- 679 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
YAŞAYAN CANLI TARİH
Sn Mustafa ÖZÇİÇEK,
21/04/1929 tarihinde, Kırşehir ilinin Özbağ kasabasında doğdu.
Orta okuldan alınarak Ankara Hasanoğlan Köy Enstitüsünde kaydı yapıldı.
1946 yılında Hasanoğlan Köy Enstitüsünden mezun olarak öğretmenlik hayatına başlamış olan ve şu an, İzmir’de yaşayan hece şiiri mahir kalemlerinden, 8 kitabı yayınlanmış bir şairimizdir.
Şiirkolik sitesinde de iki bine yakın eseri yayınlanmıştır.En değerli mesnevi türü yazılan 4000 beyitle Ulu önder Atatürk’ü anlatan Mavi yıldız adlı kitap eseridir.Bu güne kadarda yayına hazır 20 ciltlik şiiri arşivinde demlenmektedir.
Hobileri arasında en başta hece şiiri gelir. Vaktiyle akerdeon, saz, keman ve cümbüş çalmakla meşgul, olduğu sanat dalları arasın da.;hat sanatı, ebru, marangozluk, sıvacılık.v.s...
Okumayı çok seven, zengin bir kitaplığa sahip ve halen okumaya devam etmekte...yeni yeni kitaplar da almakta..
Mazbut bir aile hayatı sürmüş olup,şimdİ İzmir’de yalnız yaşamaktadır. 90. yaşında , eğlenceleri,yeni kitapları okumak,bilgisayarla yazmak,boş klan zamanda radyo dinlemek.
İnsani ilişkileri kuvvetli ve dostluğuna sadık,.en büyük endişesi,şiirlerinin çöplüğe gitmesi olan,
Atatürk hastası, Milli harsın korunması taraftarı,bayrağa çok düşkün,
siyasi gidişattan da çok endişeli..............
Mustafa ÖZÇİÇEK şairimizin kendi ağzından dinlediğim bir anısını sizlere aktaracağım....
Yıl 1945-1946,son sınıftadır öğretmenlik heyecanı onu sarmaktadır.Ulvi mesleğin kavuşmayı arkadaşları gibi heyecanla beklemekte.
Sn Mustafa ÖZÇİÇEK soyadı gibi çiçeği burnunda yiğit bir Anadolu delikanlısı çağında Ankara Hasanoğlan Köy Enstitüsünde okumakta iken; dönemin o n u r l u siyasetcisi, devrin askeri dehası, Atatürk’ün silah arkadaşı,rahmetli Sn İsmet İNÖNÜ ile Hasanoğlan Köy Enstitüsünde tanışır....
Tanışması İnönü’nün öğrencisi olmasıdır.İnönü Sosyoloji ve Türk tarihi dersine gelmektedir.
Kara tahtanın sol üst köşesinde şu yazılıdır
Ders : Sosyoloji
Konu : Demokraside çok patili döneme geçiş...
Lozan Fatihi İnönü dersi sindire sindire anlatır...Öğrenciler de pür dikkat dinlerler.
Dersin son kısımlarında Sn. İNÖNÜ ile öğrencilerli arasında şöyle bir konuşma geçer....
İNÖNÜ .......: İçinizde konuyu anlamayan veya karşı zıt tepkisi olan ya da sorusu olan var mı?
Orta sıralardan bir öğrenci parmak kaldırır....bu M. ÖZÇİÇEK’dir.
Hüseyin YÜCEBAŞ adlı bir öğrenci.....Tepkiliyim hocam, der
İNÖNÜ: Söyle tepkini, dinleyelim.
YÜCEBAŞ konuşur.(sınıfın başarılı ve zeki bir öğrencisi, sınıfın da en yaşlısı)
Bence çok partili döneme geçiş için henüz çok çok erken, Geçişe karşı değilim hocam ama zamanlamasına tepkiliyim.çok erken halk hazır değil.biz bile pek anlamıyoruz.
İNÖNÜ: Neden erken?
Hüseyin......... Cumhuriyet henüz çok genç, 23 yaşında ve halkımız henüz demokrasiyi tam manasıyla öğrenemedi, çünkü okuma yazma oranımız oldukça düşük,önce Cumhuriyet ve demokrasiyi öğretmeliyiz. Aksi takdirde demokrasi de, halk da ilerideki yıllarda çok sıkıntı yaşar.
İNÖNÜ: Yaşaya yaşaya öğrenmelisiniz.Unutmazsınız.Düşe kalka öğreneceksiniz.
ÖZÇİÇEK:söze karışır. Birkaç yıl daha bekleyin hocam, halkın okuma yazma oranını yükseltelim, demokrasi ve Cumhuriyeti sindirsin halk...
İNÖNÜ: Atatürk gitti benim de zamanım yok ÖZÇİÇEK, benden sonrakiler bu geçişi yapmazlar
Cumhuriyet ve Demokrasinin TEK ADAMLIK olduğunu zannederler ki, bu da Cumhuriyetin ve Demokrasinin ölümü demektir..
Sn Mustafa ÖZÇİÇEK rahmetli Atatürk’ün çok partili döneme geçiş deneme süreçlerini belli bir süre birkaç kez ertelediğini ısrsrla söylerek yerine oturmuştur...
Bu anı burada bitmiştir.
İçinde bulunduğumuz şu dönemde ülkemizin yaşadıkları, Cumhuriyet ve Demokrasinin tam anlşılamadığını, içinin boşaltıldığını bizzat yaşayarak anladık.
Sanırım biz Türkler yönetim sistemi olarak Cumhuriyet ve Demokrasiyi seçmekle çok akıllılık ettik de, lakin " çok partili " düzene geçişin sayın M.ÖZÇİÇEK’ üstadın dediği gibi, zamanlaması erkendi...
Türk milleti henüz demokrasinin bilincine tam olarak varmış değil.
Cumhuriyeti, demokrasiyi ve ATATÜRK’ü anlamış olsaydık bugün bu hale gelmezdi ülkemiz ve halkımız...
Okuma yazma oranımız yükseldi ama bu sefer de yanlış şeyler okuyoruz, yanlış söylemler içindeyiz..
Türk kültürünü değil de Arap kültürünü kutsallaştırıyoruz.
Tek yaptığımız şey maalesef sürekli "nutuk atmak"
Oysa asıl olan nutuk atmak değil; Atatürk’ün nutkunu okumak ve uygulamaktır...
Nutuk atmak için bilgi ,bilgi için ise okumak,eylem için de akıl gerekir.
Nutuk atmak için önce nutuk yazmayı bilmek gerek, nutuk yazmak için ise; yapacaklarınızı dillendiren değil, yaptıklarınızı hayata geçirdiklerinizi yazmanız..bir de hazmedecek topluluk..
Yorum sizin.....
Saygılarımla..
Erdem GÜMÜŞ (Kul Figani)