- 436 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yarar v e İman
Daha önce de belirttiğim gibi din konusuna girmek istemiyorum. Çünkü bu konuda yetkin insanlar dururken benim laf söylemem abes gibi geliyor bana. Ancak, ne yazık ki benim gösterdiğim duyarlılığı başkaları göstermiyor. Herkes din konusunda konuşmayı kendi için hak kabul ediyor ve çevresindeki insanların kafasını karıştırmaktan öte de gitmiyor, gidemiyor.
Yıllardır dini hükümlerin ardında bir yarar aranır. Allah’ın hükümlerinde olsun, Peygamberin sünnetlerinde olsun bu hikmetler de dile getirilir. Kaynağının belirtilmediği ilmi sonuçlarda dini hüküm haklı ve yararlı çıkartılır. Esasında kaynak da belirtilebilse pek hoşumuza da giderdi elbette. Bunda rahatsız olacak bir şey yok.
İşin aslı böyle değil. Geçtiğimiz günlerde bulunduğum bir sohbette domuz eti ile ilgili bir bilgi öne sürüldü. Bu bilginin de kaynağı yoktu. İddiaya göre domuzun bilinen zararları ilim adamlarınca giderilmiş. Sanki önceki bilgelere karşı bir atakla bu bilgi üretilmişti. Diyelim ki doğru… Ne yapalım yani, bundan sonra Allah’ın men ettiği domuzu yiyelim mi? Düşüncesi bile midemi bulandıran bu durum kara kara düşünmeme neden oldu. Ben asla böyle düşünmesem de böyle düşünen kişiler nasıl ikna edilebilirdi? Ben bu düşüncedeyken tevafuk gerçekleşti ve bir sohbet sırasında Salim Öğüt Hocam bu konuya değindi. Buna göre; iman ile yarar aynı yerde buluşsa da sırf yararlı diye inanılmaz, hatta bir hüküm duyulduğunda: “Bunun yararı nedir?” diye sorulmaz. Eğer sorulursa ne olur? Olacak şey biraz önce anlattığımdır. Yarar veya zarar ortadan kalkınca ya da kalktığı sanılınca hükümde de tereddütler başlar. Sanıyorum ki kimi insanların da bilerek ya da bilmeyerek yaptığı budur.
Kur’an-ı Kerimde geçen bir ayet var.”Yahudi olanlara her tırnaklı (hayvanı) haram kıldık. Sığırlardan ve koyunlardan, sırtlarına veya bağırsaklarına yapışan veya kemiğe karışanlar dışında iç yağlarını da onlara haram kıldık. ’Azgınlık ve hakka tecavüzde bulunmaları’ nedeniyle onları böyle cezalandırdık. Biz şüphesiz doğru olanlarız.“ (EN’AM SURESİ / 146) Çizmeyi aşmak istemiyorum, ancak eğer doğru anlamışsam Allah bize haram kılmadığı bazı hayvanları Yahudilere haram kılmış. Öyleyse bunu sadece yarar-zarar ilişkisiyle anlatmak, anlamaya çalışmak doğru değil. Bu yolun sonu yanlış bir yere çıkıyor. Başta da belirttiğim gibi yarar veya zarar ortadan kalkınca hüküm ortadan kalkacak sananlar çıkabilir. Bu da Allah’ı yeterince anlamamak, onu zamanın ne getireceğinin bilmemekle itham etmek demektir ki, Allah böyle bir yanılgıdan cümlemizi korusun.
Peki, tüm hükümler öylece mi kabul edilir? Elbette iş bu kadar basit değil. İman teslimiyeti gerektirirse de Allah’ımız bizim düşünmemizi, araştırmamızı da istiyor. Önce iman edip sonra araştırma yapmak, eğer bir yarar veya zarar bulamamışsak eksiği kendimizde aramak doğru yoldur. Çünkü siz de bilirsiniz ki, mesela bir yumurta örneği var günümüzde. Yakın zamana kadar yumurtanın kolesterolün sorumlusu olduğu söylenir ve hastalar ya men edilir veya oldukça kısıtlı yemeleri istenirdi. Şimdi ne oldu? Dün zararlı olan, bugün faydalı… Eğer yumurta hakkında bir hüküm olsaydı yararcı düşünenler bu durumda bocalamayacaklar mıydı?
Yaratan kullarına asla güçlerinin üstünde yük yüklememiştir. Ancak bazı durumlarda yapılan ibadetler nefsimiz tarafından bize zararlı gibi gösterilebilir. Kimilerinin yaptığı gibi oruç tutmanın düşünmeyi zayıflattığını iddia ederek hiç oruç tutmama yoluna gidilmesi de bu yanlış yolun bir sonucu olmaz mı?
Gerçekten düşünüyor muyuz?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.