- 1123 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
BİZ NİÇİN KANDIK FETÖ'YE? SİZ NİÇİN KANMADINIZ?
Öncelikle ’’ biz ’’ ve ’’siz’’ diye bir ayırım yapmak zorunda kaldığım için özür dileyerek başlayacağım yazıma ve biz kim siz kim oradan başlayacağım konunun daha netleşmesi için.
Biz : Fethullah Gülen denen alçağın kandırdığı insanlarız.
Siz : Fethullah Gülen denen alçağın kandıramadığı insanlarsınız.
Biz: Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan,Fethullah Gülen’e ’’ Pensilvanya Hahamı ’’ deyinceye kadar Fethullah Gülen’e toz kondurmayan, ona ’’ Hocaefendi ’’ diyen koyunlar, cahil sürüleri, beyni örümcek bağlamış yobazlarız.
Siz : Fethullah Gülen’e her zaman ’’Azılı bir Atatürk ve Devlet düşmanı ’’ Diyen gözleri, kulakları, idrakları açık, uyanık ve aydın insanlarsınız.
Ve hepsinden önemlisi
Siz,böyle bir tehlikeye karşı bizleri binlerce kez uyardığınız halde biz sizin bu uyarılarınıza kulak asmadık
Ama bütün bunlardan daha da önemli olan hususlar var:
Sizin işaret ettiğiniz o büyük tehlike bir gün gelip de başımıza bomba, kurşun olarak yağdığında biz ’’ Allahu Ekber ’’ nidalarıyla caddelere, sokaklara, meydanlara, köprüye - elinde tek bir silah olmaksızın - koşanlarken siz ’’ Vurun kafayı yatın. Bu bir tiyatrodur’’ diyenlerdiniz.
Biz ’’ En kötü demokrasi, en iyi darbe yönetiminden daha iyidir’’ diyerek demokrasiyi ve vatanın bekasını sağlamak üzere selalar eşliğinde 252 şehit, 2000 den fazla gaziye mal olan bir ölüm kalım mücadelesinin içine girmişken siz - sanki her gece erkenden uyuyormuşsunuz gibi, sanki o bomba sesleri arasında uyumanız mümkünmüş gibi - ’’ Bu saatte sela okuyarak benim uykumu bölmeye hakkınız yok’’ diyerek cami basıp imamları, müezzinleri tartaklayanlardınız. Bomba sesinden değil de sela sesinden rahatsız olanlardınız.
Biz tankların önüne doğru koşarken siz ATMlere, marketlere koşanlardınız.
Biz ’’ Allah’ım bizlere yardımcı ol’’ Diye dualar ederken siz ’’ Heyooooo. Nato ya da AB müdahalesi geliyor. Bu sefer Tayyip’in işi bitik’’ Diyen hatta Cumhurbaşkanımızın yurt dışına kaçtığı yalan haberlerini yayan, AB ya da Natodan gelecek müdahalenin vatan ve millet için en hayırlı sonuçları getireceğine inanan vatanseverlerdiniz (!)
Şimdi tüm bunları yazdıktan sonra neden biz Fetö denen alçağa inandık da siz inanmadınız, bunu anlatmama gerek kaldı mı? Kalmadı aslında ama yine de anlatacağım belki sadece birinizin o kalın kafasına girer ümidiyle.
Evet, biz geçmişte ’’ Hocaefendi’’ bugün ise ’’ Fetö ’’ dediğimiz bu alçağa inandık.
Pek çok sebeplerle inandık:
1- Müslüman uyanık olmalıdır aslında. Lakin dünyada en kolay kandırılabilen de yine Müslümandır. Hele hele de birileri ortaya çıkıp ’’din, iman, mukaddesat’’ diyorsa Müslümanı kandırmak kolaydır. Zira Müslüman karşısındakinin bir münafık olduğunu kolay kolay anlayamaz. Çünkü Müslüman bilir ve inanır ki Müslüman yalan söylemez. Biz de Fethullah Gülen denen bu haine işte bu sebeple inandık. Ta ki İslamın emri olan örtünme için ’’ Füruattır ’’ ( Teferruat, önemsiz bir ayrıntı ) deyinceye kadar.
2- Ona özellikle de okulları ve dersaneleri sebebiyle kandık. Çünkü artık devlet okullarında öğrenciler öğretmenlerin g.tüne parmak atarken, o terbiyesiz öğrenciye bir tokat atan öğretmen mahkemelerde sürüm sürüm sürüm süründürülüp hatta meslekten ihraç edilirken Fetö okullarında ve dersanelerinde tam bir disiplin muazzam bir düzen vardı. Evinde annesine ’’ lan kalk bana bir su getir’’ diyen, elbisesini, çorabını sağa sola fırlatan asi çocuk, o okullarda veya dersanelerde dört dörtlük düzenli ve disiplinli, anaya, babaya, öğretmene saygılı bir insana dönüşüyordu. Kız arkadaşını yatağa atmaktan başka derdi olmayan delikanlı, manita yapmaktan başka derdi olmayan kızımız o dersanelere girdikten sonra birbirlerine ’’ abi, abla, ’’ diyen düzügün insanlara dönüyordu. Biz öyle görüyorduk dışarıdan bakınca. Aslında işin içinde din konusu olmasa siz de öyle görüyordunuz.
3- Yurt dışında açılmış olan Fetö okullarında gördüğümüz şey dalgalanan Türk bayrakları, her gün okunan İstiklal Marşımızdı. 90 dan fazla ülkede okullarda Türk kültürü aşılanıyordu çocuklara(!) Böyle zannediyorduk. Hatta öyle ki Bülent Ecevit, Erdal İnönü ve daha pek çok bizim ülkemizin liderleri bu okullardan övgü ile bahsediyordu. Yani kandırılan sadece biz değildik. O okulları da aslında biz nasıl görüyorsak siz de öyle görüyordunuz. Tek tereddütünüz o okullarda sıralar üzerinde bale yapan değil namaz kılan öğrencilerin olmasıydı.
4- Fetö dersanelerinde okuyan öğrenciler her sene Üniversite sınavlarında olsun KPSS de olsun, ya da başka sınavlarda hep en başarılı öğrenciler oluyordu. Müneccim olmadığımız için soruların çalındığını bilemiyorduk tabii ki. Ve aslında sizler de ’’ Başarılı dersaneler’’ Diye çocuklarınızı o dersanelere gönderiyordunuz. Bizden tek farkınız: Bazılarınız dersanelerin Fetö’ye ait olduğunu görünce çocuklarınızı geri alıyordunuz, bazılarınız ise ’’ Aman bir üniversite kazansın da sonrasına bakarız’’ deyip aldırmıyordunuz. Yani malum duygusal sebepler...
5- Türkçe Olimpiyatları... Milyarlarca dolar harcasan yapamayacağın bir ülke tanıtımı yapılıyordu o olimpiyatlar sayesinde. Öyle görüyor, öyle inanıyorduk.
6- Gelelim en önemli sebebe:
Bizler Fetö’ye inanırken kimler onun aleyhinde ona bakıyorduk.
Bizleri uyaranların en az % 80 i aslında bize ’’ Fetö Kötüdür ’’ Demiyorlardı. ’’ Din kötürdür’’ diyorlardı. Aslında din de değil, özellikle İslam Dini...İşte o sebeple bizler, birileri ’’ Fetö kötüdür’’ dedikçe inadına dört elle sarıldık Fetö’ye
Bizden olan ya da bize yakın olanlar içinde de ’’ Fetö kötüdür ’’ Diyenler oldu. Mesela rahmetli Necmettin Erbakan...Mesela Kadir Mısırlıoğlu...Onlara da inanmadık. Çünkü ta MSP döneminden beri Necmettin Erbakan pek çoğumuz için ’’ Yeşil Komünist’’idi. Kadir Mısırlıoğlu ise Mehmet Akif’e dil uzatan, Selahattin Eyyubi’ye ’’Ayyaş ’’ diyen bir bunaktı. Dolayısıyla ona da itibar edilemezdi.
Necmettin Hablemitoğlu, Uğur Mumcu, Aytunç Altundal gibi değerli yazarlar da bizleri Fetö konusunda uyardı ama doğru oturup doğru konuşmak gerekirse onların kitaplarını, yazdıklarını zaten okumuyorduk. Neden mi okumuyorduk? kısaca onu da izah edeyim:
Bir gün bir televizyon programında bir paşa ( ismi lazım değil ama soran olursa özelden adını yazabilirim. ) ’’ Yahu hangi kuruma gitsem karşıma incecik bıyıklı, temiz yüzlü, takım elbiseli aynı tip insanlar çıkıyor ’’ diyerek Fetö’nün elemanlarını işaret ediyordu. İşte o zaman ben kendi kendime ’’ Tertemiz, pırıl pırıl, üstelik temiz yüzlü olduğunu bizzat kendin söylediğin bu insanların nesinden şikayet ediyorsun ki paşa ! Demek ki sen tertemiz Müslümanlardan rahatsız oluyorsun?’’ demiştim. İşte yukarıda isimlerini saydığım yazarlar da bu paşa ile aynı dili kullanıyordu. O sebeple biz onlara değil Fetö’ye daha fazla inanıyorduk.
Mesela 1999 yılında büyük oğlum uzman erbaşlık sınavına girmek istediğinde sadece bir sene İmam- Hatip Lisesinde öğrenim gördüğü için bu sınava alınmayınca bunun müsebbibinin Fetö olduğu aklımın ucundan bile geçmedi, geçemezdi de... ’’ Din düşmanları oğlumu sınava bile almadılar’’ diye düşündüm. O zamana kadar hep kuşkuyla baktığım Fetö’ye daha sıcak bakar oldum.
Kendi adıma söyleyeyim: Hiç bir zaman çocuklarımı onun yurtlarında, okullarında, dersanelerinde okutmadım. Bir kez olsun kurban derimi ona bağışlamadım. Bir kez olsun himmet parası ödemedim. Kırık Testi ve Kırık Mızrap dışında hiç bir kitabını okumadım, hiç bir kasedini para verip almadım. Bir iki Sızıntı dergisi okumak dışında ne o dergiye ne de Zaman Gazetesine abone oldum. Nur cemaatinin toplantılarına gitmek eğer Fetöcülükse üniversite yıllarımda ( 1974-1978 yılları arası ) bir kaç defa katıldım o cemiyetlere. Yani Fethullah Gülen’e karşı bir sempatim olmakla birlikte kesinlikle müridi olmadım.
7- Biz 17 - 25 Aralık Olaylarında artık Fethullah Gülen’e ’’Fetö ’’ demeye başlamışken siz ’’ Helal olsun hocam ! Bizim bir ayda yapamadığımızı ( Gezi Olayları ) sen bir iki gün içinde yaptın !’’ Diyerek eskiden ’’Fetö’’ dediğinize ’’ Hocam !’’ demeye başladınız.
Uzun lafın kıssası:
Evet, siz bir şeyler söylemiştiniz. Lakin söylediğiniz şey ’’ Fetö Kötüdür ’’ değildi. Ya da söylediklerinizi öylesine cümlelerle söylediniz ki biz bunu ’’Fetö Kötüdür ’’ değil de ’’ Din, İslam Dini Kötüdür ’’ Diye algıladık. Çünkü siz hâla ’’ DİN TOPLUMUN AFYONUDUR ’’ Başlıklı yazılar yazıyorsunuz edebiyat sitelerinde. ( Bu sitede değil ) Hem de bizim en gıcık olduğumuz kitapları kaynak göstererek : Derin Düşünce, Komünizm, Marx, Marxizm, Materyalizm, Sosyalizm, Türk Solu...
Siz ’’ Biz zamanında sizi uyarmıştık’’ derken hâlen bizleri Fetö gibi hainlerin kucağına itiyorsunuz farkında olmayarak... Ya da bunu özellikle yapıyorsunuz ( Özellikle yaptığınıza daha çok inanıyorum )
Ve benim Ülkücü(!) kardeşlerimden bazıları !
Sizlerin pek çoğu daha ana rahminde bile değilken ben kafamda Devrimcilerden yediğim dayağın izlerini taşıyan 25 yaşında Ülkücü bir öğretmendim.( 6 Mayıs 1979...Deniz Gezmiş’in idam edilişinin 7. Sene-i devriyesinde ) O bakımdan gençler bilmese de ben bilirim bizleri. Şimdi hiç biriniz bana ’’ Biz de uyarmıştık. ’’ Hikayesi anlatmasın.
Eğer hâla ’’ Kanımız aksa da zafer İslamın ’’ Diyen Ülkücülerdenseniz bir zamanlar sizin de Fetö’ye en azından sempatiyle bakmamış olmanız mümkün değil.
’’ Biz onlardan değiliz. Biz Gök Tengriciyiz’’ Diyen Şamanistlerseniz zaten Ülkücülükle bir alakanız yok. Başka kapıya...
Ve son söz: Sizler ’’ Din toplumun afyonudur ’’ Diyen Karl Marks’ın yolundan giderek vatansever Atatürkçüler (!) oldunuz. Biz ise ’’ Din gerekli bir kurumdur. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur.Türk milleti daha dindar olmalıdır.’’ diyen Mustafa Kemal Atatürk’e kulak verdik, Atatürk düşmanı(!) olduk. Olayın özü bu.
YORUMLAR
Sami ağabey. 15 temmuz gecesi göreve çağrılmıştım. Giderken bazı kişilerin üstlerinde pijamalarıyla ATM'lerde sıra beklediğini ve çoğu benzinlikte inanılmaz bir yoğunluk olduğunu gördüm.
Ben külliyenin A.O.Ç tarafında görevliydim. O kalabalıkta külliyeye giden yolun orta şeridinde gençten bir vatandaşın dikilen ağaçların dayama sırıklarını sökmeye çalıştığını gördüm. ve müdahale ettim. Neden devlet malına zarar veriyorsun diye.. Aldığım cevap şuydu; -amirim birazdan tankların geleceği söyleniyor elimiz boşmu olsun..!
Elbette ATM'lere koşanlarda, tanka elindeki sopayla karşı koymaya çalışanda bu ülkenin vatandaşıydı
Tamam ayrımcılık yapılmasın. Bölücülük hiç yapılmasın ama ne diyordu o tankın başındaki şerefsiz… -gebere gebere dağılacak it sürüsü
Buradaki tezat şu…
O gece; sırığı sökmeye çalışan delikanlı ve binlerce kişi madem fetösever cahillerdi neden sokaktaydılar ve “gebere gebere dağılacak it sürüsü” diyen o kansıza neden direniyorlardı?
Yada o gece tankları alkışlayanlar ve vurun kafayı yatın diyenler. Bu kadar fetö karşıtı idiler. O gece neden “gebere gebere dağılacak it sürüsü” diyen o kansıza sokağa çıkıp'ta tepki göstermediler?
Hani ikide bir Aziz Nesinden örnek gösterip; bu dünyada eşine az rastlanır bu aziz milleti bu kahraman Türk halkını yüzdelere ayırıp “aptal, cahil diye niteleyenler. Asıl bölücülüğü kendilerinin yaptığının farkındalar’mı acaba?
Hocam,
Partizanlik yapip siyasi goruslerinizi paylamayanlara bol bol hareket edin
Mezhepcilik yapip birilerini hor gorun, karalayin, suclayin
Irkcilik yapip baskalarini kucumseyin
Daha baska baska nedenlerden dolayi baskalarini incitin ....
Ama ne olur Siz ve Biz boluculugu yapmayalim
Lutfen hocam
Selamlar
Abdullah
sami biberoğulları
Hassasiyetini anlıyor ve hak veriyorum. Ama böyle bir yazıyı, siz, biz demeden yazmam mümkün değildi.
Yani düşün şimdi 15 Temmuz'a tiyatro diyene '' Biz '' mi diyecektim?
Selam ve sevgilerimle
hotamisli
Cok ciddisiniz. Ben isin esprisindeyim :-)
Catir catir boluculuk yapanlari alkisyayip saksaklayip sizin yazinizi boluculuk olarak niteyelen vatandaslaraydi tepkim...
Iyi geceler hocam
Sizin daha önce başka bir yazınıza da yorum yapmıştım ve bir soru sormuştum, cevap dahi yazamadınız. çünkü yazma işi sorumluluk alma eylemidir. Yazdığının arkasında durabilme ve savunabilme yetisidir.
Toplumu siz biz diye ayırmadan size bir kaç örnek yazacağım ama yine bu yazınız yerle bir olacak ve yine cevaplayamayacaksınız.
Üniversiteye gittiğim dönem başörtülü arkadaşlarımızı sınıfa almıyorlardı. Eylem yapmaya karar verdiler, biz de, o sevmediğiniz sol görüşlü gençler de, arkadaşlarımızın yanında yer almayı seçtik. Ama ne ülkücüler ne nurcular ne de diğer sağ görüşlü arkadaşlar yani başörtüsü taktığı için giremeyen öğrencilerden başka destek veren olmadı. Peki suyu kime sıktılar polisler biliyor musunuz, sabah gazetelere atılan yalan yanlış bilgilerle sizin gibiler bizi terörist ilan ederken, yazılarınızda başörtü takmanın suç olmaması gerektiğini çok güzel dile getiriyorsunuz. Eyleme katılmayan sağ görüşlü arkadaşlara sordum; neden arkadaşlarınızın haklı davasına karşı çıkmıyorsunuz. Ne dediler bilmiyorsunuz, bilemezsiniz tabi; devlete karşı çıkmak doğru bir şey değil dediler. Bu biat kültürü hala devam ediyor. Devlet kimse o haklıdır demek günü kurtarıyor ama geleceği prangalıyor.
Bir yıl sonra harç eylemleri oldu. Bu bahsettiğim tüm eylemler izinli bu arada. Ankara'da yapılacaktı. Başörtülü arkadaşlarımıza sizde gelin dedik. Gelmediler biliyor musunuz. Başörtüsü önemliydi ama hiç çalışmayan bir çocuğun okurken para ödemesi önemsizdi. Devlete baş kaldırılmazdı.
Şimdi bir kaç soru;
Adnan Hoca, Cübbeli Ahmet, Sülemancılar gibi tarikatların yaptığı saçmalıklar için kaç yazı kaleme aldınız.
Tayyip Erdoğan Allah'ın tüm vasıflarını üzerinde taşıyor diyen yetkiliyi eleştiren kaç yazı yazdınız.
Ramazan aylarında cinsel içerikli programa dönen soruları eleştiren kaç yazınız var.
Darbe girişiminin saatler önceden bilinmesine rağmen beklemeye geçilmesinin ve belki de 250 canın ellerimizden kayıp gitmesini irdeleyen kaç yazı kaleme aldınız.
Darbe gecesi yaptığınız kimlik tespitiyle hangi görüşten olduklarını nasıl bu kadar kolay yazabiliyorsunuz.
Yaşınız itibariyle diğer darbeleri gördüğünüzü de varsayıyorum; yine meydanlarda mıydınız.
Size tavsiyem daha çok okumanız daha çok araştırmanız. Atv izleyip makale yazıyor gibisiniz.
sami biberoğulları
S-1- Adnan Hoca, Cübbeli Ahmet, Sülemancılar gibi tarikatların yaptığı saçmalıklar için kaç yazı kaleme aldınız.
Tonlarca yazı yazdım. Hem de bu sitede. Hani okuyacağından emin olsam tek tek linklerini vereceğim ama biliyorum ki okumayacaksın. Ama yine de sadece iki tanesinin linkini vereyim
A) www.edebiyatdefteri.com/amp/siir/784192/
B) http://www.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=174579
S-2 Tayyip Erdoğan Allah'ın tüm vasıflarını üzerinde taşıyor diyen yetkiliyi eleştiren kaç yazı yazdınız. Şu yazım bilmem o soruna cevap olur mu:
www.edebiyatdefteri.com/125951-ne-kadar-da-cok-yaniliyorsunuz-beyefendi/
S-3- Ramazan aylarında cinsel içerikli programa dönen soruları eleştiren kaç yazınız var?
En çok da bu soruna güldüm:
O yazılardan da sadece birini yolluyorum:
http://www.edebiyatdefteri.com/siir/839455/orucuma-halel-gelir-mi-hocam.html
S-4 Darbe girişiminin saatler önceden bilinmesine rağmen beklemeye geçilmesinin ve belki de 250 canın ellerimizden kayıp gitmesini irdeleyen kaç yazı kaleme aldınız.
Bak bu konuda bir şey yazmadım işte. Çünkü darbe girişiminin saatler önceden bilindiğini sen biliyordun ama ben bilmiyordum.
S-5 Darbe gecesi yaptığınız kimlik tespitiyle hangi görüşten olduklarını nasıl bu kadar kolay yazabiliyorsunuz.
Darbe gecesi kimlik tespiti yapmama gerek var mıydı. Sosyal medya çalkalanmadı mı '' Vurun kafayı yatın bu bir tiyatrodur'' Diyenlerle. Cami basıp imam- müezzin dövenleri görmedik mi? Atme lere, marketlere koşanları görmedik mi? Yoksa siz o kadar derin devlet sırlarını gördünüz de açık açık herkesin gözü önünde olanları görmediniz mi?
S-6 Yaşınız itibariyle diğer darbeleri gördüğünüzü de varsayıyorum; yine meydanlarda mıydınız.
Evet yaşım itibariyle 1960 darbesini hayal meyal, 1980 darbesini ise tam olarak hatırlıyorum. Her iki darbede de sokaklarda, meydanlarda değildim. Eğer o gün sokaklarda, meydanlarda olabilseydik bu ülkede 15 Temmuz 2016 da böyle bir darbe girişimi olabilir miydi?
''Size tavsiyem daha çok okumanız daha çok araştırmanız. Atv izleyip makale yazıyor gibisiniz.'' Demişsiniz.
Benim de size tavsiyem benim yazılarımı okuyun. Bol bol okuyun hem de. Belki bir şeyler öğrenirsiniz. Hiç bir şey öğrenmeseniz bile bana '' Şu konuda da yazdın mı? Bu konuda da yazdın mı?'' Diye sormazsınız.
Bu arada pardon...Daha önce ne sormuştunuz da ben cevap vermemiştim? Ciddi olarak merak ettim. Çünkü ben ciddi bulduğum her soruya cevap veriririm de...
sami biberoğulları
Yahu o günlerde '' başımdaki örtüyü alırsınız ama gönlümdeki örtüyü nasıl alacaksınız ?'' diye bir tv programında ağlayıp öfkesinden başındaki örtüyü çıkarıp yere atan kıza '' Bunlar timsah göz yaşları'' Diyenler, günümüzde nedense hep '' biz o kız arkadaşlarımızın yanında kahramanca eylem yaparken ...'' Filan demeye başladılar. Hayırdır?
ikiodabisalon
Sami hocam yazınız aydınlatıcı ve tercüman olur nitelikte idi.
Benim tespitim ve inancım şudur ki, her ne kadar biz bilmesek de, Başkan Erdoğan FETÖ tehlikesini başından beri biliyordu. Biliyordu fakat sıra FETÖ'ye gelmezden evvel, özellikle ordu içinde, pasifize edilmesi gereken gruplar vardı. Öncelikli olarak bu grupların tasfiye edilmesi gerekiyordu. Bu gruplar ki, siyaset dışı olduklarını iddia ederek, Atatürkçülük kisvesi altında, özellikle ordu içinde kendi zihniyetlerinin siyasetini yapan, hükümetler üzerinde adeta bir balyoz gibi varlıklarını sürdüren gruplardı. İslamın etiket halinde var olmasına bile tahammülleri yokken, onu en azından etiket haline indirgemek en mühim düsturları idi. İstiyorlardı ki ülkeye, Batılılaşma paravanı gerisinden kendi ideolojileri ve yaşam tarzları hakim olsun. Hem de millete rağmen... Milletin özüne ve kaybedilmeye yüz tutan ruhuna dönüşünün en ufak emaresi açığa çıktığında, milli iradeyi sekteye uğratıcı, çalışamaz hale getirici fiiller ortaya koymaktan da geri durmuyorlardı.
Başkan bütün bunların farkında idi ve önce kurtulunması gereken öncelikle bu zihniyetti. FETÖ'nün sırası vardı. FETÖ'yü bu süreçte kullanarak, özellikle 2000'li yılların sonunda ordu içindeki bu yapılanmayı etkisiz hale getirdi. İyi de yaptı. Zira yeri geldiğinde ateşi tutmak için maşaya ihtiyaç vardır.
Bu süreç ordu içerisinde de ciddi rahatlamaya neden oldu. TSK'nın 30'lardan kalma klasik ve köhne yapısının değişiminin başlamasını da sağladı.
Akabinde iktidar güç kazandıkça sıra, kendisini gayri nizami iktidar ortağı olarak görmeye başlayan FETÖ'ye geldi. Süreç ekonomik kaynaklarının kesilmesi ile başladı. Tabi kimse gelir kaynağının kesilmesini istemez. Direndiler. Dalga giderek büyüdü; ordu, yargı ve emniyet ayaklarına sıçradı. Kazandıkları gücü vermek istemediler ve sonuç darbe girişimi.
Biz durumun farkında değildik ama Başkan durumun farkındaydı bence. Sadece doğru zamanı bekledi.
Güzel yazınız için teşekkürler.
demirelim_46 tarafından 7/17/2018 4:19:08 PM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Yorum için çok teşekkürler.
SAMİ BEY YAZINIZLA İLGİLİ KENDİNİZE DÖNÜK ELEŞTİRİLERİ YAPMIŞSINIZ YA HANİ
SONRAKİ KISIMLARDA DA SANKİ BUNA SEBEP OLARAK SİZİ DAYANAK GÖSTERMİŞSİNİZ
ŞİMDİ İÇİMDEN KAHKAHA ATMAK GELDİ NEDEN Mİ
HALA AYNI İLK BÖLÜMDE KENDİNİZE YAPTIĞINIZ AĞIR ELEŞTİRİYE RAĞMEN AYNI YERDE DURMAKTA VE BİR MİLİM DAHİ İLERLEME SAĞLAYAMAMIŞ, DERSLER ALMAMIŞ OLMANIZ SİZİN AÇINIZDAN ÇOK ÇOK FECİ
UMARIM KENDİ YAZINIZI TEKRAR TEKRAR OKUR NE DEMEK İSTEDİĞİMİ ANLARSINIZ SAYGILARIMLA
sami biberoğulları
Benden de selam ve saygılar.
Ben her zaman yorum yazamasamda yazılarınızı okurum kimi zamanda yorum yaparım
biliyorsunuz zaten..
Ama bu yazınızın ana fikrini sevmedim üzgünüm.
Bu yazı çok tartışma götürür. Size pek çok konuda katılmıyorum bu yazıda nedenine gelince;
Aklım erdiğinden bu yana Fetö var ve çevremde o cemaate dahil insanda var hatta yakın akrabalarımdan yapmayın etmeyin inanmayın dediğimde bana terörist hatta dinsiz diyenler oldu ki siz bilmezsiniz ama onlar dinsiz olmadığımı hatta ve hatta umreye gittiğimi onlardan daha dindar olduğumu bildikleri halde beni dinsizlikle suçladılar Silahlı kuvvetlerinde çalışıyorum bu arada.
Siz gruplamışsınız ya siz biz diye 15 temmuz da sokakta tek tek kimlik kontrolümü yaptınız nerden biliyorsunuz kimin çıktığını artı darbe günü sokağa sadece menzil tarikatı mensupları çıktı bizi onlar kurtardı diyende çok hatta şu an devletin içinde teşkilatlanmaya başladılar bile şimdi değilse bile 20 belki 40 yıl sonra onlarda bu ülkenin başına iş açarlar iktidar hırsı her zaman dinin önüne geçer bu böyle..
Atatürk din gerekli demiş cemaat tarikat gerekli dememişki. Ben Gazinin sözünden bu örgüte inananlar için bir pay çıkaramadım üzgünüm.
Bİz fetöye inanmayanlar o muhterem hoca diye anılırkende vatan haini dinsizdik şimdide öyle anılıyoruz ben bu işten bir şey anlamadım.
Son söz olarak da şunu söyleyim bizim dinimiz çok açık iyi niyetle yapılan her ibadet Allah tarafından kabul görür öyle öğrendik öyle inandık Kuranı Kerim var Peygamber var hadisler var nedir bu cemaat merakı ben onu da anlamadım. Vesselam ben dinimide ülkemide çok seviyorum bunu masaya yatıranları da kınıyorum..
Çok uzatmışım sözü hatta vakit olsa daha da döküleceğim de susayım yeter... kendinize iyi bakın
Erman Öcal
sami biberoğulları
Sevgili Deniz.
Ben senin ne umreye gittiğini bilirim ne de ne kadar Müslüman olduğunu. Çünkü bu yazımda direkt seni hedef almadım. Hedef aldığım kitle açık ve net bir şekilde ortadayken sen kendinden örnekler vermişsin.
Ne yazık ki seninle face book arkadaşı değiliz. Eğer öyle olsaydık görürdün benim bir paylaşımımda
Devlet eğer
1- Süleymancıları
2- Menzil cemaatini
3- İsmail Ağa Cemaatini
4- Aczimendileri
5- Adnan Oktar cemaatini
Ortadan kaldırmazsa yeni bir 15 Temmuz darbesine hazır olsun. Dediğimi.
Yazılarımı okuyorsan bu sitede özellikle İsmail Ağa Cemaati ( Mahmut hoca ve bilhassa Cübbeli Ahmet ) aleyhinde benden daha fazla yazı yazan biri olmadığını görmen lazımdı.
Cemaat merakına gelince:
Avrupa'da, Amerika'da yani en gelişmiş devletlerde de yüzlerce cemaat ve tarikat var. Maalesef insanlar bir arayış içinde. Bu arayışları esnasında da yolları cemaatlerle, tarikatlarla kesişiyor elbette.