- 983 Okunma
- 0 Yorum
- 3 Beğeni
AVRUPA BİRLİĞİ AVRASYA ENERJİ POLİTİKASI
2012 YILINDA YEŞİLKÖY POLAT HOTEL DE DÜZENLEDİĞİMİZ AVRASYA EKONOMİ FORUMUNDA HAZIRLADIĞIM SUNUM...
SUNUMU İSİFED BAŞKANIMIZ SAYIN MEHMET SANDAL ABİMİZ YAPMIŞLARDI,KENDİLERİNE ŞÜKRANLARIMI SINMAYI BİR BORÇ BİLİRİM...
AB AVRASYA ENERJİ POLİTİKASI
---------------------------------------------------
Yaşamın vazgeçilmez kaynağı olan enerji,ülkelerin gelişiminde en temel gereksinimlerden birisidir.Sürdürülebilir kalkınma ve büyüme için ülkelerin kesintisiz enerji kaynaklarına en ekonomik ve ucuz yoldan ulaşmaları gerekmektedir.Enerjide arz güvenliği ve sürekliliği,enerjinin maliyeti kadar önemlidir.Enerjiyi stratejik kılan ,refahın ve yaşamın temel aracı olmasıdır.
Kaynak çeşitlendirilmesi ve enerji kaynaklarına erişim her ülkenin enerji modellemesinde değerlendirmesi gereken en önemli unsurdur.Enerji stratejilerinde ve belirle-nen stratejilerin uygulanmasında doğru ve bilimsel gerçeklere dayalı planlamaların yapılması stratejilerin başarısında en önemli faktördür.
Enerji kaynaklarının ülkelere göre homojen dağılmamış olması,ülkelerin enerjinin tedarik zincirinde her aşamasını tasarlaması ihtiyacını da beraberinde getirmektedir.Günümüzde büyük devletler kendi siyasi rejimleri,askeri güçleri,jeopolitik konumları,enerji arz/talebi,ekonomik olarak büyüme oranları ve değişen küresel tercihlere göre ve aynı zamanda,teknolojik gelişmelere paralel olarak enerji politikaları ve stratejileri oluşturma eğilimine girmişlerdir.
Günümüz koşullarında giderek artan enerji talebinin,enerji konusunu şimdiye kadar hiç olmadığı bir şekilde jeopolitik tartışmaların içine çektiği,bu nedenle uluslar-arası ilişkilerde enerji konusunun genellikle ilk üç konu arasında yer aldığı göz ardı edilemeyecek bir gerçektir.
Enerjide dışa bağımlılığın pek çok ülkenin kaderi olduğu,enerji üreten ülkeler içinse petrol veya doğal gazın naklinin önemli bir başlık teşkil etmesi doğrultusunda,Türkiye’nin enerji üreten ve tüketen ülkeler arasındaki eşsiz stratejik konumunun öneminin atını çizmek gerekmektedir.
Türkiye coğrafi konumu itibarı ile yoğun enerji tüketen Avrupa ile fosil yakıtları.Kaynaklarının etkili bir yoğunlukta bulunduğu Asya arasındaki bir noktada alternatif güzergah konumundadır.Toplam enerji tüketiminin yarısını dışarıdan temin eden AB,dünya enerji tüketiminde ABD’den sonra ikinci sırada yer almaktadır.
Petrol tüketiminin %81’ini,doğal gaz tüketiminin %54’ünü ve katı yakıtların %38’-İni yabancı kaynaklardan tedarik eden AB,global enerji piyasasındaki ithalatta ise Dün-yada birinci konumdadır.
Avrupa komisyonu tüketimin önümüzdeki 20 yıl içinde iki katına çıkacağını ve buna paralel olarak ithal bağımlılığın 2030 yılında %70’lere varacağını tahmin etmektedir.
Son trendlere bakıldığında toplam enerji talebi yılda %1-2 artar iken elektrik enerjisi %2-ki bu oran yeni üye devletlerde %3’tür-ve doğal gaz talebi bunların da üstünde daha hızlı bir şekilde artış göstermektedir.
AB,petrol ihtiyacının 1/5 ini kendisi üretirken gerisini(Rusya %27,Ortadoğu %19,Norveç %16,Kuzey Avrupa %12 ve diğer ülkeler %5) ithal etmektedir.Elektrik enerjisinin %30-35’ini Nükleer enerjiden sağlayan AB’de 175 nükleer reaktör bulunmaktadır.(
Fransa %78,Belçika %60,İsveç %50,Almanya % 30,Finlandiya %27,İspanya %25,7,İngiltere %23,) Doğal gazda ise yarıya yakın bir kısmını kendisi üretirken kalan kısmının %25’ini Rusya’dan,%15’ini Norveç’den,%14’ünü Kuzey Afrika,Nijerya ve Ortadoğudan ithal etmektedir.
Ancak ithalatı genel olarak üç ana güzergah üzerindedir.Bu güzergahlar Kuzeyden Norveç,Hollanda ve İngiltere’den gelen güzergah,Kuzeydoğudan Ukrayna üzerinden Rusya’dan gelen güzergah,Güney’dende Afrikadan gelen güzergahtır.
AB arz güzergah çeşitlendirmesi kapsamında yeni güzergah arayışlarına girmiş vebu kapsamda yeni projeler geliştirmek için çaba sarf etmektedir..Doğalgaz ve eliktrik şebekelerinin enterkoneksiyonu elektrik ve doğalgaz sektörlerinde tamamı entegre edilmiş bir enerji tek pazarı kurulması ve etkin işlemesinde son derece önem taşımaktadır.
Bunun için AB başından itibaren enerji piyasalarını bütünleştirmeye çalışmıştır.Fakat üye devletlerin enerji sektörlerinin yapısı farklı olduğundan bu henüz tam anlamıyla başarılabilmiş değildir.Bu amaca hizmet etmesi için AB TEN-E(Trans European Energy Netvorks-Trans Avrupa Enerji Şebekeleri)adında bir proje geliştirmiştir.
TEN-E çerçevesinde sadece üye devletlerin elektrik ve doğalgaz sektörlerini birleştirmek değil aynı zamanda Birliğe komşu Güney Doğu Avrupa ülkelerinin ve Rusya’nın elektrik sektörleri ile yine aynı devletlerin de içinde bulunduğu Hazar Bölgesi,Orta Asyave Orta Doğu ülkelerinin doğalgaz sektörlerini kendi sektörüne entegre etmeye çalışarak entegrasyonda daha geniş hedeflere ulaşmak istemektedir.
Buradaki amaç tedarikçi ile tüketim noktasını entegre ederek birleştirmektir.AB TEN-E projesi kapsamında kendi içinde bir takım başarılar elde etmişse de henüz istenilen hedefe ulaşamamıştır.Bunun için yatırımlar devam etmekte ve çalışmalar hızla sürdürülmektedir.
Birliğin son zamanlarda öncelikle tanıdığı bölge ise Güney Doğu Avrupa bölgesidir.Birlik burada bütünleştirilmiş bir bölgesel elektrik ve gaz pazarı kurmak ve bu pazarla-rı kendi enerji iç pazarına entegre etmek amacıyla bir Enerji Topluluğu Anlaşması kurmuştur.AB bu Antlaşma ile sadece Güney Doğu Avrupa ülkelerinin kendi enerji tek pazarıyla enterkoneksiyonunu değil aynı zamanda Orta Doğu ve Hazar Bölgesinin de kendi iç pazarıyla entegre olmasına zemin hazırlamaktadır.
AB bu hedefini yerine getirmek için ayrıca bir takım insiyatifler geliştirmiştir.Bunlardan önemli olan birkaç tanesi şöyle: (i)INOGATE (Avrupa’ya Devletler arası Petrolve doğalgaz taşımacılığı)-amacı :Hazar bölgesinden Avrupa pazarlarına petrol ve doğalgaz naklinin sağlanması,mevcut altyapıların iyileştirilmesi ve modernizasyonu için gerekli teknik yardımın yapılması ve bölgesel entegrasyonun gerçekleştirilmesi;(ii)-euro med
(Avrupa-akdeniz)enerji ortaklığı-amacı :Akdeniz ülkelerindeki enerji sektörlerinin yeniden yapılandırması ve serbestleşmesi; SEEERF(Güneydoğu Avrupa Düzenleyici Forumu)-amacı: yukarıda da bahsettiğim gibi Güneydoğu Avrupa’da tam entegre bir bölgesel elektrik ve gaz pazarının kurulması ve AB enerji iç pazarına entegrasyonun sağlanması. Bu proğramlar aynı zamanda TEN-E projesini hızlandırma amacına hizmet etmektedirler.
ENERJİ GÜVENLİĞİ-Enerji güvenliği enerjinin hem arzını hemde talebini ilgilendiren bir konudur.Petrol-Gaz üreten ülkeler bunu taşıyacakları ülkenin anlaşmaya uluslar arası Hukuk nezdinde saygılı olacağını düşünerek hareket etmektedir.Bunu da genellikle tarihi geçmişi olduğu komşu ülkesi ile gerçekleştirmektedir.Enerji konusunda bir diğer olay ise arz konusunda tüketici ülkenin göstermiş olduğu politikalar olarak söyleyebiliriz..AB’nin Enerji konusunda bağımlı (interdependence)olan bir ülke olduğu aşikardır.Özellikle doğalgaz konusunda Rusya ile göstermiş olduğu dış ticaret,AB’yi enerji konusunda bağımlı kılmaktadır.Bağımlı olma durumunun ileriye dönük etkileri ,tekelleşme ve buna bağlı bianen fiyat belirleme durumları;enerji arz güvenliğini iktisadi olarak harekete geçirmişti.
Kısacası Uluslar arası Enerji Ekonomisi Derneğinin 2006 yılındaki konferansının başlığında olduğu gibi Güvenilmez Zamanlarda Güvenli Enerji bir süre daha en büyük sorunumuz olacak gibi görülmektedir.Enerji güvenliği açısından Avrasya ülkelerinin ilişkileri sağlam tutmaları çok büyük önem arz etmektedir.
Sonuç olarak AB kuruluşunda enerji ayrı bir öneme sahiptir.Kömür piyasasında yaşanan gelişmelerin ülkeleri savaşa sürüklediği gerçeği,böyle bir birliğin kurulmasında referans olmuştu.AB mevcut genişlemelerden sonra enerji hususunda ilişkilerine önem vermeye devam etmiştir.Bu noktada Türkiye ,hem Ortadoğu’ya hem Orta Avrasya’ya ulaşan bir koridor olduğu için AB-Türkiye ilişkileri önemli bir hal alıyor.
Türkiye’nin Osmanlı’dan miras aldığı jeopolitiği adeta babanın oğula bıraktığı tarla gibi değerlidir.Burada oğul yani Türkiye’nin ,dirayetli bir dış politika sunması çok zaruri bir konudur.Özellikle enerji çıkışlı AB,2020 ve diğer yıllarda enerjiye şimdikinden daha fazla bağımlı olacağı gerçeğine referans edecektir.
Türkiye’nin Gürcistan,Azarbeycan,Irak ve Orta asya ülkeleri ile ilişkilerine önem vermesi asla göz ardı edilemeyecek bir gerçektir.İkili ilişkilerin artırabilecek çeşitli diplomatik faaliyetler sunmalıdır. AB-Türkiye ilişkisini bağımlı(interdependence)hale getirmek dış politikada Avrupa kimliğini sağlamlaştırır.
Buradan şu sonuç çıkmayacağını da belirtmemiz gerekir,yani bunu Türkiye,Orta-Doğu ve Orta Asya kimliğini kaybedeceği anlamına gelmeyeceği…Fikrimizce büyüyen Türkiye mevcut sistemlerini de genişleterek Dünya’nın en büyük 10 ekonomisi olma yolunda emin adımlarla ilerlemeye devam edecektir.
Sonuç olarak Avrasya coğrafi yapısında kilit bir öneme sahip olan Türkiye, AVRASYA EKONOMİ FORMUNUN amaçladığı hedeflere yönelik çalışmalarda üzerine düşen görevi fazlasıyla yerine getirmeye hazır bir konumdadır.
Tevfik DÖLEK.
EEIG AFGANİSTAN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.