- 844 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
AHVÂL VE ŞERİAT
Emperyalizm, yalnızca sağ görünen, ırkçı, miiliyetçi, dinci, işbirlikçi taşeron örgütleri ile saldırmaz.
Emperyalizmin, sol görünen sağa hizmet eden, makyajlanmış cilalı uzantıları da vardır. Bu bağlamda kafa karışıklığı yaratan sözde demokrat pek çok düşünce kuruluşu da vardır.
Bu durum karşısında (Ortadoğu Karmaşası) nasıl bir antiemperyalist tutum sergilenmesi gerektiğine dair en büyük rehberimiz Kuvayi Milliye yani İstiklal Savaşı ruhudur.
Bu ruh büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün dehası sayesinde Anadolu Toprakları üstünde yaşayan herkesin, etnik kökeni ne olursa olsun, dışarıdan hepimizin varlığına karşı tehdit oluşturan sömürgeci, işgalci tehlikelere karşı yek vücut olmayı varlığının yegane temeli sayar.
Bazı sol görünen sağcıların öne sürdükleri şu bağlamdaki tezler omurgası sakat görüşlerdir
a) "Türkiye haddini aşmıştır, Dünya Kamuoyu karşımızda, Birleşmiş Milletler karşımızda, bunlar bizi bilinçli ateşin içine itiyorlar" türünden açıklamalar; peki Türkiye’ye son yarım Yüzyılda emperyalist kışkırtmacıların kanla ödettirdiği bir bedel yok mu?! O zaman bu BM ne yapıyordu, kaval çalıp maval üflemiyor kuydu?!
b) Irak, Suriye, Libya, Yemen, Mısır, Afganistan, Pakistan, Vietnam, pek çok Afrika ülkesinde insanlar emperyalist yayılma ve bölücü terörist gruplar aracılığı ile inim inim inletilip, iliğine kadar sömürülürken, Yugoslavya parça parça bölünüp müslümanlar topluca katledilirken, BM kaval çalıp maval üflemiyor muydu?!
c) Bugün Türkiye’ye, kendi ülkelerindeki emperyalist kışkırtmalar ile alevlendirilmiş, emperyalist silahlarının namlularından çıkan ateş altında canını vermek istemeyerek savaştan kaçan milyonlarca mültecininin kaç tanesi sulara gömülerek öldü? Hangisinin cenazesinde BM ile İnsan Hakları temsilcilerini gördük?
Bunlar olup biterken BM kaval üfleyip, maval üflemiyor muydu?!
d) Türk milleti hâlâ milyonlarca mültecinin ekonomiye yüklediği ağır faturayı hep birlikte öder iken, Mehmetçik kimlerin terör örgütlerine bedava verdiği hain namlular ile hain ellerden katlediliyor?
Silah fabrikatörlerinin ağır silahları, mayınları Ortadoğudaki terör örgütlerine emperyalist ülkelerce sevkedilirken, BM kaval üfleyip maval okumuyor mu?!
Bu durumda nasıl dünya barış sağlananabilir?!
O nedenlerle, gelinen noktada, ulusal antiemperyalist reflekslerimiz bloke edilmiştir. Bir yandan iktidarda bulunanların gafleti, bir yandan aydın geçinenlerin düşünce sefaleti, diğer yandan içeride ulusu mezhep ve sözde siyasi görüşler ve tercihler doğrultusunda kamplara bölünmüş olması sömürüye ve esarete çanak tutmaktadır.
Milli iradenin parlamentoya yansıtılması iktidar ve koltuk sahiplerince engellenmektedir. Seçmen oylarının çalınması, satın alınması karşısında, etki gücü sıfırlanmış atıl bir adaletin tüm çözümlerin önünü tıkadığı somut bir gerçektir.
Neticeten, Türkiye Cumhuriyeti, kendi yöneticilerinin bilgisizliği ve teslimiyetçiliği, dışa karşı boyun eğip, içe karşı dişini gösterme ve devrimci gençlik muhalefetini zorla baskı altına politikaları sonucu kendi dinamiklerini yitirme ve yokolma tehlikesi ile karşı karşıya gelmiştir.
Birileri çok yedi bu ülkede, haliyle de çok boşaltmak zorunda kaldılar!
Çok yiyenden hesap sorulmadı, açlar zulmün ve şiddetin faturasını cephede kanıyla ve canıyla, sokakta copların altında ağrıyan sızlayan yanıyla ve susmayanlar ülkenin modern zindanıyla bedel ödemeye devam ediyor.
Balık baştan kokar!
Kimsenin koku çekmeye tahammülünün kalmadığı, soluksuz patlama noktasında olduğumuzun bilinmesinde yarar var!
Herkes aklını başına toplasın!
Kadirşinas yüce milletime en derin saygılarımla...
Şaban AKTAŞ
22.02.2018
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.