insanlık...

Şimdi o tarafımla yüzleşiyorum.. Bir zamanlar kapalı insanlar, şeriat gelecek diye anam ağladı, meğer hepside bir oyunmuş. Onlarda insanmış. Şimdi ise Suriyeli.. Onlarda ruhsal olarak o görevdeler, içimizdeki şeytanın insanlarını oynuyorlar...Evrenler de her şey, her şer birbirine bağlı. Onu bizler yaratıyoruz, sevgiye dönüştürmemekle...

Burada çok güzel insanlar tanıyorum. Çok güzel sözler söylüyorlar, yazıyorlar.. Ruhsal sevgide zannediyorum. Sonra bir bakıyorum, ayrılıkçı söylemler.. Sonra diyorum ki, hayır bu ben değilim. Ve dahi o kişide gördüğüm o ayrılıkçı tarafımı onurlandırıyorum, sevgimi koyuyorum..Burada ki herkes bensem eğer... Sevginin insanın tün benliğine koşulsuz olarak yayılması hiçte kolay değil diyorum...

Ve görevimiz sevgi, sadece sevgi, o karanlığı onurlandırmak ve pozitif olmak...
Orada ki öğretiyi görmek, onu sevgiye dönüştürmek..Sonra da hakikate..

Yaradanın yarattığı her bir kişi ben’im, benim yansımam, red ettiğim kabul etmediğim her bir parçam da, paramparça oluyor ruhum..

Seviyorum tüm bütünü.. Her bir parçamı bana karanlığımı, ayrılıkçılığımı, negatif imi, kötülüğümü gösteren her bir parçamı seviyorum.
Ve dahi onurlandırıyorum..

Benim bunları görmem için bu büyük görevinizden dolayı herkese teşekkür ediyorum..Her şeye her ana teşekkür ediyorum..
İyi ki varsınız..En büyük görevdir, insanın karanlığını göstermek, ve bunu görmek, fark etmek ve ettirmek.. Sizleri çok çok çok seviyorum...Bu vesileyle..

🌺Herkese selam, sevgi ve dua üfledim🌺