- 370 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ORANTISIZ BEKLENTİLER
Dünyada hiçbir olay kendi başına değil. Öyle bir nizam kulmuş ki, öyle bir hesap kitap var ki, sizin yapacağınız sadece bu düzeni anlamak.
Her insanın şu hayattan beklentileri var. Genellikle zengin olmayı, sağlıklı olmayı, iyi bir evlilik yapmayı, insanlar tarafından saygı görmeyi … umarız. Peki bunların karşılıksız olduğunu mu sanıyorsunuz? Mesela, hiç çalışmadan zengin olmak gibi. Hiç olmamış bir şey değil elbette, zaten buna da piyango deniyor. İyi de hayatımızı bunun üzerine mi kuracağız? Sürekli gerçekleşen kaideler varken, biz hayatımızı milyarda bir olan durumlar üzerine mi kuracağız?
Ben özellikle gençlerin beklentileri üzerinde durmak istiyorum. Başta söylediğim gibi, beklentin ne, bunun karşılığını veriyor musun? Liseli gençleri çok yakından tanıyorum. Liseye adımını atan her genç iyi bir fakülte beklentisindedir. Onun önüne dört yıllık bir süre konur ve denir ki, hadi bakalım değerlendir. Tüm suçu onlara bulmamakla birlikte bu süreci en iyi şekilde değerlendiremeyenlerin beklentilerini de bir gözden geçirmeleri gerekir, kanaatindeyim, ya da hızını, enerjisini beklentisi oranına getirmesi.
Bir de beklentilerin mantıklı ve tutarlı olması da önemli. Hayallere dayanan beklentiler için ne kadar çalışırsanız çalışın sonuçta bir hayal kırıklığı kaçınılmaz olacaktır. Çalışmanın düzeyi kadar kapasite de bilinmeli ve hesaplar ona göre yapılmalıdır.
Aslına bakarsanız bazı konularda gençlerin beklentileri orantılı ve mantıklı da. Belki bunu planlayarak, bilinçli bir şekilde yapmıyorlar. Karşı cins konusunda beklentilerin büyük bir kısmı orantılı aslında. Bir genç oğlumuza bakın. Yaşayışına, giyinişine, inançlarına bakın. Sonra da karşı cinsten beklentilerine…
Düşük kemer, kirli, bol bir kot paltolun üzerinde çöpte bulsanız almayacağınız bir tişört. Saçlar kendi bildiğince uzamış, ne zaman bir su gördüğünü kendi bile unutmuş. Bolca jöle ile kaplanmış. Tarakla ilgili hiçbir anısı yok. Ya sabah katlığında yastığın verdiği şekille dolaşıyor gün boyu ya da jöle ve parmakların. Yeni çıkan sakal benzeri kıllar da hürriyetten sonsuz yararlanıyor. Şimdi bu gencimizin üzerine gittiğinizde, ne yapayım kızlar böyleden hoşlanıyor, diyor. Eski terbiye ve mantığa göre olacak şey değil. Böyle bir tipten ne koca olur, ne de böyle biri ile hayat geçer. Düşünebiliyor musunuz, böyle bir tipten baba olmuş, çocuğunu terbiye ediyor.
Sizin mantığınıza aykırı da gelse, çocuğun dediği doğru. Çünkü karşısındaki tip de ondan farklı değil. İşte burada orantılı beklenti devreye giriyor. Kızımız aslanda tam kendisine yakışanı yapıyor. O da biliyor ki düzenli yaşayan, titiz bir genç seçse onun beklentisini kendisi karşılayamayacak. O zaman ortak nokta tembellik ve günübirlik ihtiyaçlara dayalı bir hayat. İşte zevkler de böyle şekilleniyor. Aslında idealin, o güzel giyinen olduğunu biliyor ama uzak duruyor, hatta alay bile ediyor.
O zaman sorun yok diyeceksiniz. Doğru atalarımız:”kel başa şimşir tarak” demişler.
Ama bu ikisi birbirlerini sürür giderler, diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Hayatın gerçek yüzü bu değil. Bunlar sözde birbirlerini severek evlenseler de, karşı cinsten beklentim yok, diye düşünseler de, yarın ilk beklenti karın açlığı olacaktır. Tabii ki bunu da ömründe hiç yemek yapmamış, yemek yapmayı aşağılık bir iş kabul eden kızımızdan bekleyecek oğlumuz. Kızımız da yine bir şey beklemediği, peşinde günlerce koşarken bu adamın bir işi var mı, yarın evlenince aileye nasıl geçindirecek diye düşünmediği beyden para kazanmasını umacak. Daha sayayım mı? Mesela çocuk olduğunda.
Şimdi anlıyor musunuz, neden boşanmaların bu kadar arttığını? Kaygılanmayın canım, onun da çaresini buldu gençler. Artık evlilik, nikah da aranmıyor. Oldu da bitti maşallah.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.