- 1800 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kurt Marti: Napoli'yi Görmek
Suntadan bir duvar inşa etmişti. Suntadan bu duvar fabrikayı evinin görüş alanından men etmekteydi. Nefret ediyordu o fabrikadan. Çalıştığı makineden nefret ediyordu. Hızını kendi belirlediği makinenin çalışma hızından nefret ediyordu. Belli bir refah düzeyine ulaşıp, bir ev ve minik bir bahçe sahibi olmasını sağlayan akort primi kovalamacasından nefret ediyordu. Karısından, bu gece yine seğirdin dediği miktarda nefret ediyordu. Ondan nefret ediyordu, ta ki bunu söylemeyene kadar. Fakat elleri uykuda seğirmeye devam ediyordu, işinin kesik kesik ritminde titriyorlardı. Artık akort çalışmak size göre değil, kendinize dikkat etmelisiniz diyen doktorundan nefret ediyordu. Akort çalışmak artık sana göre değil, sana başka bir görev vereyim diyen ustabaşından nefret ediyordu. Bunca riayet etmelerden nefret ediyordu, o bir moruk olmak istemiyordu, daha küçük bir tediye günü istemiyordu, zira bu daima o bunca riayet etmelerin arka yüzü idi, daha küçük bir tediye günü. Sonra hastalandı, kırk yıl çalışmadan ve nefretten sonra ilk defa hastalandı. Yatakta yatıyor ve pencereden dışarı bakıyordu. O minik bahçesini görüyordu. Minik bahçesinin bittiği yeri görüyordu, o suntadan duvarı. Ondan sonrasını göremiyordu. Fabrikayı göremiyordu, sadece minik bahçedeki ilkbaharı ve o cilalı suntalardan yapılmış duvarı. Yakında dışarı çıkabileceksin, diyordu hanımı, heryer çiçek açıyor şimdi diyordu. Ona inanmıyordu. Sabır, biraz sabır, diyordu doktor, tekrar kendine gelecek. Ona inanmıyordu. Berbat birşey bu, diyordu karısına üç hafta sonra, hep sadece minik bahçeyi izliyorum, bunun dışında hiç birşey, bu çok sıkıcı, daima aynı minik bahçe, iki suntasını alın şu kahrolası duvarında bir de başka birşey göreyim. Karısı ürktü. Komşuya gitti. Komşu geldi ve duvardan iki sunta eksiltti. Hasta aralıktan bakıyor, fabrikanın bir bölümünü görüyordu. Bir hafta sonra şikayet etmeye başladı, daima fabriknın aynı cephesini görüyorum, bu benim dikkatimi dağıtmıyor. Komşusu geldi ve duvarın yarısını boşa çıkarttı. Hastanın bakışları şefkatle dinleniyordu fabrikasının üzerinde, bacanın üzerindeki duman oyununu takip ediyor, araçların avluya giriş çıkışlarını, insanların sabahları dalga dalga gelişlerini, akşamları dönüşlerini izliyordu. On dört gün sonra duvarın geri kalan bölümünün ortadan kaldırılmasının emrini verdi. Ofislerimizi hiç göremiyorum ve kantini de diyerek şikayet ediyordu. Komşu geldi ve arzu ettiği gibi yaptı. Ofisleri, kantini ve tüm fabrika arazisini gördüğünde bir tebessüm gevşedi hastanın hatlarında. Bir kaç gün sonra öldü.
Kurt Marti (1960)
Almancadan çeviren: Erhan Balaban
Görsel: Alper Kara
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.