- 578 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
TURİZMLE BAĞLANTILI SORUNLAR
Bir turizm sezonunu daha geride bırakırken, aslında artık ülkemiz için yaz sezonunun bitip kış sezonun başladığını söylemek, turizm adına sevindirici, olumlu bir gelişme.
Antalya’mızda 1980 yılında 14.046 turistik belgeli yatak varken bugün kapasitenin 500.000 ’e varması,kent nüfusunun ise 270.000’ lerden 1.000.000’ lara dayanması, son çeyrek yüzyılda ülkemizdeki sosyal hareketliliğin nedenlerine de bir yanıttır.
Turizm gelirleri çok geniş bir yelpazeye yayılmaktadır. Çalışan ve üreten insanlar şu ya da bu biçimde gerek zihinsel emek, gerekse bedensel emekleriyle bu sektörden paylarını almaktadırlar.Ancak her halûkarda BU GELİRLER YETERLİ DEĞİLDİR.ÇALIŞANLARIN SOSYAL GÜVENCELERİ YETERSİZ,AYLIK GELİRLERİ AVRUPA STANDARTLARININ ÇOK ÇOK GERİSİNDEDİR.Turist sayısı artarken, turizm gelirlerinde sayısal artışa paralel bir artış olamamaktadır.Bu çarpık tablo giderek başkaca dengesizliklerin temel nedenlerini oluşturmakta, turizm ürünlerinin fiyatlarına, maliyet nedenleri ve haksız rekâbet olarak (Konaklama -Seyahat ve Hizmet-Taşımacılık alanlarında) yansımaktadır.
Sorun burada kalmıyor, büyüyor giderek.O nedenle yaşanmış deneyimlerden dersler çıkartılarak yapılan yanlışların önüne geçilmesi zorunludur.Nedir bu yanlışlar?
Son yıllarda Rus Turizm Piyasası’nda olağanüstü bir patlama yaşanıyor.Gelen Rus Turist sayısı en önemli potansiyel ülke olan Almanya’yı geride bırakmıştır.Alt yapı olarak Rusları karşılamaya hazırlıksız yakalanan Türk Turizmi en çok Sovyetler birliğindeki dağılma sürecinden sonra Bağımsız Devletler Topluluğu haline gelen Türk kökenli Cumhuriyet’lerde yaşayan soydaşlarımızın yararına olmuştur.Yarım yamalak da olsa rehberlik hizmetleri gerek bu ülkelerden turist vizesi ile giriş yapan soydaşlarımız tarafından,
gerekse Rus Seyahat Acentalarının Türk Seyahat Acentaları ile evlilikleri sonucu, Rus vatandaşlarının Türkiye’de yasal çalışma izni alması ile sağlanmaktadır.Burada dikkat edilmesi gereken tehlike şudur; her gün yabancı sermaye akışı giderek artmakta, yabancı uyruklu çalışan sayısı artmakta, gelirler de doğal olarak işletici kim ise çalışan kim ise onun cebine akmakta, bizim bir çok vatandaşımız ise olaya sadece seyirci olarak bakmaktadır.Yabancılara ait otellerin sayısı gün geçtikçe artıyor.Bu durum bizim açımızdan kedinin vitrindeki etleri seyri ile aynı şeydir.Oysa devlet çok geçmeden gerekli tedbirleri almak zorundadır;Rusçayı kendi vatandaşlarına yaygın bir biçimde öğretebiliriz.Bir kaç yıl içinde yabancı çalışanların yerine kendi çalışanlarımızı istihdam edebilirsek ancak turizm pastasından alınan pay ülkemizde kalır.
Nitekim kontrol ve denetimlerin yeterli olmaması sonucu ipin ucu kaçma noktası sınırlarına gelip dayanmıştır.Bu on yıl içinde tam bir pasta kavgasına dönüşecektir.
Nerelerde nasıl konaklar bu yabancılar, hangi turistik güzergâhlar üzerinde seyrederler, hangi turistik mola ve dinlenme tesislerinde acaba nasıl ağırlanırlar? Mola yerleri turistik standartlara uygun mudur, yapılan alışverişlerden dolayı K.D.V denetlemesi yapılmakta mıdır, satılan mal üzerinde dünya standartlarına uygunluk var mıdır? Taşımacılık sektöründe kullanılan araçlar sürücü- model bağlamında gerekli konfora haiz midir.Yoksa sürücüler ve rehberler(!) tur arabalarına binince kendini havalara kaptırarak her türlü serbestiyi özgürlük sayarak zıvanadan çıkmakta mıdırlar?Yoksa sektör olumlu gelişme adına her türlü olumsuzluğun yaşandığı bir batağa doğru mu sürüklenmektedir.
Bir tesise giriyorsunuz yol güzergâhında; MOLA YERİNİZ ÖNCEDEN ACENTANIZ TARAFINDAN BELİRLENMİŞ; rehbere insiyatif bırakılmamış hiç; çünkü acenta işletmenin sahibi tarafından önce müşterileri kendisine getirmesi karşılığı para ile GEBE BIRAKILMIŞ!...O zaman WC kokudan girilmezmiş,BİR GİRENİN BURNUNA AKŞAMA KADAR TUVALET KOKUSU GELİR, HİÇ DİNMEZMİŞ, YEDİĞİ İÇTİĞİ İÇİNE SİNMEZMİŞ ,musluğu açınca su gelmezmiş,aksa bile su üstünüze başınıza sıçrarmış,yerler, masalar toz, kir, pas içindeymiş kimin umurunda,oh gelsin turist bir yerine beş ödesin, kimin umurunda, gerekirse rehbere bile horozlanırsın, hizmetçi olarak görürsün onu da ; çünkü acentayı bağlamak için(!) para vermiş, bilmem ne vermemiş(?) işletme sahibi.Bu rezilllikleri aşmamız zorunludur ülkemizin geleceği açısından.Acenta sahibi de rehbere yüklenir;’Dediğim yere girin, girmezseniz siz bana para verin!’
Gezi gruplarının arabalarında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın kokartlı rehberleri bulundurulması zorunlu iken,buna riayet etmeyenler de vardır.Bir otobüse bir rehber yerine, bir kaç otobüse bir rehber uygulaması var ne yazık ki?!Örneğin bir otobüs 45 kişilik diyelim, peki bir gezi teknesinde 90 kişi var ise, bu o teknede birden fazla gezi grubu olduğu anlamına gelirken, bu gerçeğin farkında olmak zorundadır Sahil Güvenlik görevlileri...Bu durumda rehber denetimi yapılırken 90 kişilik grupta en az iki rehber olmak durumundadır.Ören yerlerindeki denetim görevlileri gerekli tutanakları tanzim etme konusunda yetkili iken buna yeterince riayet edilmemektedir.Artık yeni moda; turiste gereken infoyu ören yerinin içinde değil, bilet alınan yerin dışında verilerek turist ören yerinde başıboş bırakılmaktadır, peki içeride ne yapacak tek başına grup , turist kafilesinin başına bir iş gelse, ayağı kaysa, kafası gözü yarılsa kim ilgilenecek?Harabelerden bir şeyler kırılsa, tahrip edilse kim kontrol edecek???Acaba neden???Oysa A grubu seyahat acentalarının düzenledikleri gezilerde her arabada en az bir turist rehberi bulundurması zorunludur ve yasa gereğidir.Olumsuzluklar birbirinin peşi sıra bir diğerini davet eder boyuta ulaşmış gözükmektedir.
Bu gidişle ’ Elimiz hamur, karnımız aç ’ kalacak...ÜLKEMİZİN VE POTANSİYEL GELİR KAYNAKLARIMIZIN DEĞERİNİ BİLELİM; ÇÜNKÜ GELECEĞİMİZİN EN BÜYÜK EKONOMİK GÜVENCESİ BURADA SAKLI !
Tüm değerli dostlara selam sevgi ve saygımla...
Şaban AKTAŞ
06.10.2008
YORUMLAR
Nitekim kontrol ve denetimlerin yeterli olmaması sonucu ipin ucu kaçma noktası sınırlarına gelip dayanmıştır.Bu on yıl içinde tam bir pasta kavgasına dönüşecektir..
değerli hocam turizm sektöründeki kaygıları ne güzel dikle getirmişsiniz haklı olarak...dilerim bu konuda haklı çıkmassınız..duyar büyüklerimizde önlem alırlar inşallah..
kutlarım dğerli yazınızı..
sevgim saygım selamlarımla..