- 803 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
40.Yılında 6.FİLO OLAYI-1968/5
Sınav günü gediğinde,iki dersimin sınavlarını vererek,okuldan bitirme belgesi aldım ve MKEK ’nun Kırıkkale’deki Mühimmat Fabrikası’nda göreve başladım.Daha sonra aynı yerdeki Silah Fabrikası’na geçtim ve Silahlı Kuvvetlerimizin halen kullanmakta olduğu G3 ve MG3 silahlarının ilk kez yerli olarak üretilmesine katkılarım oldu.Bu fabrikada çalışırken, darbe alan sol gözümün cisimleri puslu olarak gördüğünü fark ettim.Ankara Vehbi Koç Göz Bankasına baş vurdum.Burada bir hafta kadar,doktorlar gözümün tedavisi için canla başla çalıştılar,ancak uzun zaman içinde retina tabakasındaki darbe yırtığı kapandığı için,onarma olanağı olmadığına karar verdiler.Eğer hapishane doktoru beni o zaman gönderse idi,sorunum kalmayacaktı.Bu gibi yerlere,bunlar özel olarak mı getiriliyor? Bilmiyorum.
Hassas mekanik üretimi sevmiş ve önemsemiş olmama rağmen,göz sorunum nedeni ile bu üretimden ayrıldım.Fabrika kuran şirketlerde çalışmaya başladım.Aradan 10 yıl kadar geçmişti,ailem artık İstanbul’da iş bulmamı istiyor,hatta babam “Seni tek bacağımla okuttum,iş bulamazsan seni ve çocuklarını aynı şekilde bakarım” diyordu.Bunun üzerine Kanlıca’daki evime taşındım ve öğrenci iken yönettiğim tel dokuma atölyesini,soğuk demir çeken bir şirket haline getirdim.Artık İstanbul’da kendi şirketimin başındaydım.Bu arada anarşi,Artvin’ ne de sıçramış ve bizi de rahatsız etmeye başlamıştı.Beykoz’da yaptıkları toplantıya hemşehirlerim beni de davet ettiler.Konular konuşuldu,tartışıldı ve sonunda bir dernek kurulmasına karar verildi.Beni komisyon başkanlığına getirdiler.Dernek çalışmalarımız sürerken,7 Mart 1987 günü Artvin’in 66. Kurtuluş Günü’nü dar gelirli hemşehirlerimiz için bir düğün salonunda kutlamak istedik.Emniyet şube müdürü akrabalarımıza rağmen,6.Şube’ de parmak izlerim alındı çeşitli yerlerde sorgulardan geçtim..Gayrettepe’deki işlerimin yapılması için de baş komiser hemşehrimin odasına girdim.İzin durumunu kendisine anlatınca,bu işle ilgili polis memurlarını yanına çağırdı.Yanımıza iki memur geldi.Birine evrakları ve kimliğimi vererek işin acele bitirilmesini istedi.Diğer memur ile çaylarımızı içip sohbet ederken,evrakları alan memur içeri girdi ve “Bu adam, 6.Filo olaylarında polisi taşlayan azılı bir komünistmiş” dedi. Ben aradan geçen 20 yıla yakın olayı hatırlayıp acı –acı gülümserken,diğer polis memuru “Dernekleşerek Artvin ve çevresini Ruslara peşkeş çekeceksiniz,değil mi?,Sizi komünistler sizi” diye bana şaka yollu takıldı.Ben de kendisine,”Benim ailemde; 40 yıllık esaret döneminde ve Kurtuluş Savaşımızda çok miktarda şehit vardır.Bunun şakasını bile duymak istemem” demiştim.Bir şey söylemek istedi ise de baş komiserin ikaz etmesi üzerine sustu.Bunun üzerine “Komiserim,bana izin verilmesi uygun düşmüyorsa, başka bir arkadaşın üzerine işlem yapılım” dedim.Bu sefer de aynı memur “Yok,yok senin üzerine yapacağız,nasıl olsa senin kuyruğun elimizde,bir şey olursa eski cezanın üzerine bu da eklenir” dedi. İzin belgesini tamamlamak için yanımızdan ayrıldı.O sene ve sonraki senelerde sivil giyimli emniyet mensupları gözetiminde yaptığımız kutlamalarda doğal olarak hiçbir olay olmadı,üstelik Artvin halkının vatanına milletine ne kadar bağlı olduğu görüldü.
Resim-8
7 Mart 1987 günü Artvin’in 66.Kurtuluşu Töreni’nde Tertip Komitesi
Başkanı olarak konuşmamı yapmış ve ilgilere teşekkür etmiştim.
Yıllar sonra,İTÜ’nden mezun oluşumuzun 40.yılı törenlerine katılmak için,törenin yapıldığı salona eşim Selime ile birlikte gittim.
6.Filo Olayı’nın meydana geldiği senelerde Başbakan olan Sayın Süleyman Demirel de orada idi.Kendisinin de; bu üniversiteden mezuniyetinin 60. yılı idi.Bazı konuşmalardan sonra kendileri kürsüye davet edildiler.Arkadaşlarına plaketlerini veriyor,çok güzel konuşmalar yapıyor,ilim ve irfan yuvası bu üniversitenin bir mensubu olmaktan her zaman gurur duyduğunu söylüyor ve salondan bol alkış alıyordu.
Bir ara elimi kaldırıp “Sayın cumhurbaşkanım size bir soru sorabilir miyim?” diye izin isteyecek ve sorumu soracaktım.Sorum korumaları tarafından yanlış anlaşılır,salonda hengame çıkar, salonun bu neşeli havası bozulur düşüncesi ve eşimin ikazı sonucu soramadım. O zaman vazgeçtiğim soruyu, şimdi sormak istiyorum:
Resim-9
İTÜ Makina Fakültesi’nden mezun olanlardan 40.Yıl törenine katılan sınıf arkadaşlarımız, Rektör Prof.Dr.Faruk Karadoğan ile toplu halde.
Resim-10
Sayın Cumhurbaşkanım,
Burada Sizlerin, İTÜ’den mezun oluşunuzun 60.yılını,bizim de 40.yılımızı kutluyoruz.Bu sene üniversitemizce hatırlanması gereken bir 40.yıl olayı daha var.O’da 6.Filo Olayı’dır.Siz o zaman T.C.Başbakanı idiniz,Dr .Faruk Sukan da İçişleri Bakanı idi. Olay günü,Gümüşsuyu binası ve yurdu önünde Toplum Polisi ve öğrenciler karşı karşıya gelmişler,ikindiden ertesi günü tan yeri ağarana kadar tartışmaları devam etmişti.Ama hiçbir üst düzey yetkili durama el koymamış, daha sonra polis yurt binasına büyük bir öfke ile girmişti .Bunu hatırladıktan sonra:
1-Mezun olduğunuz bu okul ve öğrencilere linç girişiminde bulunulmuş, ama sizden hiçbir ses çıkmamıştı.Neden?
2-O olayda ölen,yaralanan ve hapishanelere düşen okulunuz öğrencileri ile ne derecede ilgilendiniz?
3-Toplum polisini, daha iyice bilensinler ve komünistlere(!) hadlerini iyice bildirsinler diye mi o kadar süre ayakta beklettiniz?
4-Dar gelirli,suçsuz öğrencilere hakaret edilip,işkence edilirken, vicdanınız hiç sızlamadı mi?
5-Anadolu’da “Çocuğu olmayan,çocuk sevgisinden yoksundur” derler.Bunu ispat etmiyor musunuz?
6-Üniversiteniz Toplumuna bir özür borcunuz var mı ?Yok mu?
7-.Siz, nasıl İstanbul Teknik Üniversitesi mensubusunuz? Sayın Cumhurbaşkanım!..
6.Filo Olayı-1968’i anlatırken, bir mağduru olmama rağmen tarafsız kalmaya özen gösterdim. Amacım yapılan yanlışların,insanlara ve ülkeye nelere mal olduğunu göstermek ve hataların en aza indirilmesinin arzusudur. Hiç kimseden şikayetçi değildim ve değilim.Özveri ile çalışan Devlet Organları’nı karalamak veya rencide etmek ise hiç değildir.Bunu,benim en güzide okullarda öğrenim görmemi sağlayan devletime bir görevim olarak görüyor ve yetkilileri bu duygularla selamlıyorum.
Y.Mü.Fevzi Durmuş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.