- 921 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
SİZ SUSUN DA ONLAR KONUŞSUN.
20 Ocak 2018 Tarihinde başlayıp günümüze kadar devam eden ve hâla da devam etmekte olan Afrin’deki savaşı bazı insanlarımız anlamamış görünüyor. Onlara göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti, sırf Esed’e gıcıklık olsun diye bizim fakir ailelerimizin mazlum evlatlarını acımasız bir savaşın içine sokup boşu boşuna öldürüyorlar. Tabii ki onlara göre bizim evlatlarımız da ortada hiç bir sebep yokken bir sürü insanı katlediyorlar (!)
Peki gerçekten de bizim evlatlarımız boşu boşuna mı mı ölüyorlar ve boşu boşuna mı öldürüyorlar?
Şimdi...Gerçek olan bir şey varsa evet bizim evlatlarımızın büyük bir çoğunluğu fakirdir. Ancak, bu fakir evlatlarımız Yemen Çöllerinde savaşırken de fakirdi, Allahuekber dağlarında donarken de fakirdi, Çanakkale’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da destanlar yazarken de fakirdi. İşte zaten o sebepledir ki ta o yıllardan kalmıştır şu türkü:
Yemen yolu çukurdandır
Karavana bakırdandır
Zenginimiz bedel verir
Askerimiz fakirdendir.
Yani zenginin bedel ödeyip askere gitmemesi, savaşlarda genelde fakir çocuklarının olması yeni bir durum değil bu ülkede. Ama gelin görün ki sadece bu döneme mahsus bir uygulamaymış gibi anlatılıyor.
Bir başka husus da şu: Atatürk’ün ’ Yurtta Sulh, Cihanda Sulh ’ Sözünü dillerinden düşürmeyen bazı zevat her nedense aynı Atatürk’ün ’ Askeri hareketler, siyasi faaliyetlerin ümitsiz olduğu noktada başlar. Ümidin güvenli bir surette geri dönüşü, orduların hareketinden daha seri hedeflere ulaşmayı temin edebilir.’ Sözünü nedense hiç hatırlamazlar.
Peki siyasi faaliyetler ümitsiz mi?
İşte bu soru belki de tartışmaların odağındaki soru.
’Behemehal şu veya bu nedenler için milleti savaşa sürüklemek taraflısı değilim. savaş zorunlu ve hayat için olmalıdır. gerçek inancım şudur ki milleti savaşa götürünce vicdanımda acı duymamalıyım. Öldüreceğiz diyenlere karşı ölmeyeceğiz diye savaşa girebiliriz. lâkin milletin hayatı tehlikeye düşmedikçe savaş bir cinayettir." Diyen Atatürk mesela hayatta olsaydı bugünkü savaşı cinayet ve boşuboşuna evlatlarımızı öldürtmek olarak mı yorumlayacaktı? Bence kesinlikle hayır. Çünkü ortada kırk senedir ’ Öldüreceğiz ’ Diyen ve öldüren vatan hainleri ve onların yardakçıları var.
İşte bu kırk senedir ’öldüreceğiz’ Diyenleri görmeyip de bugün halen ’ Çocuklarımız, evlatlarımız bir hiç uğruna boşu boşuna ölüyor’ Diyen vatandaşlara bir iki çift laf etmenin zamanı geldi de geçiyor sanırım.
Her şeyden önce lütfen konusu Dünya Emekçi Kadınlar Günü olan ve sadece iki saat sürecek bir şiir etkinliğinde yarım saat ’ Evlatlarımız boşu boşuna, bir hiç uğruna ölüyor’ Nutukları çekmeyin.
Evet, bu yazıyı niçin yazdığımı anlatayım ki yukarıdaki paragrafta ne demek istediğim anlaşılsın.
03.03.2018 Günü Bakırköy’de bir şiir etkinliğindeyim. Etkinlik saat 16.00 da başlıyor ve 18.00 da bitiyor. ( O grubun uygulaması böyle ) Yaklaşık elli şair tek tek sahneye çıkacak ve şiirini okuyacak. Konumuz ise Dünya Emekçi Kadınlar Günü.
Grubun sözcüsü sahneye çıkıyor, yarım saat Afrin’deki savaşın lüzumsuzluğundan, evlatlarımızın boşu boşuna öldürtüldüğünden, savaşa gidenlerin hep fakir aile çocukları oluşundan filan bahsediyor. Bir arkadaş şiddetle protesto ediyor ’ Seni mi, dinleyeceğiz. Biz buraya şiir okumaya geldik ’ Diye.
Neyse, daha sonra bir başka arkadaş Mart ayı içinde ölen şairlerden bahsediyor. şairlerden bahsederken mart ayındaki olaylara da giriyor. Ancak klişe bir Çanakkale Savaşı var ama 12 Mart İstiklal marşımızın TBMM de milli marş olarak kabul edilmesi yok. 3 Mart Tevhid-i Tedrisat kanunu yok. Ve hayrettir ki yine 3 mart 1924 de gerçekleşen halifeliğin kaldırılışı da yok. Sanırım fazla uzatmak istemediğinden (!)
Nihayet sıra bana geldi.
Önce bir fıkra anlattım. Sizlere de anlatayım.
Yaşlı bir amcanın önüne bir delikanlı çıkıp ’ Amca ! Sigaran varsa bana bir sigara verir misin’ Der. Adam ’ Sigaram yok. Tütün var’ deyince delikanlı ’ O zaman tütün ver’ der. Adam tütünü verir. Delikanlı tütünü sarmak için kağıt da ister. Sonra ’ Amca ben tütün saramam. Şunu sarsana ’ der. Peşinden ’Amca çakmağım yok, şunu yaksana’ der ve sigarayı da yaktırdıktan sonra derin bir nefes çekerek sorar: ’ Amca ! Bu sigara zararlı diyorlar. Bu konuda sen ne dersin?’ Adam cevap verir: ’ Oğul ! Tütün benden, kağıt benden, sarması benden, çakmak benden. Varsa bir zararı bana. Sana ne oluyor.
Sonra devam ettim ve dedim ki:
Eğer bir savaşta ölen şehidin cenaze namazını bizzat kendisi kıldıran baba ’ vatan sağolsun’ Diyorsa müsaade edin de bu savaş boşu boşuna bir savaş mı yoksa dolusu dolusuna bir savaş mı o konuda onlar konuşsun. Biz değil.
Alkışlayanlar yanında somurtanlar da oldu ama yeni bir tartışma da başlamadı.
Evet ben derim ki:
Eğer bir şehidin arkasından bir baba ’ Oğlumun görevini ben alacağım’ Diyorsa
Eğer bir şehidin arkasından bir başka baba ’ Vatanı korumak için mutlaka şehit verilecektir. vatan Sağolsun’ Diyorsa
Bir şehidin eşi ’ vatan sağolsun’ diyorsa
Bir şehidin annesi ’ Ağlamayacağım, dik duracağım, düşmanı sevindirmeyeceğim’ Diyorsa
Bir şehidin sözlüsü bir kumandana ’Beni de askere alın ’ Diye yalvarıyorsa
Bırakın bu savaşın boşu boşuna mı dolusu dolusuna mı bir savaş olduğunu onlar bizlere söylesinler.
Son resimdeki genç kız çocuğununun taşıdığı mangal gibi bir yüreğe sahip olmayanlar ordumuzun morale en çok ihtiyaç duyduğu şu günlerde ya daha doğru konuşsunlar ya da en azından susma nezaketini göstersinler.
YORUMLAR
Hocam yazıma verdiğiniz cevaba teşekkür ederim. Sizde benim yorumumu dikkatle okumamışsınız, 70 yaşımı aştım ama Allah'a şükür sağlığım yerinde. Size de sağlıklar dilerim. Yazılarınızı dikkatle takip ederim ama siz hep tarafsınız, onun için benim için sınıfta kalmış öğrencilerim gibisiniz.. Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Evet ben taraflıyım. Vatanımın, milletimin, devletimin tarafındayım.
Tekrar selam ve saygılar.
Değerli hocam, yazınız ve yorumlara verdiğiniz cevaplar anlatmaya çalıştığınızın bütünselliğini sağlamış olsa da, şu sözü de hatırlamadan geçemeyiz...
"Ben düşmanlarımla başetmeyi bilirim, Tanrı beni dostlarımdan korusun"...
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Aynen dediğiniz gibi ''Allah bizi dostlarımızdan(!) korusun''
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Aynen dediğiniz gibi ''Allah bizi dostlarımızdan(!) korusun''
Selam ve sevgilerimle.
Şimdi.hocam. Sizinde yazdığınız gibi bizim evlatlarımızın büyük bir çoğunluğu fakirdir. Ancak, bu fakir evlatlarımız Yemen Çöllerinde savaşırken de fakirdi, Allahuekber dağlarında donarken de fakirdi, Çanakkale’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da destanlar yazarken de fakirdi.
Fakirdi ama durumu iyi olanlarında askerlikten kaçmaları, bedelli ile askerlik yapmaları veya son 3 yılda 260 binin üzerinde çürük raporu alarak askerlikte muaf olan vatan evladı yoktu.
Hocam savaş’a sürüklenmenin çeşitli sebepleri vardır, Ülkemin toprak bütünlüğü, vatandaşımın can güvenliği olunca haklı olarak ve başka bir ülke tarafından tehdit ediliyorsa savaş kaçınılmaz oluyor, Hani ne derler “Söz konusu vatansa gerisi teferruattır.”
Hocam ben 75 yaşına yaklaşmış birisiyim. kim ne yazarsa kaleminin verdiği ışığı görürüm, Allah kahretsen ki öyle bir zamandayız ki; Düşündüklerimi de yazamıyorum, Anladığım kadarıyle Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet size biraz fazla geldi. Çünkü “Binnur” rumuzlu yazarımız çok güzel ve gerçekleri yazmış ama yoruma zartu zurtu demişsiniz, Gerçek manada yazı ve yorumlarınızda bana taraflı ve zartu zurtu geliyor. Hep gerçeklerden kaçıyor, bir yerlere sığınıyorsunuz,
sami biberoğulları
Sanırım yaşınız sebebiyle bazı şeyleri anlamakta zorluk çekiyorsunuz. O bakımdan size cevap yazacağım ama yine anlayıp anlamayacağınızdan kuşkuluyum
''Fakirdi ama durumu iyi olanlarında askerlikten kaçmaları, bedelli ile askerlik yapmaları veya son 3 yılda 260 binin üzerinde çürük raporu alarak askerlikte muaf olan vatan evladı yoktu.'' demişsiniz.
Üstadım ! Yazımda bahsettiğim Yemen Türküsü, yani ''Zenginimiz bedel verir, askerimiz fakirdendir'' sözlerine sahip türkü taa 1. Dünya Savaşı yıllarında söylenen bir türküdür. Yani o devirlerde de askerlikten muaf olan vatansız evlatlar vardı.
Diğer husus:
Yorumunda '' zart zurt''u kullanan ben değil Binnur arkadaşımızdır. İsterseniz o yorumu bir daha okuyun
Ve son olarak.
Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet asıl sizlere fazla geliyor olmalı ki onun '' Söz konusu vatansa gerisi teferruattır'' Özdeyişini sık sık unutuyorsunuz.
Her şeye rağmen saygılar.
Atatürk'ü örnek vererek karşılaştırma yapılınca şu soruları sormak gerekiyor; Atatürk, 15 yıl yan gelip yattıktan sonra mı savaşırdı acaba? Yoksa ileri görüşlülüğü ve yetenekleri ile düşman Hatay'a dayanınca mı harekete geçerdi?
Kardeşim Esad derken, Katil Esad diyerek kukla olur muydu?
Bu sorular çok da, fazlasını sorsak ne olacak, kim başını elleri arasına alıp ''acaba?'' diyecek ki!
Oturup zarta zurta astarsız yazı yazmak varken.
sami biberoğulları
Atatürk olsaydı elbette on beş yıl yan gelip yatmayacaktı. Nitekim hiç bir zaman on beş yıl beklemedi bazı sorunları çözmek için. Ama ne oldu biliyor musunuz? Mesela bugün hâlen Dersim 1937-1938 bir katliam mıdır, yoksa bir çıban başı ancak böyle mi temizlenirdi konusunu tartışıyoruz. Çünkü manevi kızı o isyanın bastırılmasından hemen sonra '' Onların keçilerine bile ateş ediyorduk. Kımıldayan her şeye ateş ediyorduk '' Diye açıklama yaptı.
Eğer bugün de kımıldayan her şeye ateş etmek gibi bir lüksümüz olsaydı inanın bana on beş sene beklenmezdi.
Ayrıca eğer başımızda Atatürk olsaydı ve onun önderliğinde bir savaşa girecek olsaydık herhangi birinin '' Bu savaş lüzümsuz ve gereksizdir. Çocuklarımız boş yere öldürülüyor ve öldürüyor'' Demesi sıkardı biraz. İstiklal mahkemeleri bu yüzden kurulmadı mı?
Kardeşim Esed, Katil Esed konusuna gelince: Siyaset bazen maalesef dün ''Düşmanım Venizelos '' dediğinize bugün '' Dostum Venizelos'' dedirtiyor. Bunlar maalesef siyasetin cilveleridir ve şunu asla unutmamak gerekir. Uluslar arası ilişkilerde asla ebedi dostluk ya da ebedi düşmanlık söz konusu değildir. Söz konusu olan ülke çıkarlardır.
Umarım anlatabilmişimdir.
Binnur
Ama her şeyden önce şunu bilecek bu ülkede yaşayan herkes; bugün islam ülkeleri arasında çağdaş ve demokratik bir ülke olarak göz bebeği sayıln bu ülkeyi O'na ve silah arkadaşlrına borçluyuz. Nankörlük edene lanet yağmur olsun yağsın. Sözüm genele.
Dedim ya ne desek boş olacak. Fazlası gerekmez. İyi günler.
Hocam,
yanilmiyorsam ABD'nin bir gazetecisi DAES tarafindan infaz edildi diye Coniler binlerce km uzaktan gelip askeri usler kurdular... DAES savas actilar ve halen savasiyorlar.... Evet, ABD'nin DAES'e karsi savasma sebebi tek bir gazeteci (gorunen sebep bu).
Kimse ABD'nin DAES'e karsi milyonlarca dolar harcayip savastiginin hesabini sormaz.
DAES Turkiye'de cok sayida saldiri duzenledi, yuzlerce vatandasimizin hayatini karartti... diger hainlerin yaktigi canlarin haddi hesabi yok...
Biz, burnumuzun dibinde, canimizi, topragimizi tehdit eden, saldiran mikroplara hesap sorunca, bosu bosuna oluyor ha!
Boylesi bir alcaklik ne kani bozuklukla ne baska bir seyle izah edilebilir... Bu dupe duz terore destektir... Daha fazla yazmayim, klavyemden kaza bela cikacak sonra ...
selamlar,
abdullah
sami biberoğulları
BM ye bile derdimizi ve davamızı anlatabildik ama içimizdeki bazı beyinsizlere anlatamadık bir türlü.
Yine de klavyenden bir kaza çıkmasın. Ben kazasız belasız ancak bu kadar yazabildim. )))
Selam ve sevgilerimle.
ben mesajı aldım hocam....... söz konusu vatansa gerisi teferruattır......saygılarımla
sami biberoğulları
Hürmetle ellerinden öperim.
Selam ve sevgilerimle.
Ben bu yazarlığı yazarları seviyorum doğruyu söylemesi gerekenleri mağdur olanların söylemesini yaşamasını söyleyerek,ne avukat ne hakim ne polis olmadan acıyı görerek gerekliiğini savunan yazarları seviyorum tabi senide kardeşim,harikasın zevkle okudum on üzerinde yirmi puan yanlış anlaşılmasın iki defa on veriyorum,selamlarımla.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Pazar günkü koro çalışmamızdan sonra arkadaşlarla biraz oturduk.
Orada da arkadaşlar fakir çocukların boşu boşuna şehit olduğunu yani iktidarın gündemde kalmak için yarattığı bir durum olduğunu söyledi arkadaşlar.
Ben böyle olmadığını biliyordum. Savaşmak gerekliydi. Her ne kadar bu duruma iktidarın yanlış politikası sonucu gelindiyse de artık kaçınılmaz olandı savaş. Sınır güvenliğimiz için gerekliydi. Yanımdaki arkadaşa bunu anlattım. O da beni destekledi.
Milletimiz kimler tarafından kandırılıyor bilmiyorum. Bu boşuna şehit oluyor askerlerimiz sözü
sanıyorum bir yerlerden dikte ediliyor halkımıza.
Anlamlı, güncel bir yazıydı,
kutluyorum.
Selâm ve saygılarımla..
sami biberoğulları
İktidarın yanlış politikaları elbette eleştirilebilir. Ancak yazımda da belirttiğim gibi ordunun morale en çok ihtiyaç duyduğu bir anda '' Evlatlarımız boşu boşuna ölüyor'' demek bence ihanet boyutunda bir gaflettir.
Bu konudaki duruşunuzdan dolayı ayrıca teşekkür ederim.
Selam ve saygılar benden.