- 458 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Çocuk Destanı ( bildirisi I-II) İnsanoğlu varoluğundan berikapışması büyükve çok ölümlü savaşımlar... Olan daha çok çocuklara oluyor. Çocukların dilinden o meajı vermek istemişimdir! Nokta!!
Çocuk Destanı
- Şirazi’ye -
Ben bir çocuğum!
Neresinde, hangi kıtasında
hangi ikliminde olursa olsun kürenin
gülüp oynamaktan başka bir dileği yok minik yüreğimin
Türlü ayakoyunları kandırmacalar, köşe kapmacalar bilmeyiz
çiçekleri, kuşları, kuzuları kedi yavrularını sever
kavgalardan korkar, kandan ürperir irkilir ağlarız
arkadaşlarımızla dalaşsak da barışır güler oynarız
bilgisayarımız, bezden bebeğimiz vs. olsun isteriz
evimizde kucağını açmış bizi bekleyen annemiz
babamız sıcacık çayımız çormamız... olsun isteriz
sizlerden fazla bir şeyler istemiyoruz, yeter ki
bizi babasız boynu bükük sersefil komayınız
kanla, kinle besleyip birer cellat yetiştirmeyiniz
ne ekerseniz, onu biçersisiz rüzgar ekerseniz
tipi fırtına kasırga... daha beterini biçersiniz
muslukta ne akıtırsanız bardakla onu içersiniz
gül kokusu yerine kan kokusuyla büyütürseniz
kurt töresince yetiştirir, alıştırırsanız
birer kuzu olmamızı bekleyemezsiniz
hep söylersiniz geleceğin büyükleriymişiz ya!
Ey büyükler büyük bildiklerimiz gelin
içinizdeki kinlere, hırslara tırıslara son verin
bizi babasız, analarımızı yavrusuz bırakmayınız
geleceğin vebali, günahı boynunuzda kement
sırtınızda çkarakan çıbanı olmasın!
..............................................................
.............................................................
Çocuk Destanı II
( Manifesto)
Sadi-i Şirazi’ye
Ya Sadi-i Şirazi ( Şirazlı Sadi )
1003 Şiraz- 10893 Bağdat dönemin
ünlü fıkıh bilginlerinden. Niözamiye Medresesinde ders verdi.
Eserleri arasında Kitabü’t-Tenbih’ten başka Bostan ve Gülistan’ı
çok tutulmuş, beğenilmiş bir çok dile çevrilmiş!
Ey Üstad!
Kitaplarında ne güzel sözler deyimler söylemişsin.
Sevgi aşılamak istemişsin, bu gönül dostluğunla insanlığın gönlünde
yer etmiş taht kurmuşsun. Kalemine, yüreğine sağlık. Bencileyin de
hak etmişsin şüphen olmasın. Bu satırları Siz Üstadıma sunmakla boy
ölçüşmeye kalkıştığımı
değil, Size, sevgi dolu enginliğnize olan saygımdan olduğunu kabul
buyurunuz.
Diyeceğim, size iletmek istediğim, onca sevginize, tüm insanlığa olan
mesaj ve iletinize rağmen, aradan bin yıl geçmiş olmasına değin insanlığın
insanca dostça bir arada yaşama, paylaşma kültürüne erişemedikleridir.
Tam tersine geri fiteste gidişlere tanık oluyoruz.
Siz Bostan’la insanlığı bir bostana benzetmiş; bostancının bostanındaki
sarmısağı soğanı kavunu karpuzu koparmaya kıyamadığını, kıyamayacağını,
Gülistan ile de insanlığı bir gül bahçesine benzetmiş , bahçivanın bahçesindeki
gülleri, laleleri karanfilleri koparmaya kıymadığını, kıyamacacağını güzel
öykü ve benzetmelerle anlatmak istemişsiniz..
Ama aradan geçen on asırlık zaman sürecine rağmen insanlığın gelmiş olduğu
noktayı Size arz etmek istiyorum.
Anlatacaklarım, anlatamayacaklarımın yanında denizde bir damla bile olamaz .
Sakın üazülmeyiniz!.. Biz milyonlarca dünya dolusu çocuk zaten yeterince
ağlıyoruz. Ağlamaya gücümüz, nefesimiz, gözyaşımız yetecek olursa...
Üstadım, tüm dünyalı çocuklar adına hepimizin dert ve sorunu benzer
olduğundan ben arz edeyim.
Büyükler, büyük bildiklerimiz “ Dünyayı parsel, parsel etmişler!”
Yetmiyormuş gibi kavgaları, dalaşmarı, ölmeleri, öldürmeleri bitmiyor. Neyi
paylaşamıyorlarsa... Paylaşılacak bir şey var ise oturup konuşarak sorunu
çözeceklerine kapışıyorlar. Sn. Devletlüler kapışınca babalarımızı, abilerimizi
alıp götürüyorlar. Nereye, ölüme.. ölmeye, öldürmeye... Ölenin de öldürenin de
çocukları olan bizler babasız, desteksiz; yetim sefil yoksul boynu bükük kalıyoruz.
Dahası başkalarının kölesi, esiri oluyoruz.
Dahası aç ilaçsız kalıyoruz. Aclıktan, ilaçsızlıktan ölenlerimizin sayısı milyonlarla
konuşuluyor. Hele son yüz yıl içinde... Dahası ölüm, öldürülme, daha iğrenç
zulümlerin korkusuyla yerimizden yurdumuzdan oluyoruz. Kaçıyoruz. Yollarda
telef oluyoruz. Akdeniz bizim ölüm kalım gölümüz olmuş...
Afrikalıyım, Latinliyim, Ortadoğuluyum, Afganlıyım... hangisini sayayım.
Hepimizin hali içler acısı...
Anlayacağınız günümüz dünyasının insanlığı, Gününüzün insanlığına benzemiyor.
Sosyal, siyasal, dinsel kinsel nedenlerle gittikçe daha gaddar, daha zalimane
olmuş ve olmaya da devam edilmekte. Ne bostan o bostan, ne bostancı o
bostancı; ne gülistan o gülistan ne bahçivan o bahcivan günümüz dünyasında.
Tüm, bu anlattıklarım, anlatamadıklarımyanında denizde damla bile olamaz!...
Her şeye rağmen üzülme, ağlama. Üstadım, ağlama!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.