- 723 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
8 Mart Dünya Kadınlar Gününü Karşılarken
Hep düşünmüşümdür, Erkekler Günü diye bir gün niye yok da Kadınlar Günü var diye. Kadınlar biyolojik olarak, vücut yapısı olarak erkeklerden daha zayıf olduğu için, böyle bir günü erkekler kadınlara uygun görmüş olabilir. Sesli düşünüyorum sadece. Belki de Kadınlar Günü erkeklerce, sene de bir gün de olsa kadınlarımızı hatırlamak, onore etmek için ortaya çıkartılmış bir gün. Tabi ki kapitalizmin de çarkları dönecek aynı zamanda, tıpkı Sevgililer Gününde, Babalar Gününde, Anneler Gününde olduğu gibi...
Her zaman el üstünde tutulması gereken bir varlık iken, bilinçsiz, duyarsız, hoş görüsüz, kaba saba erkekler tarafından sürekli hor görülmüş, sürekli aşağılanmaya çalışılmış, çocuk makinesi olarak görülmüş bir varlığın adı kadın. Oysa ki o erkekleri de dünyaya getiren bir ana, bir kadın en nihayetinde... Neden ayırım yapıyoruz ki? Ne kazandırıyor bize, kadınlara ayrımcılık yapmak?
Bir çoğunuz okumuş araştırmışsınızdır. İslamiyet’den önce Orta Asya’da ki Türk Topluluklarında da kadının saygın ve önemli bir yeri vardır. Savaşlara katılır, kurultayda alınan kararlara onay verir zaman zaman... Hatta Kağanlar ’’Ben Han’ım bu da benim Han’ım.’’ diyerek kadını yüceltmişlerdir... Hanım kelimesinin de oradan geldiği rivayet edilir...
Dünya bir dişi ile bir erkeğin birlikteliği ile anlam kazanıyor her zaman. Tek başına erkek de bir işe yaramıyor, tek başına bir kadın da... Narindir, incedir, duygusaldır erkekten daha fazla, çabuk kırılır kadın; onun için özen ile davranmak, güzellik ile gönlüne girmeye çalışmak lazımdır kadınların... Bir kadın isyankar ise, bir kadın sert davranıyorsa insanlara, bir kadın kötü yola düştüyse, mutlaka bunda duygusuz, ruhsuz, kadınları kaale almayan erkeklerin büyük payı vardır...
Kadınlara karşı yaptığımız ayrımcılık atasözlerimize bile yansımıştır. Bakar mısınız şu atasözlerinde ki ayırımcılığa ’’Kadın’ın sırtından sopayı karnından sıpayı eksik etmeyeceksin.’’ Niye dövelim kadınları? Hem de çocuk makinesi mi kadınlar? Değil, asla da olmamalı... Al bir tane daha ’’Kızını dövmeyen dizini döver.’’ Yüz kızartıcı bir suç mu işledi de sopayla yola getirmeye çalışıyorsun? İnsan, elinin altında ki hayvanlara bile kötü davranamıyor, vuramıyor, kaldı ki kız çocuğuna vurmak ne demek? İşte bir tane daha ’’Oğlan doğuran övünsün, kız doğuran dövünsün.’’ Ayrımcılığın daniskası bu söz de...
Çoğu zaman da düşüp bir taraflarını yaralayan çocuklara da ’’Karı gibi ağlama’’ derler. Yine buna benzer ’’Erkek sözü vermek.’’ deyimi var. Bir kadın söz verdiği zaman, sözünde durmuyor mu sanki? Önemli olan verilen sözün zamanında yerine getirilmesi değil mi? Ama bir de şunu söylerler ’’Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır.’’ derler... Demek ki erkek ailesinde eşi ile çocukları ile mutluysa, onların desteği hiç eksilmiyor ise, erkek o desteği hep hissediyorsa başarılar da peş peşe geliyor demektir erkek için...
Hamasi nutuklar, günün önemi ile ilgili bir sürü etkinlik düzenlenecek yine 8 Mart Günü... Bir şekilde konuşmalarla, demeçler ile kadınlarımız onure edilmeye çalışılacak. Ama bence yapılacak en önemli olgu burada erkeklerimizi de eğitmeye çalışmak ve o konuda bir şeyler yapmak olmalıdır... Daha yol alınacak çok mesafe var. Devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’de ’’Milletimiz güçlü bir millet olmaya azmetmiştir. Bunun gereklerinden biri de kadınlarımızın her konuda yükselmelerini sağlamaktır. Bundan dolayı kadınlarımız ilim ve fen sahibi olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün öğretim basamaklarından geçeceklerdir.’’ diyerek, kadınlara ve onların toplumda erkekler ile eşit seviyeye gelmesine ne kadar önem verdiğini göstermiştir. Konuşulanların ve kadınlara verilen vaatlerin lafta kalmaması, sürat ile hayata geçirilmesi toplumu da rahatlatacak, hem ekonomik hem de sosyal olarak da saygın bir toplum seviyesine yükseltecektir... Kutlu olsun tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü...
AHMET ZEYTİNCİ
YORUMLAR
Elinize sağlık hocam! Oldukça güzeldi.
Duyarlı, hassas, vicdan ve ahlak sahibi hemcinslerimizin çoğalması dileğiyle...