- 363 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Beyin Göçü Tersine mi Dönüyor
’’Türkiye’de özellikle son yıllarda bilimsel ve teknolojik araştırma merkezlerinin sayısının artması ile TÜBİTAK tarafından verilen destekler yurt dışına beyin göçünü tersine döndürdü.’’ BASINDAN
’’Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunun (TÜBİTAK) İnternet sitesinden alınan bilgiye göre, Bilim İnsanı Destekleme Daire Başkanlığınca (BİDEB) yurtdışındaki başarılı Türk araştırmacıların Türkiye’ye dönmelerini teşvik etmek ve çalışmalarını yurt içinde sürdürebilmeleri için destek vermek amacıyla yürütülen "2232 Yurda Dönüş Araştırma Burs Programı" kapsamında 2013 yılında 172 araştırmacı geri dönüş için başvuru yaptı.’’ BASINDAN
Sevindirici bir haber gerçekten. Yıllar yılı bu konudan yakınıp dururuz ülke olarak. Bilim insanlarımızı, doçentlerimizi, profesörlerimizi, araştırma görevlilerimizi, yurt dışında ki zengin ülkelere kaptırıyoruz, gidiyorlar ve bir daha da dönmüyorlar diye, şikayet eder dururduk. Haber devam ediyor. ’’Bir önceki yıla göre başvuruların 5 kat arttığı programda, 83 araştırmacının desteklenerek geri dönüşü sağlandı, 42 başvurunun değerlendirmesi ise devam ediyor.’’
Sanırım yurt dışına gitmekte ki en büyük etkenlerden birisi, dolgun ücretler ve de yurt dışı üniversitelerinde çalışma ortamlarının daha doyurucu olmasıdır... Gittiğiniz ülkenin dilini de iyi biliyorsanız oraya uyum sağlamakta büyük zorluklar çekmeyeceksiniz demektir...
Belirli bir müddet, bilim insanları, bilgi, görgü, deneyimlerini arttırmak için yurt dışında kalabilir, kalmalıdır da... Orada ki hal ve hareketleri ile ülkemizin tanıtımını yapar ve iyi niyet elçisi de olurlar. Bütün ömrü orada geçirmek, hem ülkelerine hem de sevenlerine sırtını dönmek oluyor birazda...
Bir toplum bilgi ile bilim ile daha da ileri gidecekse ki bunun başka da alternatifi yoktur zaten, asistanından, en yüksek derecede ki bilim adamına kadar, bilime ve bilim insanlarına değer vermesini, onları el üstünde tutmasını bilmelidir... Bilim ile uğraşmak saygın bir eylemdir. Bu saygın eylemi yapan bilim insanları da maddi yönden doyurulmak ve manevi yönden de saygı görmek isterler, namerde muhtaç olmadan hayatlarını devam ettirmelidirler ki akıllarını tam manasıyla bilime ve araştırmalara verebilsinler...
Bizler fazla da bilimsel yanı olmayan insanlar olarak, lise tahsili yapıyoruz. Üniversiteye gidebilenlerimiz gidiyor ve dört yıllık bir üniversiteyi bitiriyor, sonrada özel sektörde ya da bir devlet kurumunda emekliliğine kadar çalışıp kendi geçimini, ailesinin geçimini temin ediyor. Oysa bilim insanları dur durak bilmezler, ömürlerinin sonuna kadar okumak zorundadırlar. Çeşitli payeler alsalar da uğraştıkları bilim dalı her ne ise, her gün değişik şeyler bulunmakta ve o ana bilim dalına bilgiler eklenmektedir... Araştırmayan, okumayan bir bilim adamı mesleğinde de diğer meslektaşlarından geri kalacak ve körelecektir haliyle... Dileyelim bu tersine beyin göçü daha da fazlalaşsın ve yurt dışında ki her dalda eğitim alan, eğitim veren insanlarımız memleketlerinin üniversitelerinde görev almak için dönsünler ve çocuklarımızı eğitsinler...
AHMET ZEYTİNCİ
YORUMLAR
Birkaç istatistik ve değerlendirme hepsi alıntıdır
2013 den de değil
1.
TÜRK ÜNİVERSİTELERİ SIRA KAYBETTİ
US. News, 2018 sıralamasında yer verdiği yükseköğretim kurumunu 1000’den 1250’ye, ülke sayısını ise 65’ten 74’e çıkardı. Bu sayede listedeki Türk üniversiteleri 20’den 30’a çıkarken, tüm kurumlar 2017 sıralamasına göre yer kaybetti. Türkiye sıralamasında Boğaziçi, ODTÜ ve İTÜ ilk üçteki konumlarını korurken, vakıf üniversiteleri arasında en iyi dereceyi 491’incilikle bir kez daha Bilkent yaptı. Hacettepe 567’inci olurken, Ankara Üniversitesi 590’ıncı sırada onu takip etti.
2.
Bilim İnsanı Kurtarma Fonu'na en çok başvuru Türkiye'den
Uluslararası Eğitim Enstitüsü'nün (IIE) kurduğu Scholar Rescue Fund (Bilim İnsanı Kurtarma Fonu) direktörü Sarah Willcox Eylül ayında katıldığı bir konferansta, "eşi benzeri görülmemiş" kadar çok başvuru ile karşı karşıya kaldıklarını ve bunların 65'inin Türkiye'den olduğunu söyledi.
Willcox bu akademisyenlerin siyasi yaptırımlar ve bazı durumlarda da hapse atılma ve şiddet görme kaygısıyla başvuru yaptıklarını belirtiyor.
İngiltere merkezli Council for At-Risk Academics (Risk Altındaki Akademisyenler Konseyi) direktörü Stephen Wordsworth ise kurumun geçen sene haftada dört veya beş başvuru aldığını, ancak bu sayının son zamanlarda haftada 15-20'ye çıktığını, bu başvuruların büyük çoğunluğunun Türkiye'den geldiğini belirtiyor.
21 Temmuz'da ortak bir bildiri yayımlayan 62 uluslararası kuruluş da bu durumu kaygı verici olarak niteleyen bir açıklama yaptı.
Kuruluşlar, Ocak ayında Barış İçin Akademisyenler ile başlayan sürecin endişe verici bir hızla devam ettiğini söyledi.
3.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün (OECD) "2016 Tek Bakışta Eğitim" adlı yıllık raporunda, Türkiye, 38 OECD üyesi ülke arasında 35. sırada yer aldı.
4.
Uluslararası PISA testi sonuçlarına göre, Türkiye'deki öğrenciler bilim, matematik ve okumada OECD ortalamasının altında kaldı.
Uluslararası eğitim değerlendirme testi , 72 ülke ve ekonomik bölgede 15 yaşındaki 540 bin öğrenci arasında yapıldı. Bu 72 ülke ve ekonomik bölgeden 35'ini Avrupa Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı'nın (OECD) ülkeleri oluşturuyor.
Türkiye 72 ülke arasında 50. sırada yer alırken, önceki testlere göre de performansı geriledi.
OECD'nin yürüttüğü Pisa testi her üç yılda bir yapılıyor.(6 aralık 2016 haber)
İnsaflı bir yazar olduğunuzu ümit ederek yazdım bu yorumu ..
Yirmi yılı geçmiştir sanırım; ömrümde, ilk bir uzay bilimadamı ile tanışmış ve konuşmuştuk...
Söyledikleri aklımdan hiç çıkmıyor:
"Ben Türk Milletine hizmet etmek için okudum ve aklımı- işimi geliştirdim... yıllardır, Avrupada bir Türk düşmanı bir devletin uzay araştırma merkezinde çalışıyorum...
Vatanımda bana, orada aldığım paranın dörtte- birini verseler, orada bir gün durmam ve vatanıma hizmet etmek için koşar- gelirim. ... "
Bizde, akıllı insan çokluğu olduğu için, oksijen ve içme suyu kadar değerde tutuluyor.
Size, abartarak söyleyeyim; Trabzon şehiriçinde tanıdığım insanlar arasından en az 20-30 kişi, en önemli görevleri başarabilecek yetişmiş insan gücümüzdür.
Bilim Adamlarının belli kulüplere tıkılıp- kalması, bulundukları çevrelerindeki akıla ihtiyâcı olanların irtibâtını kesme işinde kurulmuş olduğunu düşünüyorum.
Sağlıkla kal... akıllı yaşlılarımıza yakın ve diz-dize kal.
kadiryeter Kadir Yeter.
09.5.2018 Çarşamba. TRABZON.
w.edebiyatdefteri.com/173772-beyin-gocu-tersine-mi-donuyor/
Ahmet Zeytinci'ye