- 1998 Okunma
- 7 Yorum
- 8 Beğeni
Gün Gelir Bir Cumartesi Sabahı Boy Verir Mavi Göğün Altında Düşlerimiz 2)
Telde yürüyen cambazın denge arayışındaki gibi
tutunuyoruz yaşama..Öyle tedbili..Öyle umutla..
Kötülük imgeleriyle dört yanımızdan kuşatılmışız..
Herkesin yüzünde dev bir fabrikanın bacasından çıkan
gri duman gibi..Herkes birbirlerinin hayatlarını acımasızca, hoyratça
en aşağılara çekmeye uğaraşıyor..Vicdan ve erdem aynı suç gibi
suni olarak üretilmiş bir ritüel gibi..
Gün gelecek bir ferahlık kaplayacak ürkek, coşkun yürekleri..
İnsanın insana sessiz çığlığı düşecek, çığlık büyüdükçe
estetiğin, güzel günlerin, tebessümün, aşkın ve özgürlüğün
sesi zaptedecek hayatı..
Ah bir kere ferahlık kaplamasın ürkek, coşkun yürekleri..
Yalnızca kentlerin, sokakların değil bin yıllık düşün
uyanışına tanıklık edecek yeryüzü..
Süzüle süzüle düşen kar tanecikleri gibi öyle delişmen,
öyle saf ve telaşlı..
Esrik bir çağda toplumsal mutsuzluğun kesif kokusu
kaplamış ortalığı..Dışarda, insanlardan çok gölgelerin kalabalıklığı
dolaşıyor sanki.. Sanki herkes bulabildiği boşluğa sığınmış,
baştanaşağı tenha, ürkek ve korku dolu bir sırıtışın silueti..
Ne söylesek, ne yazsak bizi bir birimize bağlayan
geçmişin tregedyasına dönüşüyor..
Herşeye rağmen neşe, elem, ve kederle yüz yüze geliyor insan..
Üstelik Cumartesi ve yanıtlanması gereken soru imlerimiz biriktikçe birikiyor..
Dışarda her zamanki gibi şımarık bir Cumartesi..
Kadife sesinden bir mısra düşüyor..
Odanın içinde tarifsiz bir koku, ’Yurtsuz rüzgarlara şarkılar’ söyleyen
She’ yi okuyorum sana ve gülümseyişinde aşık olan, mücadele eden,
güneşi kucaklayan bir düşün izini sürüyorum..
Hiç kuşkum yok, insanlık kendi yazgısını kendi belirleyecek gün gelecek
ve İhtiras düşlere, hınç kavrayışa, yırtıcı akıl şefkatle uyandırılmış sezgiye,
kötülük ince düşünüşe, hoyratlık şiire, düşkünlük erdeme
üstün gelmeyecek.
Çünkü, tüm zamanlar ve tüm Cumartesi’ler hakedilmiş şiirdir
güzelden yana düşleri olanlara..
’Bir tohum ek, toprak sana bir çiçek verecek’ H Cibran..
Tutkularımızı, sezgilerimizi serpiştirdik toprağa..
Gün gelir boy verir mavi göğün altında düşlerimiz..
Ey aykırı sonyazıma düşen cemre;
Güneşin ve yağmurun geç ulaştığı yerde umut herşeyden
çok daha elzemdir..
Sana çocukların mavi göğünde özgürce uçurtmalar
uçurabildiği bir dünya armağan ediyorum..
.....
Kötülük imgeleri çoğaltırken birileri
ellerimi tut/ öylece uykuya dalayım
düşümde kuşları takip edelim
uçurtmalar gökyüzünü paylaşsın/ ve
sonra bir filmin arka planına düşelim
öyle gülümseyelim ki
ardımızda
çocukları koştursun coşkusu
avuçlarımız bir birinin içinde
erguvan kokularında
umudu dünyayı ısıtır
seslerimiz bir gelincik tarlasında kırılgan zerdali
Sen bu şiirde baharlar biriktirdiğim
en olmadık mısrada erguvan kokan yanı
gözlerinden bakınca dünyaya
bir çiçeğe bölünmek
bir çocuğa
bir balığa
bir kuşa
Sen bu şiirin en nazlı imgesisin
rüzgar kaçağı yıldızlar gözlerine sığınan
saçlarında mimoza kokusu
ellerin mor leylak
elimizde fırçalar boyalar sürüyoruz gökyüzüne
üstelik yağmur çiselemekte
üstelik Cumartesi
az sonra uzak sularda denizler menekşelenir
iflah olmaz bir çağda
seni düşünüyorum/ yaşıyorum diye
alt yazı geçiyor ajanslar
içimden dışıma kuşatılmışım
tebessümüm de hayta bir rüzgarın esintisi
sanki suçortağım
o kadar benziyoruz bir birimize
İyi insan sözün üstüne gelir derler
ya düşündüklerimiz, düşündüklerimizde
düşünmemizin üstüne gelir mi?..
Sıradışı bir gece de son derece örgütlü bir şiir diyor ki;
Özlenen özleyeni bir sarmaşık gibi sarsın gündoğumunda..
Masumiyetin dört mevsim yüz çiçek açtırır..
Cumartesi/ 17/ Şubat/18..
YORUMLAR
)) Sen bu baharlar biriktirdiğim
En olmadık mısrada Erguvan kokan yanı
Gözlerinden bakınca dünya ya
Bir çiçeğe bölünmek
Bir çocuğa
Bir balığa......)
Ah ne güzel naif,zarif bir anlatım...
Candan kutluyorum şair...
Yüzününüzden tebebsüm eksik olmasın...
Kocaman, Sevgiler,Selamlar olsun güzel kaleminize...)
Doğan Güneş
"Haziranda ölmek zor" demiş Hasan Hüseyin ve nasıl güzel demiş
Bu duygu fukaralığı, bu şiddet, bu kötülük her ne kadar çok olsa da
bir cumartesi gün doğumuna, kuşun kanadına, kelebeğin rüyasına
maviye, çocuklara ve pamuk şekerlere sırtını dönmek te bir o kadar zor
Ve şairin dediği gibi "yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek" bize ölmek, bir acının
suç ortağı olmak kadar zor...
Okunasıydı, teşekkürler düşe ve umuda ortaklığına şair
Sevgiyle
Doğan Güneş
Kendimi özlediğim bir düşte hangi diyaloğu kursam, kurgulasam
hep bir monoloğa dönüşüyor..
Palyaço'nun trajedisi'ni okudum dün gece;
Denizin altında yirmi bin fersah gitmesine rağmen Naitilus'a
rastlayamamış..İzleyicilerin dediği gibi kırk vagonlu,
kırk kompartmanlı, kırk kapılı bir kara tren gezisiydi hayatı..
Palyaçoya üzüldüm sonra, İçimden sessizce
Cumartesi'ye gidiş yolun açık olsun dedim..
Biz göremesekte yeryüzü aşkın yüzü olacak buna dair
umudum hep güncel Beliz şairim..Sevgilerimle..
Émile zola Germinal de türkçe ismiyle (tohum yeşerince )nasıl ihtişamlı anlatıyor,emeğin sahiplerinin,bilinçlenmesini.Öyle muazzam ki topraktan çiçekler fışkırıyor.Nisan güneşi altında çatlayıp çoğalıyor bereket-emek.
ve bir diğer hikayesinde Therese Raquin hayatında ilginç anlatımlar var.O küçücük tuhafiye dükkanına hayatını sıkıştırıp çürümeyle yüz yüze bırakıldığında şöyle diyor”beni yalana,ahlaksızlığa ve iki yüzlülüğe zorladılar.Beni boğdular buradan”diyor.Fransız burjuvazisini kastediyordu.
İşte sevgili Doğan dost
Zolanın dediği gibi,”sanat bilimseldir kişisel değil” ve öyle olmalıdır.
Ama gel gör ki sanatın içeriğini boşaltıp kişileştirme ve kişilere peşkeş çekme durumu yaşanılıyor.
Yazında da anlatmaya çalıştığın ve özlemini çektiğin dünyanın,Émile Zolanın nisan güneşi altında patlayan,bollaşan bereket bulan hayallerin birebir benzeri yada aynısıdır.Bunda daha değerli ne olabilir ki Doğan şair.
Öyle güzel yazıyorsun ki insan yeniden özlemlediği hayata dönüyor hayallere ve düşlere...
sevgiler Değerli dost.
Can Fırat tarafından 2/25/2018 4:13:35 AM zamanında düzenlenmiştir.
Doğan Güneş
salık verir bize, oysa Zola'nın düşü, Camus'un umudu, Hafçı'nın ütopyası
Uyar'ın göğü bize bize bağlayan umutlar Canşairim..
Zola' da Verne'nin balonundan yeryüzüne aynı umudu taşıyandır..
Bize insancıl düşleri, özgürlüğü, emeği, unutulmuş sevinçleri ve
çocukluk düşlerimizi anlatan, yazan, örgütleyen kocaman yürekli
güzel insanların safında durmak yaraşır..
Ve selam olsun bütün güzel insanlara..
Sevgilerimle Canşairim..
Doğan Güneş
yeryüzünden gökyüzüne umut ekerim Deniz şair..
Sevgiler..
her gün önünden geçtiğim papatya bahçesi ve karahindiba çiçekleri kadar güzel ve naif bir yazı..
ben sıradan çiçekleri seviyorum Doğan,
ve basit yaşamayı...yol kenarındaki öylece boy vermiş zeytin ağacına hayranlığımla..
Oysa;
Öyle kusursuz (!) kötülük ve acılarla sarmalanmış ki hayat...
Bunun için gelinciklerden söz etmeliyiz daima,
Rüzgar güllerinden
Ve Cumartesi'den.
sevgiyle..
Doğan Güneş
Aklımda gelinciklerden söz etmek vardı fakat bir türlü sıra gelmiyordu..
İsmini bilmediğim çiçeklerin olduğunu o vakit öğrenmiştim..
Ne tuhaf, bir yandan da oradaki gelincikçiçeğimi merak ediyordum..
Sahi ne durumda, mesela bazı Cumartesi'ler benden söz ediyormusun Hena,
gerçekten bunu çok merak ediyorum..
Gelincikçiçeğime ve ona hayat verene bir mektup yazdım, uzunca bir mektup..Sen az biraz çıtlatırsan az evelki söylediklerimle ilgili o zaman bende
mektubu hemencecik yollarım:)..
Sevgilerimle..
Senin cumartesi konuşmaların bin çiçek gibi, kimi solar, kimi boy verir, kimi yaşamaz, kimi avuçlardan kaybolur gider.
...
Doğan Güneş
Fakat en çokta boy verendir Cumartesi köklerinde..