- 391 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Sevmedin mi Beni
O gece anlamıstı deniz neden başlangıclar değilde bitis tarihi hatırlanırdı her daim yada terkedilişin tarihi mi demeliydi...Üzerinden 1 yıl gecmis olmasına rağmen bu bir terkedis miyidi yoksa gidis mi?Ne önemi vardı artık sonucta her ikisinde de ruhu yakan bir acınin girdabına düşmek yok muydu?O gece sabah dek acı ıcinde mutfak fayansına dikmisti deniz gözlerini...Acı futursuzca tüm bedenini,ruhunu,kaplamıstı,,Sabah olur muydu?öpse gecer miydi acıyan yerleri...Cevabını veremediği onlarca soru icinde kalmisti...nasil olacakti bundan sonrası yada ondan sonrası..onun sesi,kokusu,elleri olmayacaktı...Ölüm değildi onları ayıran ki yazık olmustu cok yazık...Haksızlıklara karşı mücadele eden bir adam sonra onu seven denize haksızlık etmisti...Deniz yüregi bir güvercin gibi cırpınan deniz...Sevdiğinin gözlerindeki mavi halkalara her baktığında gözlerinde gökkuşağı çıkan deniz...Nasılda sevdası boğazında bir yumruk gibi kalmıstı birden bire...Hep eksikti deniz yıllarca,tamamlanayaman bir sevgi vardı yüreğinde...Ona her baktığında tamamlandığını hissederdi ici titrerdi hep...sonra kaybetme korkusu sarardi cocuk yüreğini ama deniz devrimci bir ruha sahipti...belki dört dörtlük bir devrimcı olamamısti hic bir zaman her daim özgürlükten yanaydı deniz...sevdiğı adamı özgür bıraktığında da bu ruh vardı onda...Sevsede hasretten ici yansada sevdigi gitmek istiyordu ve izin verecek kadar saygılıydı özgürlüğe..O gecede öyle yaptı ...Adam ``Sen hayatına bak beni zaman göstersin``dedi...Deniz anladı sevdiği adam gitmek istiyordu...Belkide çoktan gitmişti veyahut hiç gelmemiti...Peki dedi deniz...Dilinin ucunda yüreginin ucunda ``gitme kallar,seni seviyorumlar vardı...Cıkamadığı mavi yolculuklar vardı...Adam sustu...Deniz o gün ve ondan sonraki hergün sabahlara dek ağladı...Günler gectikce daha cok özlüyor ve daha çok korkuyordu deniz...Unutmaktan ...onun kokusunu...ellerini,sevdigi adami...kızınca gözlerini kapardı adam göz kapaklarinda olusan denizin canını yakan o ifadeyi unutmaktan...Adam denizi otobüs durağından her uğurlayışında denizin sıkısışan kalbi ve dolu dolu gözleri arasında kalmaktan yorulmuştu belkide...Bir sonraki durağa kadsr yorgun kalbi ve ağrıyan dizleriyle koşmaktan yorulmustu belkide...Günlerce gecelerce düşündü deniz insan nasıl olurda yarıyolda bırakırdı sevdiğini...Oysa adam en yürekten bakısıyla söz vermisti denize...Birlikte mavi yolculuga cıkacaklardı...mavi bir gecede bembeyaz bir masumiyeti teslim alarak,ait olmanın bir olmanın güzelligiyle maviye boyayacaklardi dünyayı...Tek tanrısıydi adam denizin...mucizem dedigiydi...Deniz cok sonra anlamıstı.Nazımdaki piraye olduğunu...Piraye`de Nazım herseyken Nazım`da Piraye aşktı yanlızca...Tıpkı Nazım gibi sevdiği adamda aska aşıkti denize degil...O halde neden en derin acılarını anlatmıstı denize...Her adamın harcı değildi oysa bir kadına en kuytu yaralarını açmak,çaresizliklerini paylaşmak...Denizin çocuk kalbi adamın acılarını yıllarca kabul edememisken...adam tüm bunları gulerek anlatırdı denize...Denizin ici acırdı hep...onun kıyamadığı sevdiğine ne acılar yaşatmıslardı oysa...Ve yine aynı adam neden vazgecmisti denizden ...Benu sevmemis hic sevmemis diye mırıldandi deniz...Deniz hep bekledi...Deniz sevdi..Adam gitti..Deniz bekledi...Hep bekleyecek...Adam???
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.