- 524 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
ILGAZ ANADOLU'NUN SEN YÜCE BİR DAĞISIN
Ankara’ya mevsimin ilk kar taneleri düşmeye başlayınca, Gezginlerin Rotası Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü üyeleri olarak civardaki dağlara daha çok düşmüştür dedik ve kar özlemimizi doya doya giderebileceğimiz Batı Karadeniz Bölgesi’nin 2587 metre rakımı ile en yüksek dağı olan Ilgaz Dağı’nı gözümüze kestirdik.
10 kafadar 4 Aralık 2015 Cuma akşamı saat 19.00’da bir araya geldik, iki özel araca doluştuk.
Planımız; Çankırı üzerinden Kastamonu’ya bağlı Tosya ve nihayetinde Yukarı Berçin Köyüne en geç yarımda ulaşmak müteakiben de 2587 metreyi bulan Ilgaz Dağı’nın zirvesinde gün doğumunu seyretmekti.
Yol süresince önce Ilgaz-Kastamonu ayrımında bir dinlenme tesisinde bir şeyler atıştırdık, tırmanış için su vs. eksiklerimizi tamamladık.
Genelde çorba içildi ama rehberimiz kuru fasulyenin çekiciliğine dayanamayıp bir porsiyon kuru fasulye yedi. Yemez olaydı, tırmanış esnasında yarım metreyi aşan derin karda ilerlemeye çalışırken yediği kuru fasulyenin yaşattığı ızdıraba da katlanmak zorunda kaldı. Siz siz olun zorlu faaliyetler öncesi bilmediğiniz mekanlarda bu tür maceralara girmeyin.
Burada bir kaçımız jetonlu sırt masaj aletine oturarak rahatladık. Alet sadece sırta çalışmıyor oturmak isteyenleri uyarmış olayım.
Dinlenme tesisinde fazla zaman kaybetmeden tekrar araçlarımıza bindik ve yola koyulduk. Kastamonu’nun şirin ilçelerinden Tosya’yı gece vakti geçerek virajlı ve dar Yukarı Berçin köy yoluna girdiğimizde farlarımız incede olsa karla kaplı bir yolu gösteriyordu. Yolda kar olması tırmanış boyunca yoğun karla mücadele edeceğimizin ip uçlarını veriyordu.
Saat 23.30 gibi Yukarı Berçin Köyü’ne ulaştık. Köy 1500 metre rakımda engebeli bir arazide kurulu, yerler kar ve buz, aracın daha fazla ilerlemesi zor. Her zaman yaptığımız gibi araçlarımızı cami yanında bulunan çeşme kenarına park ettik.
Bizler araçlarımızdan inerken önce havlama sesleri duyuldu sonra da kuyruk sallayarak biri beyaz diğeri gri iki kocaman kangal köpeği üzerlerimize atladı. Allahım böyle bir sevgi olamaz adeta bizi yalayacaklar. Onların aşırı sevgi gösterisi nedeniyle tırmanış hazırlıklarımızı güçlükle yapabildik.
Gün doğumunu Büyük Ilgaz Dağı’nın karlı zirvesinden izlemek istediğimiz için köpek dostlarımız önde arkalarında rehberimiz Mehmet Ekim peşinde 9 tane deli saat 24.00’de zirve yolunda ilk adımlarımızı attık. Kar seviyesi tırmandıkça arttı ve adım atmak zorlaştı. Önden koşturarak giden kangallar baktılar ki kara battıkça zor çıkıyorlar “enayilik etmeyelim nasıl olsa iz açan var” dediler ve aramıza girerek açılan izden bizimle birlikte yürümeye başladılar.
Yoğun karda yürümek hele önden giderek iz açmak çok zordur bunu yaşayanlar çok iyi bilir. Karda iz açan arkada gelenlerden daha çok enerji harcamak zorundadır ve bunu genelde grubun en güçlüleri yapar. Kısa boylu birisinin derin karda iz açması ise zorun zorudur. Sağ olsun can kardeşimiz Mustafa Pehlivanoğlu iki metreye yakın boyu ve güçlü bacaklarının da avantajıyla bunu çok iyi yaptı. Bizler de onun açtığı izden kolaylıkla ilerledik.
Saat 03.00’de ağaçlıklı bölgeyi aştık ve Ilgaz Dağı ile aramızda uzanan karla kaplı yaylaya ulaştık. Ağaçlardan rüzgarın etkisini fazla yaşamadığımızı açık yaylaya çıkıp da suratlarımızı bıçak gibi kesmeye başlayınca farkettik. Eksi 10-15 derece havada rüzgara yakalanmak dağcıların en korkulu rüyasıdır.
Başımızı korumak için tek bere kesinlikle yetersizdi, yol arkadaşlarım çantalarında ne varsa kafalarına sarmaya başladı, ikinciyi takmama rağmen hala rüzgarın soğuğunu hissedince montun kapşonu kurtarıcı oldu.
Büyük ve Küçük Ilgaz Dağı’na kış mevsiminde tırmanış planlayanların arazinin zorluğu yanında hava durumuna hakim olmalarını, rüzgarı ve tipiyi hesaba katmalarını öneririm. Yoksa çoğu yürüyüş grubunun yaşadığı gibi açık alanda ilerleyemez geriye dönmek zorunda kalırsınız.
Tırmanış süresince mola veremedik çünkü durduğumuz anda rüzgar donduruyordu, dinlenmeleri hızımızı azaltarak geçiştirdik.
Güneşin doğuş emareleri oluşup doğuda ufuk kızıllaşmaya başladığında biz Büyük Ilgaz Dağı’nın eteklerine ulaşmıştık. Zirvede gün doğumunu izleme hevesimiz güneşin çok aceleci davranması nedeniyle kursağımızda kaldı ve biz tam son zorlu bölümle mücadele ederken güneş efendi kendini gösterdi. Sanki acelesi vardı azıcık beklese ölürdü.
Yapacak bir şey yoktu tırmanışımıza devam ederek 5 Aralık 2015 saat 07.30’da zirveye ayak bastık. Zirveye çıktık çıkmasına da esen şiddetli rüzgardan gözlerimizi açamıyorduk. Yaylada esen rüzgarsa zirvedeki fırtınaydı. Duracak zaman değildi, donma tehlikesi vardı kısa süreli fotoğraf çekimlerinden sonra inişe geçtik.
Biz iniyoruz ama yol arkadaşımız kangallar gelmiyor. Kangal dilini bilmediğimiz için, hadi gidelim diyoruz, koçum, aslanım diyoruz bizim yüzümüze bakmıyorlar bile. Küsmüşler ağalar.
Yol boyunca kendi derdimizde olduğumuzdan ve mola veremediğimizden ağalara da birşey ikram edemedik.
Zirvede de durmayıp hemen inişe geçince içlerinden “Boşuna uyduk bunlara, bunlar züğürt takip etmeye gerek yok” dediler ve greve gittiler. Baktık olmayacak zirvenin altında attık çantaları üzerimizden o zaman koştular yanımıza. Onların elinden bir şeyleri kurtarıp yemek ne mümkün. Kargaşa içerisinde biz ve vefalı yol arkadaşlarımız karnımızı doyurduk ve araziye fazla girmeden karla kaplı yolu izleyerek önce yaylayı sonrada ağaçlıklı bölgeyi indik.
O saate kadar bizlere ecel terleri döktüren hava yumuşadı, güneş açtı ve yürüyüş keyifli hale geldi.
Yukarı Berçin Köyü’ne bir km kala kenarları buzlarla kaplı küçük bir dere önümüzü kesti. Geçmek zor, batmak kolay, hava soğuk, batmadan geçmeye çalışırken 70 yaşındaki Metin abimiz derenin buz gibi sularına sırt üstü düştü. Elbiseleri tamamen ıslanan abimizi güç bela sudan çıkardık ve adımlarımızı daha da hızlandırarak köye ulaştık. Köyün yakın olması en büyük şansımızdı.
Kısa sürede toplanarak araçlarımıza doluştuk ve zirve yapmış olmanın keyfi, kangal dostlarımızdan ayrılmanın hüznü ile Ankara’nın yolunu tuttuk. Bir Ilgaz tırmanışımızı daha başarıyla ve keyifle gerçekleştirmiş olduk.
Rehberimiz, yol arkadaşlarım hele kangallarımız harikaydı. Güzel bir etkinlik yaşamama vesile olan herkese içten teşekkürlerimi sunuyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.