- 516 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Virginia'nın mektupları
Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır
rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor
sende seyrediyorum denizlerin en mavisini
Bu ünlü Türk şairinin aşk şiirini mektubuma eklersem kesinlikle aşkını kazanırım,yıllarca onu hep izledim,her hareketini ezberledim,kalemle oynamasını,grip olduğu zamanlarda burnunu silmesini gözlerimi kırpmadan izledim ve fark ettim ki kulak memeleri normalden fazla sarkmış .. kimi zaman gözlüğünün camından izledim tahtada ders anlatan hocayı,iki buçuk derece miyoptu gözlerin ve bembeyazdı dişlerin ..
sana olan aşkımı ilk olarak ne zaman anladım biliyormusun?Senden özür dilerken neden özür dilediğimi bilmiyorum ama o an bana gülmen kalbimde bir ateş nyanması için yeterli olmuştu ve sonra aşkıma karşılık bulamadım ve seni kıskandırmak için Nathalie ile ilişkim başladı senin bizi görebileceğin heryerde öperdim onu ve yıllar sonra ondan ayrıldığımda kafamda saklı ismin ve güzel yüzün gene gözlerimin önüne gelirdi ve sana hep yazardım tek dileğim cevap yazmandı,bir seferinde bana ne kadar çok kızmıştın ,zarfın altından yazdıkların gözüküyor ve patronum okuyunca zor durumda kalıyorum demiştin.
-"Madem aşk mektupları yazıyorsun bari kalın zarfa koy be adam!"
Sen ulaşılmaz kadındın ,platonik aşkım ve Nathalie her zaman ulaşabildiğim kadın..beni hiç terk etmeyen zor anımda yanımda olan belki bu yüzdendir ona kolay ulaşabildiğim için klasik kadın gözü ile bakmam yani erkeğinden emir alan onun tarafından yönetilmeyi seven bir kişilik ,belki de kadın olmanın mizacı budur ama böyle düşünürsem Daisy hayatımın kadını tiplemesinde hangi role girecek ?ah Daisy !bana yaşamımdaki en büyük çelişkiyi yaratan ve siyah gözlerinde kendimi kaybettiğim kadın ama herşeye rağmen sana yazdıklarım sayfalar dolusu mektuplar onlara yazılmadı sayfalarım aşk şiirleri ile dolmadı ve her gün posta kutuma baktım cevap gelir mi diye,sonunda dualarım kabul oldu ve isimsiz bir mektup aldım ama senden başka bana kim yazar ki?
İşte aldığım isimsiz mektubu sizlerle paylaşıyorum sevgili okuyucular ,aslında başkasının mektubu okunmaz ama bu seferlik bir istisna yapalım.
Sevgili Nick;
Bu hafta okul aile birliğinin üyesi olarak bir konuşma yapacağım,konusu edebiyatımızda kadın yazarlar bu neden le günlerim okuyarak geçiyor.sen acaba bu konuda ne düşünürsün mesela kaç tane isim sayabilirsin kadın yazarlardan,aslında kadın yazarlardan vazgeçtim kadın bilim insanlarından ya da yöneticilerden kaç tane söyleyebilirsin ?Jane Austen hakkında ne düşünüyorsun?bir kadın yazabilecek zamanı bulabilir mi,ev işlerinden arta kalan zamanlarda masaya oturup yazabilir mi acaba ,aklıma bazı isimler geliyor elbet farklı kültürlerde farklı isimler mesela türk edebiyatından bir bayan ismi Leyla ve yazdıkları çok hoşuma gidiyor biliyor musun çok üstün bir hayal gücüne sahip sadece bir bakıştan sayfalar dolusu bir kitap çıkarabiliyor,bir erkeğin güzelliği ile ünlü bir aktrise bakışından yazılan bu roman kapağı süslüyor.Biliyormusun günlerim bu konuşmayı nasıl hazırlayacağımı düşünmek ile geçiyor.Yaşadığım yerin bir dağ köyü olması işimi kolaylaştırıyor dere kenarına oturup temiz havayı ciğerlerime doldururken yeşilin farklı tonları ile kaplanmış dağ karşımda tüm heybeti ile dikiliyor ve ben en sevdiğim şeyi yapıyorum :ateş yakmak!
kuru otları ve çalıları bir araya getirdim ve çıtırtıyı duymak beni rahatlattı ,sanki bir terapi!Sağda solda altın sarısı ve kan kırmızısı çalılar ateşin hararetiyle rengarenk yanıyor.Bu sessiz ortamda gece geç saatlere kadar oturmak ateşin başında uzun uzun yazmak isterdim.Farklı düşünceler aklımda sır a ile rollerini gerçekleştiren birer sanatçılar gibiler.
Mektubunda yazdığın şiir aklıma geldi birden "Desem ki!"çok romantik bir şiir ,bir erkeğin ulaşılmayan aşkına yazdığı karşılıksız duygularını yaşamı boyunca hissedeceğini anlatıyor.Türk şairler kimi zaman da kadını cinsel bir obje olarak görüyorlar bence mesela bir şair aklımda kötülük yok ama böyle de yatılmaz ki diyor ve ben bu satırdan kadının nasıl hareket etmesi gerektiğinin erkekler tarafından belirlendiğini düşünüyorum.Biliyormusun mektubuma ismimi yazmadım ama satırlar satırları izlerken beni tanıyacaksın ve dikkatli bir okursan kim olduğumu çıkaracaksın.Sana neden mi yazıyorum?Çünkü sen şu an hayatındaki en büyük çelişkiyi yaşıyorsun,evleneceğin kadını seçeceksin güçlü mü olsun yoksa zayıf mı?Kadın sence her zaman koruma altına alınması gereken kırılfgan bir varlık mıdır yoksa zengin bir ailenin baskın karakterli kızı ile mi hayatını birleştirmelisin,işte sen tam olarak bu sorunun cevabını arıyorsun zengın aılenın kızı ıle evlenıp o buyuk mırasa ortak olup hayatını ve bundan sonrakı tun hayatı kararları karına mı bırakacaksın yoksa fakır aılenın senı her zaman seven kızı ıle mı evleneceksın?Biliyorsun modern Türkiyenin kurucusu da cumhurbaşkanı olmadan evvel çocukluk arkadası eşinden ayrılıp yabancı dil bilen yuksek sosyete mensubu bir kadın ile evlendi.Yazdığın şiire karşılık ben de bir kaç mısra yazmak istiyorum:
"Düştü şahane bir gözyaşı
Kapıdaki tutku çiçeğinden
O geliyor,kurum , sevgilim
Şarkıcı bir kuş gibi kalbim
Yuvası su verilmiş bir sürgünde ;
elma ağacı gibi kalbim
Burada aklıma bir soru takıldı yaşayan şairler mi yoksa ebedi yolculuğa çıkanların mı şiirleri daha etkilidir.Yaşayan şairler bizden alınan bir duyguyu dile getiriler.İlk başta farkına varmayız belki korkarız ve o eski duygu ıle karşılaştırırız.Modern şiirin güçlüğü buradan kaynaklanır.Biliyormusun ben senin kültürüne uzağım ama ünlü şairleriniz olduğunu ve bazı satırları ezberlediğimi belirtmeliyim galiba yapacağım konuşmada "Mavi gözlü dev"şiirini okuyacağım.İnsanlar ilk aşamada kültürünüzde kadının yerinin olmadığını düşünüyor ama inan bana benim ülkemde ve yaşadığım yıllarda bir kadın yanında erkek olmadan kütüphaneye girip araştırma yapamıyordu.Modern cumhuriyetiniz ilk yıllarında kadınlara yaşama hakkını tanıdı.Reenkarnasyona ne kadar inanırsın bilmem ama o karşılıksız aşk yaşadığın kadının önceki yaşamı bana aitti ve biliyorum sen benim deli olduğumu düşünüyorsun.Sence bu şiiri senin kültüründen olan on dokuz yaşında bır kız bilir mi?elbette hayır !Bana inanmıyorsan bir sonraki mektubunda bu satırları yaz .
O geliyor kumrum sevgilim
chrisitna neden cevap vermiyor artık?
hepsinden daha şen kalbim
Çünkü sevdiğin geldi bana
bu satırlar senın ona olan aşkını anlatıyor .O sıcak yaz gunu derse geldiğinde her zaman kı gıbı onun bır sıra gersıne oturdun ve gözlerini ona diktin sonra incelemeye başladın saçlarını,ayaklarını ,ve burnunu uzun süre burnunu inceleyince onun bir mendile ihtiyacı oldugunu dusundun.Kalbın yukardakı satırları yazan saır gıbı şendi çünkü senınle konusmaya başladı ve o zaman sen daha Nathalıe’yı ve ,Daisy’ı tanımıyordun,kalbınde yanlız o vardı ,onun sadece nasılsın yada merhaba demesı dahı senın ıcın en buyuk mutluluktu.
"Şakıyan bir kuş gibi kalbim
yuvası su verilmiş bir sürgünde;
elam ağacı gibi kalbim
Dalları silme meyve ile dolu"
hayal gücümün sorumlusu bu kelimelerdi ve çıtırdayan ateşin başında uçuşan çiçek tozlarını ızlıyordum.Hafif bir rüzgar esti körpe yapraklar havalandı hani şair der ya:Uzaktan hafif hafi f bir rüzgar esiyor ve bir kadının suya deyiyor ayakları"
Ateşten kıvılcımlar saçıldı etrafa ,altın pırıltılar doldu etrafa,az sonra kaybolacak bu dünyanın iki ucu vardı acı ve mutluluk.Ben bu serin dere kenarında oturuken son yazdıgın mektup ıle postacı agır adımlarla ona yaklaşıyor.Nathalie’den ayrıldıktan sonra düştüğün boşluktan çıkmak için sürekli yazmaya başladın ve ben yazdıgı n her satırı okuyabiliyorum.
Biliyor musun,senınle pek çok ortak yönümüz var öncelikle ikimizde bi-sex ve anksiyete hastasıyız ,gerçi sen intihar edecek kadar ileri gitmedin ama ben dere kenarına gidip ceplerime çakıl taşları doldurup dipte boğulmayı ekledim,karanlık sularda yaşamımın son saniyelerinde bir sonraki hayatımda senin platonik aşkın olarak yeniden dünyaya döneceğimi düşünmedim elbet yaşadığım acıları düşündüm,annelik denilen o doğa üstü duyguyu neden yaşamadığımı sorguladım.ilerde bilinnç akışı tekniğini kimlerin uygulayacağını merak ettim.Nick ,neden kitap yazmıyorsun?Platonik aşkına yazdığın mektupları bir eser haline getirebilirsin 0tıpkı Kafka’nın mektupları gibi yada benım bılınç akışı metodunu kullandıgım romanımıdakı gıbı sesn de cıcek almak ıcın evden çıkmak yerıne onu aramak ıcın telefon kulubesıne yururusn.
Kitabımda Sally ıle öpüştüğüm an benım ıcın en mutlu andı elbette gercek hayatta bır kız arkadasım var hjer ne kaadr ısmı Saaly olmasa da ...tıpkı senın de kendı hem cınslerınden sectıgın arkadasların gıbı,bununla bırlıkte karsı cınsten de hoslanıyorsun.Birliktellik anında görevini yerine getiriyorsun ama Daisy ile olan birlikteliğinde o ateşli sevişmelerinizde hep altta kalmak senın bıseksuel kımlığıne daha uygun geldi belki bu nendenledır kı erken boşaldıgın ıcıcn sana tokat atmasını bıle gururuna yedırdın tıpkı ulkende sabah dayak yedeıkten sonra aksam hıc bır sey olmamış gıbı kocasaına karsı vazıfesını yerıne getıren kadınlar gıbıydın onunla her bırlıkte oldugunda rollerınızın degıştıgını hıssettın kadın olan sendın erkek olan o ..
yatagı ortalamanı ısteyen neler yapman gerektyıgını sureklı komutlarla belırleyen zengın aile cocugu Daısy ..hala kafanda aynı soru var eger onunla evlenseydım mutlu olurmuydum?
SAevgili Nıck,ben de senın gıbı kısa suren bır nışanlılık yasadım,benım zamanımda bır yıl suren nışanlılıklar kısa surelı sayılırdı vde ben de ıtıtraf edeyım Daısy gıbıydım erkegıne hukmetmeyı seven bır kışılık ..aslında bı seksuel ilişkilerşmde hep erkek olurum senın hem cınslerınde olan ılışkılerınde kadın olman gıbı ...Dedım ya sana ortak olana cok yönlerımız var ama sen ıntıhar edecek kışılıkte bır adam değilsin.Sahiden ceplerime çakıl tası doldurup suya atlamama ınandın mı?Suyun dıınde kalmak ıcın ne kadar taş doldurmalı bır ınsan?Tıpkı bayan JULIE fılmındekı gıbı bıleklerımı kestım.O filmi izledibn mi?Sevdişği uşak ıle bırlıkte olan arıstokrat kızı Julıe artık kırlenmış ve bekaretını kaybetmıştır ve kurtuluşu ıhanette bulur .Bekaret işte senın en hasssas oldugun konu değil mi?Sadece bakıre olmadıgı ıcın Daısy ıle evlenmeyı kabul etmedın , sana gore kadınlşar bır araba gıbıdır ve ılk bınen sen olmalısın her ne kadar unıversıte mezunu olsan da zıhnıyetınız aynıdır ,ilk olmak !bu zıhnıyet senı Nathalıe ıle evlılıge göturdu ama Nathalıe ne kadar bakıre ?Senden sonra ılışkısı oldu bunu sen de bılıyorsun bu onun bekaretının s<adece ıkı bacagının arasında olmadıgını anlatmıyor mu?
Kıtaplarımı okudugun zaman artık kadınları esya olarak görmeyecegını umuyorum.Kadınların yasamın her alanında var olduklarını göreceksın,senın zamanında bu daha da artacak,elbette İngiltere kadın yazarlar konusunda ılk sıralrda yer alabılır.ilk olarak sana Frances BUrney örneğini verebılrrım.Jane Austen ’i en cok etkıleyen yazardır.Senın ulkende kadın yazarlardan aklımam ılk gelen Halıde Edıp,guncel yazarlardan bır cogunu etkıledıgı soylenebılır.Bu arada Jane Austen kıtaplarını her seferınde elıne alıp yarım bıraktıgının farkındayım.İngilizler detaycıdır bılırsın kıtaplarımızda önce sahne uzun tasvırlerle hazırlanır.Acaba Jane kendısıne aıt bır odaya sahıp mıydı?Kendıme aıt bır odamın olması hafta sonu yapacağım kadın edebıyatcılar konulu konusmada yer alacak,ikisi arasında ne gıbı bır ilişki var diyebilirsin.Yaz ı yaazmak ısteyen bır kadın ekonomık anlamda bagımsız olmalıdır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.