- 743 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
HOCAM DEĞİL, HACCAM VEYA HACCAME
Türkiye’de kaç tane tıp fakültesi olduğunu ve bu fakültelerde okuyan öğrenci sayısını biliyor musunuz?
Google amcanın verilerine göre 84 tıp fakültemiz ve bunlarda okuyan 75.000 öğrencimiz yani müstakbel doktor adayımız varmış.
Peki tıp fakültelerinde eğitim öğretim süresi kaç yıldır?
Bildiğim kadarıyla altı yıl doktor olmak için, bir altı yıl daha da uzman hekim olmak için toplamda 12 yıl dirsek çürütmek gerekiyor. Yani bir gencimizin uzman hekim olup mesela bir ameliyat yapabilmesi için -fire vermemek kaydıyla- on iki yıl eğitim alması gerekiyor.
Peki bu on iki yıllık eğitim o gencin anne babasına kaç paraya mal olur dersiniz?
Herhalde bir servete mal oluyordur. Yani kelimenin tam anlamıyla pek çok anne ve baba çocuklarının uzman doktor olduğunu görebilmek için yemiyorlar yediriyorlar, giymiyorlar giydiriyorlar.( Evladı doktor olan varsa daha iyi bilir. )
Tıp tahsili gören bir gencin okuduğu veya okumak zorunda olduğu kitaplarınn sayfa sayısı toplamda kaçtır dersiniz? Sanırım on binlerce sayfadan fazladır. On iki yıl bu, dile kolay.
İşte bütün bu zorluklardan, bütün bu masraflardan, oldukça uzun ve yorucu bir eğitimden sonra binbir zorlukla kazandığı tıp fakültesinden mezun olup akabinde uzman hekim olan bir gence ( Ki artık gençlik de bitmiş, o lüle lüle saçlar dökülüp ortaya kel kafalı bir nesne çıkmıştır ) ’’ Hocam’’ Diye hitap eder herkes.
Yani efendim ’’ Evladım’’ dan ’’ Hocam’’ lığa terfi etmek için bir gencimizin anasından emdiği süt burnundan döküldüğü gibi kendisini okutan ebeveynlerinin zaten ebelerinin hatırı çoktan sorulmuş olur.
Boşuna zahmet aslında. Evet, boşu boşuna bir zahmet. Boşu boşuna bunca masraf, bunca çile... Bunca sene dirsek çürütmek tamamen boşu boşuna.
Bir haftada ve sadece 500 Tl karşılığında uzman hekim olmanız mümkün aslında.
Evet, yanlış okumuyorsunuz. Sadece bir hafta ve sadece 500 Tl veya 150 Euro...Hepsi bu kadar...
Yalnız bahsini edeceğim bu bir haftalık ve size 500 Tl ye mal olacak eğitim(!) sonunda size ’’ Hocam’’ demiyorlar. Ne diyorlar peki? Eğer erkekseniz ’’ Haccam ’’ oluyorsunuz. Kadın iseniz de ’’ Haccame’’
Ha eğer biraz Avrupai olsun derseniz ’’ Hijam’’ veya ’’ Hijama’’ da dedirtebilirsiniz kendinize. ( Aslında onun da Avrupai mi yoksa daha da bir Arabi mi olduğunu da anlamış değilim ya neyse. Haa. akadameik kariyer başamağı da olabilir. Yani Haccamlar Ordinaryüs iken Hijamlar sadece proftur. Ya da tam tersi...)
Ha ’’ Hocam’’ ha ’’ Haccam’’ sanırım öyle çok da farkı yok değil mi? Neticede ’’ Hocam’’ denilen vatandaşlar da ’’ Haccam’’ denilenler de aynı işi yapıyorlar. Yani insanlara şifa dağıtıyorlar. Hasta insanları iyi ediyorlar.
Sanırım ’’ Hocam’’ ları anladınız ama ’’ haccam’’ lar kafanızı karıştırdı biraz. Hemen onları tanıtayım o zaman.
Efendim, ’’Haccam’’ lar veya ’’ Haccameler’’ kısaca hacamat yaparlar. Yani vücudun çeşitli yerlerini iğne ya da başka kesici aletlerle kanatıp kanayan yerden çeşitli pompalarla kan alırlar. Böylece bel fıtığından kısırlığa, migrenden alzheimer’e kadar her türlü derde deva olurlar (!) Doğuştan felci, otizmi, ülseri, reflüyü, grip ve nezleyi, koahı, hatta psikolojik rahatsızlıkları tedavi ettiği de bilinen bir gerçektirmiş diyorlarmış. ( Ne cümle ama değil mi? )
Bu arada unutmadan söyleyelim: Bu bir haftalık ve sadece 500 Tl karşılığında aldığınız eğitimin içinde aynı zamanda sülük eğitimi de alıyorsunuz. Yani bir hafta içinde hem insanların neresini delip de kanını alırsanız hangi hastalığına şifa olacağıınızı öğrendiğiniz gibi aynı zamanda mesela basür olan bir hastanın basür memelerindeki kanı alıp zavallıyı felaha kavuşturmak için o memelere nasıl sülük koyacağınızın da eğitimini alıyorsunuz. Hatta inanması zor ama kulak içinde iltihabı olan bir hastayı bu dertten sülük koyarak nasıl kurtaracağınızın eğitimi de işte bu bir haftalık süre içinde size mükemmel bir şekilde öğretiliyor. Mesela sinüzitiniz var. Sal sülüğü burundan içeri işlem tamam...
Bitmedi...
Bu bir haftalık eğitim süreci içinde Haccam ya da Haccame olarak yetiştirilidiğiniz gibi uzman bir sülükolog oluyorsunuz ama hepsi bu değil. Aynı zamanda bir beslenme uzmanı olarak da yetişiyorsunuz. Yani efendim diyetisyenlik eğitimi de bu bir haftalık ve tutarı 500 Tl olan eğitime dahil.
Yani kısaca bu bir haftalık eğitim sonrasında isterseniz vatandaşın göbeğinden, omuriliğinden, ensesinden kan alın, isterseniz o işi sizin yerinize sülükler yapsın, isterseniz de ’’ Yuh anasını satayım. Manda gibi olmuşsun. Bundan böyle marulla salatalıktan başka bir halt yemeyeceksin’’ diye millete diyet programları düzenleyin. Haa keyif sizin keyfiniz, isterseniz hepsini birden yapabilirsiniz. Ya da? Eğer ’’Allah yürü ya kulum ’’ der de millet size akın etmeye başlarsa eh eşek değilsiniz ya, aldığınız o belge ile artık siz de ’’Haccam’’ ve ’’ Haccame’’ yetiştirebilirsiniz. Yetiştirin bir kaç ’’ Haccam’’ ya da ’’Haccame’’ Kurun bir de hastane, kaymak gibi iş...
Bu kadar mı?
Olur mu hiç efendim. Koskoca bir hafta eğitim almışsınız. 500 Tl gibi muazzam bir servet ödemişsiniz. Elinizde kapı gibi ’’ haccam/haccame’’ uzamanlık belgeniz, ’’Sülükolog’’ belgeniz ’’ Sağlıklı Beslenme-Diyetisyen’’ Belgeniz var sizin. Artık size dertlerini telefonla anlatan insanlara hacamat pompaları satabilirsiniz mesela. Ya da kavanoz kavanoz sülük... Yüzünü bile görmediğiniz hastalara diyet programları düzenleyip rahat rahat ’’ Biraz sinameki, biraz ziftin peki, az davul tozu, bir fiske minare gölgesi’’ filan diyebilir ve rahat rahat sövüşlersiniz.
Bu yazıyı okurken bazı arkadaşlar belki de ’’ Sami Hoca bayağı abartmış’’diyebilir. Böyle düşünen arkadaşlara tek bir tavsiyem var: Google a ’’ Haccame nedir?’’ diye yazsınlar, sonra başlasınlar okumaya... O zaman göreceklerdir vahameti. Çünkü böyle yazınca millet mizah yapıyorum sanıyor.
Peki, bunca yazıp çizdikten sonra hacamat ya da sülük tedavisi denen ve bugün artık alternatif tıp diye hastanelerde bile uygulanan bu usüllerin tıpta hiç bir şekilde yeri yok mudur?
Bu sorunun cevabı beni aşar. Bildiğim kadarıyla Peygamberimiz bile zaman zaman hacamat yaptırımış kendisine. Ayrıca hacamattan olsun sülükten olsun bazı dertlerine şifa bulmuş insanların var olduğunu biliyorum. Ancak bir haftalık bir eğitimle 500 Tl lik bir ücret karşılığında alınan bir belgeyle kişinin uzman olabileceğine inanmamı elbette beklemeyezsiniz benden. Diğer taraftan eğer pek çok derdimize ( Ki neredeyse bu hacamat ve sülük olayının derman olmadığı hiç bir hastalık yok ) hacamat veya sülük çare oluyorsa 75.000 öğrenci 84 adet tıp fakültesinde ne diye hayatlarının en güzel yıllarını heba ediyorlar?
1400- 1500 sene önce başka bir alternatif yokken yapılan bir uygulamayı bugün bunca tıp alternatifi varken hâla sürdürmenin bir anlamı var mıdır?
Koskoca Sultan I. Mahmut Hemoroid ( basür ) Kanamasından ölmüş. Bugünün imkanları o günlerde olsaydı acaba hâla derdinin dermanı için sülükçülere, hacamatçılara mı müracaat ederdi yoksa artık hiç kimseyi öldürmeyen bu hastalığın tedavisi için modern tıbbı mı tercih ederdi? Bunu da düşünmek lazım ’’Alternatif tıp’’ derken... Alternatif tıp bence hiç bir alternatifin olmadığı, hastanın artık yüzde doksan dokuz rahmetli aday adayı olduğu durumlarda -belki- söz konusu olmalıdır. Diğer durumlarda asla.
Bu iş aslında neye benziyor biliyor musunuz?
Eskiden özellikle köylerde insanlar çamur ve samanı karıştırır sonra onları kalıplara döküp kurutarak kerpiç haline getirir, sonra da o kerpiçlerden bir evler yaptırırlardı sazdan samandan. O sazdan samandan evleri yapanlar bugün nasıl ki o muhteşem gökdelenleri inşa eden mühendislere ’’ Ne var arkadaş, biz de mühendisiz sizin gibi’’ deme hakkına sahip değilse aynı şekilde önemli bir kısmı ’’Ali Okulundan ’’ diplomalı insanların da bir haftalık bir eğitim (!) sonucunda hem Haccam/ Haccame, Hem sülükolog, hem de diyetisyen olarak arz-ı endam edip ’’ Ne var arkadaş ! Biz de alternatif tıp sunuyoruz’’ deme hakkı yoktur.
Velhasılı top aslında Sağlık Bakanlığında..İllevelakin bugün hasta olan bir vatandaşa tomografi, mr gibi hayati bir konu için sekiz ay sonraya randevu verilirse, benim gibi bel fıtığı teşhisi konmuş bir hastaya hastane doktoru ( üstelik uyarmama rağmen ) kas gevşetici hap verip de mide kanamasına sebep olursa, Hele unutamadığım bir anı vardır ki evlere şenlik: Doktor hastaya ’’ 11 Nisanda seni ameliyata alıyoruz. Ancak ameliyata girmeden önce bir tomografi çektirmen gerekiyor’’ Diyor. Hasta yakını tomografiden randevu almaya gidiyor, vatandaşa ’’ 7 Haziran’a gün veriyorlar ’’ Yani hani eskiden öyle mahkemeler varmış ya: ’’ Suçlunun idamına, bilahare şahitlerin dinlenmesine karar verildi’’ Diye, aynen işte öyle... Hastanelerde bu durumların önüne geçilmezse maalesef bu hacamatçılar, bu sülükçüler daha çoook sövüşler bu milleti.
Velhasılıkelam artık ’’ Hocam’’ devri kapanıyor gibi. Bundan sonra ’’ Haccam’’ veya ’’Haccame’’ devri başlıyor. Vatana millete hayırlı uğurlu olsun (!)
Not: Yukarıda sadece bir hafta demiştim eğitim için değil mi? Bunu sadece dört günde 30 saatte halledenler de varmış.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.