- 471 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ZEKAT
Zekatın Kur’an’da geçmekte olan genel ismi infak yani ihtiyaçtan fazlasını vermektir. Yine aynı anlamlara gelmekte olan hayır Kur’an’da sadaka olarak değişik isimlerde de adlandırılmaktadır. Allah yoluna yapacağımız tüm hayırların, kimlere verileceği Kur’an’da açıklanmıştır. Onlara bakalım.
Kovulmuş Şeytandan Rabbime Sığınırım
Rahman ve Rahim Allah’ın Adıyla
Tevbe 60; Sadakalar (zekâtlar), Allah’tan bir farz olarak ancak fakirler, düşkünler, zekât toplayan memurlar, kalpleri İslâm’a ısındırılacak olanlarla (özgürlüğüne kavuşturulacak) köleler, borçlular, Allah yolunda cihad edenler ve yolda kalmış yolcular içindir. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. Görüldüğü gibi Rabbimiz , kimlere zekat verileceğini çok açık bir şekilde anlatmış durumdadır. Ayrıca yine bu ayet Müslüman olmayan bir insana zor durumunda yardım ederek , O’nun İslam’a gönlünün ısındırılmasının öneminden bahsetmekte yani Müslüman olmayan kişiyede zekat verilir. Yine aynı konuda, Allah yolunda nerelere infak edeceğimizi , harcayacağımız konusuna açıklık getirilen ayete bakalım Tevbe 60; Sadakalar (zekâtlar), Allah’tan bir farz olarak ancak fakirler, düşkünler, zekât toplayan memurlar, kalpleri İslâm’a ısındırılacak olanlarla (özgürlüğüne kavuşturulacak) köleler, borçlular, Allah yolunda cihad edenler ve yolda kalmış yolcular içindir. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Sana, neyi infak edip vereceklerini soruyorlar. De ki: "İnfak ettiğiniz mal ve nimet; ana-baba, yakınlar, yetimler, yoksul ve çaresizlerle yolda kalan için olmalıdır. Hayır olarak yaptığınızı Allah en iyi biçimde bilmektedir."(Bakara Suresi 215. ayet)
Fakat anne babaya zekat vermeninde bir şartı bulunmaktadır. Bu şartada Kur’an’dan bakalım.
...Ve sana neyi infak edeceklerini de soruyorlar. De ki: "İhtiyaçtan arta kalanı " Allah, ayetleri size işte böyle açıklar ki, derin derin düşünebilesiniz.(Bakara Suresi 219. ayet)
Burada Allah ihtiyaçtan arta kalanı sözüyle bakmakla yükümlü olduğumuz ailemizin geçimini karşıladıktan sonra arta kalan kısımdan zekat vermemizi yani infak etmemizi istemektedir. Fakat geçim kaynaklarımız ayrı ve kazançlarımız ayrı olmalıdır. Demek ki anaya babaya hayır(zekat) verilebilir. Eğer anne ve babamızın geçimini bizler sağlıyorsak onlara bizler bakıyorsak , aynı geliri paylaşıyorsak , başka gelirleri yoksa elbette onlara hayır adı altında zekât vermeyi hiçbirimiz düşünmeyiz bile ancak eğer geçim kaynağımız farklı , kazançlarımız aynı ise, o zaman Bakara suresi 215. ayeti devreye girmekte ve onlara zekat vermemizin yolu açılmaktadır. Zekatın veriliş miktarıysa yine Bakara Sûresi 219. ayetiyle şu şekilde anlatılmaktadır: Bakara Sûresi 219; Yine sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki:“İHTİYAÇTAN ARTA KALANI.” Allah, size ayetleri böyle açıklıyor ki düşünesiniz. Görüleceği üzere Allah bu ayette ihtiyaçtan arta kalanı sözüyle bakmakla yükümlü olduğumuz , ailemizin geçimini sağladıktan, ihtiyaçlarını gördükten sonra , artan kısımdan zekât vermemizi hayır yapmamızı yani infak etmemizi söylemektedir. Vereceğimiz zekâtın miktarını da bizzat kendimize bırakmaktadır. Zekat her zaman verilmesi gereken farz bir emirdir.
Eğer bir evladın, anne babaya bizzat bakmakla yükümlü olduğu hükmü verilmiş olsaydı bunu Allah söylerdi. Zekât yılda bir değil , her an ihtiyacı olanın ihtiyacını karşılamak için bizlerin ihtiyaçtan arta kalanından verilmesi gerekendir. Bunun sınırı yoktur. Ancak ne yazık ki Nebimiz Muhammed’in devrinde yılda bir devlete verilen vergiler sanki Kur’an’ın bahsettiği zekâtmış gibi algılanmış , kabul edilmiştir. Halbuki bugün bahsedilen ve rivayetlerde geçen örnekler devlete verilen vergilerdir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.