Muhteşem Beşli'nin Serüvenleri 4. Kitap
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
(“Muhteşem Beşli’nin Serüvenleri 4. Kitap 2016” adlı masal kitabımdan ara bir bölüm: Muhteşem Beşli, esrarengiz bir uzay yolculuğunun ardından Jüpiter’in uydusu Europa’ya varır. Serüvenleri, okyanusta heyecan dorukta devam eder)
Çocukların ikisini birden yine kucaklayan yunus, onları, süratle sarayın damına taşıdı. Damda, devasa istiridyelerin kabuklarını andıran gri, parlak, helezoni yapıda pek çok uzun ve sivri kule inşa edilmişti. Aralarında boydan boya; oynak yüzeyi, güneş ışınlarının açısına göre ayarlanabilen geniş paneller yer alıyordu.
“Şu anda geçit kapalı olduğundan burada rahatça dolaşabiliyoruz.”
“Yoksa aşırı ısınırdık,” diye açıklama yaptı yunus. Devam ederek: “Günün belli saatlerinde EUROPA’nın çatlakları, gelgitlerle açılınca, EUROPA’nın buzlu yüzeyinden okyanusa sızan güneş ışınlarından, paneller sayesinde güneş enerjisi üretilir. Gerektikçe elektrik ve ısı enerjisine dönüştürülerek her yöne dağıtılır. İlginizi çeken gösterişli abajurlar ve görkemli avizeler işte bu yolla sürekli yanar. Isınmamızı da bu yolla sağlamaktayız,” dedi.
“Bakın size şimdi, saraya yaklaşırken sorguladığınız, çok uzaklara değin aydınlatma sağlayan sistemimizi açacağım,” diye devam etti, sevimli yunus ve yeşil bir düğmeye bastı. Binlerce projektör bir anda değişik yerlerden yanarak, yükseklerden aşağıya doğru akan ırmaklar misali, geniş ve uzun yollu bir aydınlatma sağladı. Uyanık Beşli hemen hatırlayarak galeyana geldi:
“Aa işte, daha önce gördüğümüz, ama nereden geldiğine bir türlü anlam veremediğimiz dev ışık yolu bu olsa gerek!” diye, aralarında söyleştiler.
“Düşler Sarayı görünmez olduğundan çıktıkları kaynak, kendini gizliyordu demek!” Çocuklar bu gizemi de sonunda çözmüş olmaktan memnundu.
Mutlu Beşli’yi bu sefer, ata biner gibi art arda oturtarak sırtına alan yunus, berrak suları yara yara, sarayın beş yüzüncü katına indi.
Misafirperver yunus ‘Sarayın Beyni’ diye adlandırılan özel bir merkeze giderek, yolculuğun en muhteşem sürprizini yapmayı planlıyordu.
DÜŞLER SARAYININ BEYNİ Yunus çocukları, kapı diye izah ettiği oluşumun önünde, sırtından indirdi. Fakat ortalıkta kapıya benzer bir şey görünmüyordu. Önlerinde asılı gibi duran -Sarayın Beyni- yazısı sanki havaya tutunuyordu. Çocuklar yunusu heyecanla izlerken o, yüzgecinin birini havada, bir girdabı çağrıştıran dönüşlü yerin önünde, birkaç saniye tutarak bekledi. Tedbirli yunus, çocukların el ele tutuşmasını istediği sırada, Batu’nun boşta kalan elini yüzgeciyle hızlı bir hamleyle kavradı. O sırada başka yunuslar, yanlarına yetişmiş, Peri’nin ve diğerlerinin serbest olan ellerini, sıcacık yüzgeçleriyle sımsıkı yakalamıştı. Dora, Maya, Logan, Peri hepsi birden el ele, yüzgeç ele, çok güçlü bir sıra oluşturmuşlardı ve cesur görünüyorlardı.
“Sevgili çocuklar, biz şimdi hep birlikte bir geçiş gerçekleştireceğiz.” Cesaretinizi toplayarak artık bu geçişi, gözleriniz açık olarak yapabilmelisiniz.” “Ben işaret verince, üzerinizde sadece birkaç saniye süreyle oluşacak basınca aldırış etmeden ve sakın ha devrilmeden, öne doğru, inatla birkaç adım atın.”
“Düşerseniz, arada sıkışıp kalırsınız. Bu çok tehlikelidir!”
“Hazır mısınız?” diye, sözlerini tamamlayan yunus, esnek zarın, şifreye cevap verecek yüzünün önünde ağzından sıra sıra baloncuklar çıkararak bekledi.
Şifre çözülüp değişim başladığında, su yüzeyinde hareketli ebrulara benzer esrarengiz şekiller oluştu. Çeperinde, olağanüstü renkli figürlerin oynaştığı elastik bir zar belirdi. Bu incecik, titreşen zarın içine çocuklar, işaretten hemen sonra, nefeslerini tutarak daldılar. Aynı sırada, iki yana doğru açılarak geçit veren koridor, düşlere sığmaz nitelikteydi. Görünenler, yıllar boyunca unutulmayacak, akıllardan hiç çıkmayacak yeni ve gizemli devinimlerin sadece başlangıcıydı.
Çocuklar bedenlerinde, girdabı andıran çeviriye maruz kalınca, yüzlerinin ve vücutlarının, görünmez bir sürtünmeyle ısındığını hissettiler. Az evvel akıllı yunusun uyarısını hatırlayarak zorlansalar da düşmemeye üstün bir çaba gösterdiler. Ayakları yerden kesilecek gibi birkaç kez havalansalar da yere yapışmaya ahdettiler.
Böyle bir deneyimi yaşamak, betimlenemez bir ayrıcalıktı. Yaşananlar Özgün Beşli’nin beyinlerine deneyim aktarıyor, hücrelerini geliştiriyordu. Vücutları, anbean güçleniyordu.
Olaylar olup biterken birbirlerine kenetlenen yüzgeç ve ellerden akan sevgi bağı, her şeyle baş etmenin güvenli ve sağlam yolunun öğretisi oluyordu.
Saniyeler süren geçiş tamamlandıktan sonra çocukların karşılaşacakları, onları şaşkınlıktan kıskıvrak kuşatacaktı.
Ayşe Yarman Öztekin
"Muhteşem Beşli’nin Serüvenleri 4. Kitap 2016"
YORUMLAR
Deniz Hanım, son yorumunuzu şu an gördüğüm için cevaplamakta geciktim; bağışlayın.
Yukarıdaki bölüm, 10-12 yaş arası kendi okuyanlar için. Ama siz okursanız, resimleri takip ederek ilkokula giden evladınız sevecektir. Ben torunlarıma okuyorum; resimleri izleyerek mutlu oluyorlar. 3 ile 7 yaş arasında beş torunum var. Sadece 7 yaşında olan okuyabiliyor. Elimde 5-7 yaş gurubu masalım kalmış olsaydı, size yollamak isterdim. Ağustosta 8 yeni masalım basılacak onlardan yollarım.
Sevgilerimle.
Heyecan vericiydi. Hangi yaş grubuna hitap ettiğini merak ettim gerçekten. Çocuk kitabı yazmak bazı eğitimleri almış olmak gerekir diye biliyorum ben. İlgimi çekti seçtiğiniz tür,o yüzden soruyorum bunları. Yani neden çocuk kitapları?
Sevgilerimle...
ayşe1
Ben sadece çocuk kitabı yazmıyorum. Şiir, hikaye, roman dallarında kitaplarım var.
Edebiyatın her türüne gönül verimiş biriyim.
Sevgilerimle.
Den(iz)
Ben hangi yaş grubu derken bu paylaştığınız masal için sormuştum.
Sizi takip edeceğim.