- 588 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
başlık Filistin- İsrail. Türü Makale. Hikayesi.1948 den beri İsrail'in işgalcivesaldırganlığı ile tırmanarak devameden en son bir hafta önceki saldırıları üzerine bir kaç sözden ibarettir! Nokta!
Filistin- İsrail
Köken olarak aynı soydan olup olmadıkları bir yana,
coğrafi yerleşim yeri olarak, M.Ö,si yüz yıllardan
beri aynı coğrafyada yaşamakta oldukları kitaplarda yazılı..
İsrail oğullarının Babil Sürgünleri, Romalılarca sürülmeleri olsa da.
Bazı kaynaklara göre Filistinliler daha eski yerlilerimiş.
Bazı kaynaklara göre Kutsal Yehova Kenan eli denen bu yerleri
torunlarına vaad etmiş vs. Bunlar da bir yana,
Günümüzdeki sorunlarına gelince:
Kendilerine vaad edildiğini iddia ettikleri ( Kenan Eli ) denen buralardan
tarihi ve sosyolojik nedenlerle dünyanın dört bir yerine dağılmışlar. Belki bir kaç küçük yerleşim yerlerinde kendi hallerinde yaşamakta olan bir uvuç misali kalmışlar iken:
2. Dünya Savaşı yıllarında Almanya’da Adolf Hitlerin yapmış olduğu kıyım ve zulme karşılık; başta ABD olmak üzere, batı alemi günah çıkarırcasına , kalanlarına Filistin topraklarında yer verip yerleşimlerine testek oldular. Yıl 1948..
Batıyı arkasına almış olan Yahudiler her taraftan akın akın gelip yerleşip çoğaldılar.
“Dağdan gelenin bağdakini kovması “ yavuz kiracının ev sahibin den alacaklı çıkması..“ gibi...
Aldılar da aldılar... Hem de vura vura kıra kıra... Tüm dünyanın gözleri önünde... Araplar, ABD ye yaranma, yani yalakalık...
BM ise ABD nin karşı çıkmalarıyla... Seyirci kalmışlardır.
Tek Suriye İsraile kafa tutuyordu. O da 1967-68 lerde Golan Tepelerini kaptırdı.
Golan Tepeleri Devletler Hukukunda halen Suriye’nin topraklarından ise de fiilen İsrail’in işgalindedir.
28 Nisan 2016 da Başbakan B.Natayahu BK,nu Golan tesislerinde yapmış ’Buralar sonsuza kadar İsrailin olarak kalacaktır’ demekten çekinmemiştir.
Niye çekinsin ki! Kimden korkacak ki!!
Hem arkasında ABD var hem
kendisine arada bir kafa tutan Suriye kendi canının derdine düşmüş... Fırsat, bu fırsattı...
ABD Suriye’nin bölünmesini , kuvetten düşmesini istiyordu.
Hatta İşit, mişit ne iduyü belli olmayan paralı, cennet vaadli
saldırganları silahlandırıp çullandırıyordu.
Eksik olmayalım biz de bu amaçla elimizden geleni esirgemiyorduk.
Hem de fazlasıyla..
Yine bu fırsatı kaçı rmadan Kudüs’ü Başkent ilan etmeleri,
karşı çıkan protestocu kitleye amansız saldırıları...
Aynı amacım hamleleridir.
İsrailin çekindiği biraz da Türkiye idi. Ancak o korkuyu atlatmış bulunuyorlar.
Neyse!...
Sonuç olanlar göz gzönünde
Beterin de ayak sesleri gelmekte!!!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.