Güçlü
Sakil bir dünyaydı benimki gökyüzünün bulutları kemirdiği
sonra o geldi her şey mahfoldu
kabına sığamadı hayat
korkuyorum kötü olmaktan
kimsesiz niteliksiz bir çarpışma bedenimdeki
o geldi
sonra gür ağaçlar korosu bütün günleri hapsetti içime
içimden çıkamadım
çiçekler dağınık
yollar ahraz
dağılınca her şey ne kadar yabancılaşıyor
insan kendi kabuğunu kendisi buluyor.
Oysa içimde bir taşkınlık
gözü karalık
zaman uçsuz bucaksız
zaman garipsenecek şey
evvela güçlü bir kalbi olmalı insanın
güzel günler ziyan olmasın diye.
hayata karşı sorumluklarin var bir kere. Iyi yaşamak gibi ama sorsan hepimiz yaralıyız.
Veda, modern zamanlardan kalma bir çelişk. Yüzde doksan dokuz nokta dokuz yitiyoruz.
ben kabuğuma çok şey borçluyum.
mart.ikibinonsekiz
YORUMLAR
Bir boy büyük kabuğa geçmek kötü bir fikir değil bence zaman zaman Mahwash'cığım, iki kişi sığan :)
Yüzde doksan dokuz nokta dokuz'u veda ile bitse de hayatı yaşadığına ispattır o veda sonuçta, sadece nefes alıp vermek, mutsuzluğa sebep olacağı düşünüleni dışında bırakıp hissiyatını rahat bırakmamak da özgürlüksüz yaşamdır ve bi nevi zayıflıktır, güçlü kabuğumuzun altında olsak ne çare belki sonsuza kadar mutlu edecek olanı mutsuz edecek endişesiyle yaşamıyorsak...
Cesaretli bir yazı idi okuduğum. Ben sevdim tersten tutuşu.
Sevgilerimle