- 1088 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
ÜROLOJİ KLİNİĞİ
[ kalin ]Haberlerde izliyoruz. Sağlık görevlilerine, doktorlara saldırılar oluyor. Bu genelde doktorların hastayla ilgilenmediği iddiasıyla gerçekleşiyor. Bazen de doktorun hastayla ilgilenmesinden de kaynaklana biliyormuş.
Ameliyatım nedeniyle bazı periyotlarda kontrole gitmem gerekiyor. Hastaneye gittim. Kaydımı yaptırdım. Sıramı aldım. Doktorun muayene odasının önünde diğer hastalarla birlikte sıramızın gelmesini bekliyoruz.
Külhani tavırlı orta yaşlarda kolunda çıpa dövmesi olan birisi geldi yanıma:
“İçeride hasta var mı?”
“Var” dedim.
“Sıra kim de?”
“Ben de”
“Hasta çıkınca ben gireceğim. Sen bekle sonra girersin.”
Hadi buyur! Bütün belalar da bana denk gelir. Bu arada içeriden hasta çıktı. Ben içeriye girmek için yeltendiğim de göğsümden itti. Ben diklenecek olunca sıra bekleyen benim yaşlarımda bir hasta kolumdan tutarak çekti beni:
“Sen gir Tahir oğlum. Amcan sonra da girse olur.”
Tahir denilen kişi kapıyı vurmadan daldı içeri. Kim di bu Tahir? Özelliği neydi? Bana müdahale eden hasta:
“Aman kardeşim uyma ona. Bunu bütün Isparta tanır. Deli Tahir derler. Hapisten çıkar. Fazla sürmez. Bir olay yapar tekrar girer. Başına bela alma."
Sinirlensem de ses çıkarmadım. Hastalar dışarıda beklerken aradan çok zaman geçmemişti ki içeride bir gürültü koptu.
Önce“Anam yandım” diye bir ses duyduk.
Daha sonra tekmeyle açılan kapının camı kırıldı. Korkmuş, telaşlanmıştık. Doktor yerde yatıyor eliyle de gözünü tutuyordu. Hemşire:
“Güvenlikçiler… Güvenlikçiler…” diye çırpınıyor, adının Tahir olduğu söylenen kişi de:
“Ulan şerefsiz doktor böbreklerimi, dalağımı ciğerlerimi hapishanelerde çürüttüler. Bir sağlam yerim ora kalmıştı. Onu da sen mi halledeceksin?” diye bağırıyordu.
Bizi iterek kaçmak isterken gürültüye koşan bir güvenlik görevlisi çelme taktı düşürdü. Diğer güvenlikçiler de başına çöktüler. Bileklerine ters kelepçe vurdular. Daha sonra hastane polisleri de koşarak geldiler. Çırpınmasına, kurtulmak için uğraşmasına rağmen O nu alıp götürdüler.
Ben içeride ne olduğunu tahmin edebiliyordum. Belki aynı muayeneden geçen erkek hastalarda olayın nedenini anlamışlardı. Artık kontrolümü de yaptıramayacağıma göre ora da kalmamın bir anlamı kalmamıştı.
Hastanenin bahçesine çıktım.Tek başıma bir banka oturdum. Beni bir gülme tuttu. Kendime hakim olamıyorum. Zaten aşkı, öksürüğü bir de gülmeyi engellemek genelde zordur. Yanımdan geçenler hayretle bana bakıyorlar:
“ Kim bilir ne derdi vardı da kafayı yemiş bu zavallı?” diyenler bile oluyordu.
Bir hastaya prostat teşhisi konulması için yaygın olan bir muayene şekli vardır. Tahir onu yanlış anlamış, doktorda onu ikna edecek tarzda konuşmamıştı belki de...
Bilenleriniz anladı zaten. Bilmeyenleriniz için de İnternet elinizin altında. Sorun googleye "prostat teşhisi nasıl konulur?" O size anlatsın.
Ama benden anlatmamı beklemeyin!!!
Bundan sonra ne mi yapacağım?
Zaten her geçen gün daha da iyileşiyorum. Kontrole falan da gitmeyeceğim.
YORUMLAR
Bedri bey Allah şifalar versin geçmiş olsun. Umarım sağlığınıza kavuşursunuz. Ben de diğer arkadaşlar gibi yazınızı hem üzülerek hem de yer yer gülümseyerek okudum. Yazılarınızı okumak gerçekten güzel bu nedenle mümkün olduğunca takip etmeye çalışıyorum.
Hastanenin bahçesindeki bankta otururken gülmeye başladığınızı yazdığınız kısmı okurken ben de gülüyordum. Ve şu cümleniz ne kadar doğru.
'' Zaten aşkı, öksürüğü bir de gülmeyi engellemek genelde zordur. ''
Aslında bu olaydan üçünüz de zararlı çıkmışsınız. Yumruğu yiyen doktor, ceza alacak olan deli Tahir ve kontrolü yaptıramayan siz. Doktorların ilgisizlikten dayak yiyerek hırpalandıklarına zaman zaman şahit oluyorduk ama ilgiden ötürü dayak yiyen bir doktora ilk defa şahit oldum.
Anlatım yine çok güzeldi ve okumak da bir o kadar keyifli. Tebrik ederim Bedri bey.
Tekrar geçmiş olsun.
Saygıyla
Bedri Tokul
Ayrıca benim yazılarımı takip etmiş olmanız da benim için ayrı bir gurur
kaynağı.
Selam ve Saygılarımla...
Bedri Tokul
Sen Edebiyat defterine üye misin ?
Çok mutlu oldum.
Hasretle öperim gözlerinden.
Bedri Tokul
.
İlahi Can Dost bayılıyorum senin yazılarına. Her derdin tasanın arasında ince bir muzipliği de araya sokuşturuyorsun.
VAROL..
Bu arada geçmiş olsun. Kontrollerini de ihmal etme.
Sağlıklı günler diliyorum. Selamlar..
Bedri Tokul
yürekten olduğunu...Çok teşekkür ederim.
Sağ olun. Var olun.
Hep iyiliklerle kalın.
Selam ve Saygılarımla.
iyi de aga..
biz ne diyeceğiz şimdi..
bilmiyorum merak da etmiyorum..
sanki araştırdığımda bende çimlenir dertler
sol tarafım dutmuyor
biraz biraz sağa çekiyorum zaten
benim rahatsızlıklarım ilk defa beni bulur..
toplumsal yaşantımız olmadığından daha önce duymadığım teşhislere düşkünümdür..
biri dedi ki kireçlenme
kireçlenme ne ki.. geçer diyorum kendime.. ikna oluyorum
geçer sıkma canını
neler atlattım kimbilir...
başkasına tesellim
bu kadar hastane var.. bu kadar personel.. illa hastalar.. hastalıklar da
bir de "gelmişiz bu yaşa"
Şükür.
Bedri Tokul
Şükür, şükür şükür...
Hani bir söz var ya!
"Ayakkabım yok diye üzülürdüm. Ayaksız adam gördüm"
Selam ve Saygılar.