KİMSE YALNIZ DEĞİLDİR
Bu akşam yemeğimi dışarıda yemek için bir lokantaya gitmiştim.Burası küçük bir esnaf lokantasıydı. İçeride dört beş tane masa vardı. Siparişlerimi verip oturduktan sonra yaşlı bir amca gözüme çarpmıştı. Mavi gözlü, saçları arkaya doğru taranmış, bakışlarından her saniye bir şey düşündüğü belli olan ve iri yapılı bir adamdı. Ne aldıysa iki tane almıştı. Aldığı dürüm ekmeğin biri kendi önünde diğeri de tam karşı sandalyenin önündeydi. Başta belki doymayacağı için iki tane almıştır diye düşündüm. Fakat bu amca sanki karşısında birisi varmış gibi davranıyordu. Uzun süre bu amcayı izledim ve dayanamayıp yanına gittim. Karşıda ki sandalyeye tam oturacağım sırada kafasını birden kaldırıp "Dur evladım orası dolu" dedi ve yanındaki sandalyeyi çekerek "Buyur buraya oturabilirsin" dedi. Ben oturur oturmaz amca lafa girdi "Görüyorum evlat uzun süredir beni izliyorsun" dedi ve devam etti "Önümdeki yemek benim karşımda ki ise içimdeki çocuğun" dedi. Bende ufak bir tebessüm oluştu, ufaktan güldüm. "Belki şu an gözünde deliyimdir ama her insanın içinde bir çocuk vardır hiç kimse yalnız değildir dışına vuran halin ne olursa olsun karakterini içindeki çocuk belirler" dedi ve kalkıp gitti. Arkasından sadece baktım başka bir şey yapamadım.
Gece eve geldikten sonra o yaşlı amcanın sözleri geldi aklıma. Başladım düşünmeye kimdi bu benim içimdeki çocuk? Ve neden benim içimde bir çocuk vardı? Ya da acaba içimde bir çocuk var mıydı? Uzun süre düşününce anladım ki evet içimde bir çocuk vardı. Bu çocuğun içimizde olma sebebi ise asla yalnız kalmamamız gerektiğiydi. O içimizdeki çocuk sayesinde yanımızda tek bir insan olmasa bile aslında hiç yalnız değildik. En büyük dertlerimiz de bile içimizdeki çocuktan başka bizi dinleyecek başka biri yoktu. Koskoca şu dünyada insanlık aleminde hiçbir insanın tek kalmaması gerekiyordu.Peki kimdi bu içimizdeki çocuk? Hani hep söyleriz ’içimden bir ses şunu söylüyor’ diye işte içimizdeki o sesti bizim içlerimizdeki çocuk. Hani bir şeyi yaparken tereddütde kalırız ya, işte bizi o tereddüte düşüren içimizdeki çocuktur. Bana kalırsa içimizdeki bu çocuk vicdanın tam da kendisidir. Çünkü insan annesine, babasına, herkese yalan söyleyebilir fakat en dürüst olduğu an vicdanıyla baş başa kaldığı andır. Hiçbir hayvan avına saldırırken düşünmez ama dünyanın en gaddar adamı bile masum bir çocuğun bakışlarıyla ikna olabilir. Eğer bir derdiniz varsa vicdanınız gece sizi uyutmaz ve hep ikilemde bırakır sizi en doğrusunu bulmaya zorlar. Bence bir insanı insan yapan en önemli özellik beyinden sonra vicdandır. Belki de Allah asla yalnız kalmamızı istemediği için her insanın içine böyle bir parça koymuştur. Peki her bir insanın içinde yeni ve dürüst bir çocuk varsa insanlar neden hiç o yaşlı amca gibi içlerindeki çocukla sohbet edip doğrularla yüzleşmeyi kabul etmiyorlar da yalnızım diye yakınmaya devam ediyorlar?