- 706 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Atmayın bez bebeğimi ( çocuk gelinler olmasın)
Atmayın bez bebeğimi
Evlerinin sokağında arkadaşlarıyla saklambaç oynuyordu.
"Ebe ,sobe" sesleri yankılanıyordu sokakta.
Son model bir araba bahçe kapısının önünde durdu . İçinden bir adam ve iki kadın indiler Bahçeden içeriye girdiler.
Dakikalar sonra annesi onu ismiyle çağırdı
" Elifcan eve gel"
"Ama anne oynuyoruz "
"Buraya gel, dedim "
"Peki anne "
Bunlar , dilinden dökülen en son sözcükler oldu . İçeri girdi ,annesi ile babası kızım misafirlerin ellerini öp dediler öptü ve ne olduğunu anlamadığı bir konuşmaya tanık oldu .
"Verdik gitti . En yakın zamanda düğün ve Başlık parasını isteriz."Tokalaştı ve gittiler .
Ne oluyor der gibi ebeveynlerin yüzlerine baktı . Anlamışlar gibi evleniyorsun dediler bir şeyler söylemek istedi, daha 11 yaşındayım demek istedi ama o cümle bir türlü ağzından çıkmadı.
Odasına başı önde, gözü yaşlı gitti. Konuşamıyordu .Şok’ta idi, sanki boğazında bir düğüm kalbinde ise çocuksu heyecanını öldüren bir taş vardı.
Annesinin ona yaptığı bez bebeği kucağına aldı, anne karnı pozisyonunda bacaklarını çenesi ne kadar dayayıp uyuya kaldı.
Uyandığında rüya olabilir miydi diye düşündü.
Salona geçti ,annesinin çeyiz sandığına bir şeyler koyduğunu görünce, olduğu yere çöktü.
Bez Bebek elinden düştü Hemen alıp sarıldı ,ağlayarak tekrar odasına gitti
Bir ay böyle hiç yemeden ,içmeden odasında geçti, kucağında bez bebeği ile.
Malum araba yeniden geldi vesandık arabaya taşındı.
Gelinliği giydirildi Akşama düğünü olacaktı.
Sokak düğününde yanında babası yaşında bir adam vardı.
Pala bıyıklı, tıknaz ve kısa boyluydu , imam nikahlı kocası.
Sabahleyin yaşlı kadınlar odaya girdiler. Damat keyifliydi , geline baktılar , yatak kan içindeydi.
Gelin sapsarı kesilmiş , elinde bez bebeği ile öylece boşluğa bakıyordu.
Kadınlar feryat edip koştular, bebeği alıp attılar. Kızı silkelediler. Gözlerini açmaya çalışan küçük gelin, son bir gayretle şu sözleri söyledi:
"atmayın bez bebeğimi "
Bu , onun dünyaya hala çocuk olduğunu anlattığı son sözleriydi.
27 Mayıs 2018
Hacer Sarıgül
YORUMLAR
En çok dincilerin, Müslümanlara dayattığı İslam adına kendi özel geleneklerini toplum üzerinden ifa ederken, törelerin sadece onlar için birer kalkan olduğunu anlaşılsa da hayatı tabularla dolu bir Müslüman çaresiz kalır; çareyi Allahtan bekler; bekleye dursun oysa Allaha kul olmak için insan bilgili, akılı yani uyanık, Allahın ismini kullananlara karşı acar olmak gerekir.
Bir Müslüman baba, kendi öz kızını ve çocuk yaşta, kendi yaşında birisine para karşılığında vermişse bu bana göre "Kızını satmaktır" böyle bir adam Müslüman olsa ne yazar, ki zaten bunlardan milyonlarcası var!
Böyle bir vahşeti köpekler bile yapmaz yavrularına, böyle bir çirkinliği eşekler bile yapmaz. ki gündemden düşmeyen "çocuk gelin" olayları ne zaman son bulacaktır acaba?
Müslüman toplumlarından iki şeye dikkat etmek gerekir; DİNCİ: dini, imaninı satan, satabilen, satabilir de ki din satıcı olarak hep karşımıza çıkarlar.
DİNDAR: Din inancı güçlü, din kurallarına bağlı (kimse), mütedeyyin.
Allah’a inanmış ve bağlanmış kimse.
Aslında yazılacak çok şey var fakat sayfayı da tutmayalım...
Teşekkürler güzel insan...
Hacer SARIGÜL(yitik şair(
Rezillik ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi...Tokat gibi bir yazı...Kutlarım...