- 1198 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Çoğunluk Her Zaman Haklıdır Psikolojisi ve Çoğunluk Her Zaman Haklı Değildir Gerçeği
İnsanoğlu varoluşundan bu yana tarihsel süreç içerisinde birçok alanda mücadele faaliyetleri göstermişlerdir. Bu mücadelelerdeki başat faktör ise; artan nüfusla birlikte yeni ihtiyaçların hasıl olması, sınırsız istek ve arzuların baş göstermesi ve bunları elde edebilmek için de yeni organizasyon ve yönetim biçimlerinin ortaya çıkmasıyla olmuştur.
İnsanlığın en eski çağlarından tutun da günümüze kadar oluşturulan bütün yönetim sistemleri halkların sorunlarının en önemli kısmını teşkil etmiştir. Bu yönetim modellerine örnek olarak; Şeflik, Oligarşi, Aristokrasi, Teokrasi, Despotizm, Mutlak Monarşi, Meşruti Monarşi, Mandacılık, Kapitalizm, Sosyalizm, Nasyonal Sosyalizm, Cumhuriyet, Demokrasi vs. verilebilir.
İnsanlık, tarih boyunca en ideal sistemi arayarak mevcut yönetim, grup ya da şahıslarla karşı karşıya gelmişlerdir. Bu mücadeleler günümüz de dahil olmak üzere asırlardır devam etmektedir.
Postmodern çağda cumhuriyet rejimi ve temsili demokrasi (en ideal yönetim biçimleri olmasa da) şimdilik en iyisi olarak kabul görmektedir. Fakat yakın dönemde dünyanın en demokratik ülkeleri olarak kabul edilen devletlerde bile birtakım yönetimsel çıkmazların, yozlaşmaların halk denilen yığınların aleyhinde işlemekte olduğu, insanların temsili demokrasiye olan inancının sarsıldığı ve mevcut durumun yığınlar üzerinde bıkkınlık yarattığı görülmektedir.
İktidarı elinde bulunduranlar ya da ele geçirenler halkın menfaat ve refahından ziyade kendisinin ve sahip olduğu zümrenin menfaat ve çıkarlarını korumaya çalışmaktadır. Bu uğurda kendisine muhalefet edenleri doğrudan ya da dolaylı olarak susturmaya/sindirmeye çalışmaktadır. Anayasal çerçevede güvence altına alınan bütün hak ve hürriyetler onların makul gördüğü ölçülerin dışına çıktığı kanaati uyandığında derhal ellerindeki bütün imkan ve kurumları seferber etmektedirler. İnsanlar zamanla bu durum karşısında ya isyan/aksiyon/eylem kültürünü bir tarafa bırakarak süregelen durumu kabul etmekte ya da bilgi, birikim ve sahip oldukları paradigmalar/dünya görüşleri istikametinde bir tepki göstermektedirler. Günümüzde bu durum özellikle gelişmemiş ya da az gelişmiş ülkelerde ilk olasılık çerçevesinde şekillenmektedir. Gücü ve erki elinde bulunduranlar her şeyi yapabilecekleri düşüncesine kapılmakta ve bunu kendilerine sandık vasıtasıyla verilmiş bir hak olarak görmektedirler. Hal böyle olunca da katılımcı/çoğulcu yapı önemini kaybetmekte ve çoğunlukçu/popülist yapı ön plana çıkmaktadır. Bu durum zamanla azınlığın yurttaşlık haklarının çoğunluğun tiranlığına devredilmesiyle son bulmaktadır. Bununla birlikte çoğunluğun her zaman haklı olmadığı, olamayacağı gerçeği unutulmamalıdır.
Umulur ki yakın bir tarihte demokratik yönetimlerde ki eksiklerin ve kusurların saptanarak büyük oranda giderildiği daha iyi/ideal bir yönetim modeli keşfedilebilecek ve uluslar birer birer bu yeni yönetim modelini benimsemeye/kabul etmeye başlayacaklardır. Çünkü temsili demokrasi seçilmişlerin krallığından ve zulmünden başka bir şey değildir artık.
Özkan ÇALIŞ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.