- 519 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MÜBALAĞA VE ÖTESİ
Lise eğitimi almış, edebiyat dersi görmüş olanlar bilirler. Edebiyatta söz sanatları diye bir konu vardır. Kiminize zor da gelse güzel konudur aslında. Aslında bilerek veya bilmeyerek kullanırız biz bu sanatları. Mesela. Çocuğumuza: "Öldürdün beni " derken mecazlı bir anlatım tercih ederiz. Ya da kötü bir haber aldığımızda: "hayatım mahvoldu" diyerek mübalağa yaparız. Benim oğlum aslan gibi derken, teşbih; koçum gelmiş derken açık istiare yapıveririz. Söz sanatları öyle girmiştir ki hayatımıza onları kullanarak konuşmak zevk verir bize.
Şarkılarda, türkülerde de duyar ve anlarız ne demek istediğini. "bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır." diyen ozanın derdinin çok büyük olduğunu anlarız hemen, mübalağa yapıyordur. Bir arkadaşımızın başından geçen bir olayı anlatırken karşısındaki insan için: "Kaçmasam adam paçamdan kapacaktı." derken açıkça söylemese de karşısındakini köpeğe benzettiğini biliriz, çoğumuz kapalı istiarenin ne olduğunun bilmesek de.
Yukarıda anlattıklarım çocuklarımıza okullarda öğretiliyor. Her dilde olan bu güzellikler bizim dilimizde de var elbette ve öğrenilmeli de. Belki de cahil bir insanla okumuş bir insanın farkı budur. Hani bir yerde bir nükte yapılır da bir kısmı güler, bir kısmı gülmez ya.
Başlıktan da anlayacağınız gibi mübalağa üzerinde durmak istiyorum. Bu sözcük aslında terim anlamına çok yakın olarak halkımız arasında da kullanılıyor. Türkçesi, abartma. Bir konuda konuşurken onu olduğundan çok büyük veya çok küçük göstermek anlamında kullanılıyor. "Ahmet o kadar babayiğittir ki, bir omuzlasa otobüsü kaldırır." demek halkımızın anlayacağı ölçüde basit bir mübalağadır. "Denizler mürekkep, ağaçlar kalem olsa yazılmaz benim derdim." demek de mübalağa sanatıdır, anlatıma güzellik katar. Ya da :" Başbakanlık da ne ki, ben boş zamanlarımda yaparım onun yaptığını" demek yine mübalağadır.
Mübalağayı kullanmak güzeldir de, yalnız ilahi konularda biraz dikkat etmek gerektiği kanaatindeyim. Bakın şu örneklere:
"Seninle cehennem ödüldür bana/ Sensiz cennet bile sürgün sayılır." veya
" Cennete değişmem saçının telini", " Rabbim adaletin bu kadar mı?",
Söylenenlerle elbette edebiyat yapılıyor. Ama bunu yaparken ne olur bir yerleri yıkıp dökmeyelim. Belki bu sözlerinizle muhatabınızın sevgisini kazanabilirsiniz. Ama unutmayın ki asıl kazanılması gereken Allah’ın sevgisidir. Onu kazanamazsanız vay halinize.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.