- 553 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
"eloğlu" tabiri nereden gelmektedir... tahlil olmasa da bir yaklaşım... 2018-4... ard.öyk.
Rahmetli babam bir arkadaşına yazmıştı...
mektubunda:
" eloğlu" diyerek yazdığı kişinin ismiyle devam etmişti.
eloğlu tabirinin mana, sır’a haiz olmak kanaatine varmıştım ta o seneler.
ardahan’a üç günlük... evveldeyse bir haftalık gazeteler gelirdi.
benim filoloji merakım gazete okurluğumla gelişiyordu...
okuduğum gazeteler kelimelerin ehemmiyeti üzerinde mübarize ediyordu.
türkiyenin büyük yazarları, fikir adamları filoliji tartışmaları yapıyordular.
kelimeler değişmesi üstünden tahliller terkipler yapılırken... bir okuyucu için inanılmaz iktisablar meydana geliyordu.
çokca kalite içeren münakaşalar herkese hayırhah havidir.
fuat köprülü...
el ile il’i okşatır... hatta bir tutar.
il ise türklerin şehir yahut köy meskunatına ait olmayan sosyolojilerinin asliyetine dairdir.
nomad değiliz... site sakini değiliz... bizim hayat tarzımız özgündür.
dünya sosyal bilimleri fazla mesai yapmak yerine tek kalem ile izah ettikleri kategorilerin birini de bize vermişlerse... almışızdır; yoksa biz içlerinden seçtiğimizi almışız mı?
türkler yaylak ve kışlak ile iskanları... biçimsel batı iskanına benzemez.
kışlakta kışın yaşanan hisar gibi mahaldir...
yazın yaylakta yaşanır ki çevresel bir sınır yoktur... uçsuzdur iskan burada.
türkler ikisiyle ceman yaşadıklarından hayat tarzları iskanen batıdan tarif eylenmediği gibi doğuda yine bir izah-i tarif kılınmamıştır.
el’imiz oba’mız...
elimiz şehire okşayan mahaldir.
obamız: yaylak ve doğa kırsalıdır... burada çöl’ü kullanmayacağım... "çöl" doğrudan incelenmeğe değer bir diğer konu.
elin obadan büyük olmasıyla "el" tesmiyeler için birinci sarfedilmeğe süresi tarihte benimsendi ve değer verilmiş oldu bu isme.
bir küçük tahmin ileri sürmek istiyorum.
tarihsel olarak sümerler ile bağıntımız... atatürk’ün benimsediği ve üzerinde değer ürettiği görüştür.
burada görüşler muhtelif cihetlere çok çekilmektedir...
sümerlerin yeri: bereketli hilalin olduğu coğrafyadır.
akad dilleri...
sümer dilleri...
türkçeyle kelime indinde (bazında) benzerlik taşımaktadır.
buradan hareketle...
mika-el...
israf-el...
cebra-el...
ezra-el...
isimleri görüldüğü üzre -EL ile bitiyor...
hazarların sark-el kalesi...nde ki -el kelimesi de sümer, akad gibi yahut bereketli hilal diyarı kelime kökenli olduğunu nihal atsız, yalçın küçük ve azerbaycanlı hüseyinzade ali bey gibi düşünürlerin iddiaları arasında görmüşlüğümüz vardı.
eloğlu... tabiri.
türkeli’nde "el" bulunmaktadır.
yadel...
türkel...
sarkel...
el... diyar olmağa diyardır lakin eloğlu toplumunun diyarını işaret eder.
el’den de türkleri işaret ediyor: eloğlu’larını.
yakın zaman da türklerin ötüken’i orta-doğu da aramak lazım nevinden teoriler atıldı.
benim uzak olmadığım bir teoridir.
güney türk kavimleri ve tarihi olguları keza uygarlık vetirelerini kuzey türk kavimlerine bağdaştırarak toplu bir türk tarihine gidilebileceğine inanırım.
slavların italyanın beri yanı hırvatistan’a konşu slovenya’dan ta sibirya’ya gitmeleri gibidir bizim sümeria’dan sibirya’ya orta-asyaya gitmemiz.
sümeryadan ibtida türk tarihi eski ismi bilinmeye bilir...
kuzeye gitmekle hareketli ve çok değişik bir senteze sahip olabilir.
arketip’i neydi? her’alde daha sonra bu mevzuu ele alınacaktır tarih filozoflarınca.
el... eloğlu... öz... çöl kelimeleri bu mecranın hiç... azımsanacak kelimeleri olamaz.
derin sembolik mana taşıyan el... eloğlu kelimesi: türk olmanın zaman paralelinde yaşadığı her evre ve her devreye rağmen ölmeden çıkmış; gelmiş kelimelerden biridir.
karapapakların ona verdikleri değer: "eloğluyam", "eloğu" sözünü söylerken yürekten koparcasına ünlemeleri sade gözlemeğe bile çok şey çağrıştırır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.