- 1611 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
-AH İSTANBUL-
Yıllara meydan okuyan yaşlı bir kadın görünümündeki şehir.Sütten kesilmeye yüz tutmuş meme uçlarıyla,milyonlarca cocuğu emzirmeye çalışan,hala vefalı bir kadın ’O’.Tıpkı Anadolunun bağrından kopup gelen,çarıksız Ahmetin yaptığı gökdelen kadar yüksek topukları.
Tohumları yılllar önce atılan bir uygarlığın simgesi bu şehir.Dikilitaşlarıyla,nostaljik tramwaylarıyla,Ayşenin umutları,Zeynebin rüyalarıyla,belkide bir sarhoşun gözyaşlarıyla
ıslanıp,surlardaki deliklere aldırmadan,yorgun bedeniyle çocuklarını sırtında taşıyacak kadar yürekli.....
Alnındaki her çizgiden ilmik,ilmik tarih akarken.Avuçlarında Fatih’in resmini sakladığını,gözlerinden okuyabilirsiniz. Ayasofyanın hüznünü yerebatanda görebilir,
Balattaki meşhur cibali balıkçısının salonunda,istavritin kılçıklarını ayıklarken duyabilirsiniz
rum kilisesinin çan seslerini.Bir papazın kapitilasyonudur aslında o ses.Farklı kültürlere sahip ama aynı yaşlı ananın melez çocuklarıdır elanalar,yorgolar,hrantlar...
Üvey evladı yoktur bu koca şehrin.Kanter içinde kalmış ayaklarını aralarken boğaz
Bir vapur kalkar Sirkeciden,Üsküdara.Harem’de bağrı yanık bir ana çocuğunu askere uğurlar.Çamlıcada iki sevgili koklaşırken rüzgar bir başka uğuldar.
Taşı toprağı altın değildir belki ama.Yüreği som altındır bu şehrin.
Alışmaya durun tophanede nargile içmeye,Gülhane parkında horon tepmeye,hele bide
beyoğlunda rakı içmeye hiç alışmayın.Vazgeçemezsiniz sevgiliniz gibi..
Korkarsınız belkide,işgillenirsiniz.Öyle ya canlı bir tarihtir bu şehir.
4.Murat gelip oturabilir masanıza.Fasılınıza bir haramide katılabilir.Hele birde
Üsküdarın o dar kaldırımlarında yürümek bir başkadır.Üstünüze geliyor zannedersiniz
ahşap binalar,pencereden mihriban sultan bakmaz belki..ama gözükür en uzaktaki limanlar..
Ahh koca şehir! Ah ihtiyar ana! Ah gönlümün sultanı İstanbul..!
Sana aşık olmayan..aşkı ne bilsin...