- 1109 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Tapu
Tapu..
Allah gani-gani ra(h)met eylesin;
dedem ıramatlıkdan galan yerleri ben üleşdirdim;
en böyükleri; bobam
ıccık hasda olunşada mı ne?
en böyük torun olalak bana “sen bilin” dedi
“-bi araya ğelin, haz-öz gardaş gibi
kimsenin hakkı kimseye ğeşmesin
eli-ğünü kendinize güldürmeyin
“hacının o(ğ)lannarı da emme malcanlıymış; ha!
gız gardaşlarına sehim vermemişler”
“bobalarının kemiklerini sızlatdılar”
“emme de gökgörmediklerimiş”dedirtme(yi)n” dedi.
üleşdirdim halalarıma, emmimgile
hepiciğinin birer uşaklarıynan
“mürekkep yalamış”ıyın deye
önşe okardan aşşa tarlaları
kime münasibise; galannarı da
ona ğöre;
her birine tek tek sordum;
“gabil mi gardaşım?
“Allah ırazı ossun aga” dediler herbiri”
Allahları var heş biride burun gıvırmadı
“hu höyleymiş, böyle ossun” demediler
yönü geri zokurdanmadılar
onun-bunun yanında söylenmediler
bana düşdü isder isdemez
mamele işleri de
binersin bazar arabasına
dôru tapı dayırasına
tevatir kırk gişi tarif etdi
herkeşden evela ğetdim
bekleşdim, sahat dokuz,
tapı deyince biz,
tapıcı Kasım Bey gibi efendiler biliriz
emme gazın aya(ğı) öyle deği(l)
!
annatdım ilk gelene
“-durum” böyleykene böyle
“melit beyi bekle”
çaresiz bekledik; geldi..,
şehla, saçı geri daralı biri
neçeden sonura işaret etti
takkayı ba(ğ)rımıza aldık
ona da annatdık..
“durum” böyleykene böyle
!
“-ver makeme ilâmını”
“-ne makemesi,
ne ilâmı abe(y)”
öte yandan biri dedi ki,
“-sen önce makemeye gedecen”
?
len ne makemesi,
“-dedem öldü, eceliyne
yaşı doksan küsurudu zati
işdecik mıhdar da tasdikleyvidi
nüfusdan da düşürtmüşün zaba(h)le(yin) beri”
beriki biri; adam dölü belli
“-yoğ öyle deği(l)” dedi,
“-oradan bi garar getirecen”
len ha gapberif hunu baştan beri
desen de halletsem ya
emme kimin umurunda ben köyden gelmişiyin
geçi-goyun varımış..
çoluk-çocuk beni beklerimiş..
ne deyelim
şer(i)atın kesdiği barnak acımaz dedikleyin
“-pekey” dedim
seğittim vardım,
geşmiş gün aradım buldum dedikleri yeri
galaba(lık)
tapı-mapı deği(l)
tam bi garın ağrısı vallahi
uzatmayalım vardım,
hemen alt gatın girişinde
onnara da izah etdim
“-durum ….” böyleykene böyle.. böyle
“tapı dayırasından kıyat isdeyollar” dedim
“-doğru” dedi, adı da Şengül’ümüş
adamın biri
“-amma onnar bize bi yazı yazacak
falan köy, falan mevki,
adası parseli
adı-soyadı, değil mi
olur ya üsdünde iputek olabili(r)”
len ne iputeği dinine yandımın yau?
adamın iputeğinen-mupiteğinen ne işi olabili(r)
Allah var; yalan olmasın, son deminde
gene de gulağına eğildim, sordum,
“-borcun var mı dedee borcun?”
“-şükür emrine, Allaha bi can borcum mar” dedi,
Allah bilip duru(r)
“-Allahdan başka kimseye borcum-morcum yok”
“üş gün yatak,
dördüncü ğün toprak
şafatından mahrım etme Ya Rebbim”
deye deye getdi zati,
öte sözün beri başı
nayeti amma adam haklı,
bizatihi.. bu onun görevi
başıma gelmeyincek, ne bileyin akarı-kokarı
gerisin geri üçer basamak tüngülelek
vardım tapı dayırasına gerisin geri
işimin ebi-cetdi
tem-ters gedeceği belli
cinlerim depemde vallahi billahi
garnıma bi ağrı ğirdi
bak gör Allahım gari
kimse sıra vermekden yanna deği
ite-kaka ulaşdım şehla gözlüye
kiyat vercemişiniz abe!
bu sefte orta yerde; gabak gafalı bi adam,
sil baştan anlatdım, gari şefleri
dedim böyleykene böyle
adam bana kırk dereden su getirtdi
en sonunda nüfus cüzdanımı isdedi
“-ya sahte evrakınan,
birinin tarlasını
başgasına yıkıvırıyosan” dedi
“-üçüncü şahsın hakkını gorumanın gereği
bi başgası gelse de değil mi”
len bu üçüncü döyüs kim..
beninen verese mi?
…
len dedemin tarlasının hepsini bana verseler neneyen
geşmiş gün Şamkerten,
Tollardan Yüz, İnce Tarla,
iki dölüm de su-mu bilmez Sulakyurt da
süren diken olmaz Çataldepe sırtında
hepisini topla
kırkpara etmez cavır parasıyna!
nassı aklımıza gelmedi
haklı vallahi-billahi
de!
benim etiyacım mı var epap
“-olmaz sa”
“-yoğusa bizim bildiğimiz iki şahit” dedi
“len …na godumun döyüsü
töbe estağfirullah
Allahın bi dağının gariben bi köylüsü
senin kimi bilip kimi bildiğini
ben nerden bileyin
Allah Allaahh
..
Allahın onarcağı ya
“-fırsatım olursa
muvazzaf yokalmamı yapdırın”
deye o gocaman defteri yanıma aldıydım
uzatdım “meh-buyur” bakalım
?
adam bakdı başga gaşcak yer galmadı
“-sen gene de iki şahıt getir
..
vereselerin haklarına razı oldukları ne malim
iki ğün sonura etiraz ederlerse?
ben ne bilcen?”
“valla billa etmezler abe!”
?
“gurra çekdik emmi-dayı uşaklarıynan”
“-bekle” dedi, terk etdi dayırayı
bekledik eli-makım it gibi!
bekle Allah bekle gari
adamdan habar-mabar yok
valla ayaklarıma gara sular endi
sordum, aklıma ğeldi
adam bazar bazarlamaya ğetmiş olabili(r)
öyle ya haftadan haftaya bi bazarı adamların
bizim iş talik oldu ö(ğ)lenden sonuraya
ikindine bile etişmez oldu belki
adam bazarın hepiciğini gezenledi demek ki
“-nerde ğaldı bu adam” deye gürleyince
ordan göbekli nemrut garının biri
“-senin iş uçu arşife endi ya!” dedi
len benim arşifde ne işim mar?,
demek ki adam yağlı boyaynan filen boyaycak
ötekinner de ters ters bakınca naçar,
geri fitese dakdım, anında menevre
“hamfendi benim gorkum mesayinin biteceği
köyün gamyonunu gaçırmayan deyye”
gene de herkeş gafasını sağa-sola salladı sanki
neyise hinci;
derkene adam geldi,
habar almış diklendiğimi belli
hitdetlendi bana
“-ne böğürüyon len!” dedi
horsasını alamadı bu tefa
söğercesine “dana!!”
öküz dese, boğa dese alınmaycan ha
bireş ağırıma getdi “dana”
adama bakdım gözucuyna
elinden gelse avkalacak gibi
işimin görüldüğüne bakayın deye
ses etmedim
“süt dökmüş kedi gibi”, maçıp-maçıp
öğüme bakdım
“-işim acala da, gusura bakma ağbi
değilise valla üş gün de;
üş gün beklerin hani”
bekleşennere de mani olmamalı tabi;
herkeş elinde kiyat; gapıda bekleşipduru
adam yüzüme bile bakmadan,
şakgadak elime dutuşdurmasın mı
dedim kendi kendi ne “n’oldu hinci”
“ne bu?”
afalladım galdım..
ürke-ürke sordum “tamam mı”
adamın canı sıkıldı
boynunu bi o yanna, bi bu yanna
elinden gelse bi şamar aşgedecek
etrafımdakınnar çakdırtmadan itelediler
“hinci bela tütecek”
“hurdan miktir ol get” dercesine
“aldın işde eline, ilam mı neyise..”
“get gardaşım” dercesine
?
ulen madem bu gadak golayıdı da
yüzüme bile bakmadan vercedin de
vahtıynan herkeşin ilamını makemeye versen de
yeter ya, yeter!
Muhammet ümmetini çık üçe, in bire,
etmesen ye?
zati benim can burnumdan çıkıp geder;
Allah Allah?!!
ordan aldım kiyadı gaparına gapmaz
ardıma bile bakmadan, bi sevincinen
“Allah ırazı ossun abeyy” deyelek
zapıradak yallah Şengül beye
“-şükür işi halldecez deye”
seğirtdim vardım makemeye
adam hemen yazacağdı,
yazzıık eli varmadı, elindeki galemiynen
evirdi çevirdi
ya-ah, cızdı, ı-ıhh!
“-olmadı” dedi
beynimden vurulmuşa döndüm..
gafamı dağlamışlar gibi
gurşunnamışlar gibi
annıçatıma daş yemiş gibi oldum..
..
ele! dinine yandımın şe(hi)rlisiii..
bellim bellim besbelli ürüşvet isdeyollar
anaforcu döyüsler
alışmışlar köylüden götürmeyi
“-on gün de olsa bekleycen
emme ürüşvet-mürüşvet yok ,
valla vermeycen” dedim içimden
“-benim işi mezbur yapcaklar”
bobalarının hayrına mı
bu iş uçu mayış almayollar mı?
??
diklendim adama
“neyye beyefendi?”
“-senin deden bobası “hasan”, deği mi”
“-hı-hı! evet” dedim
“-burda üseyin yazıyoru gardeşim” dedi
bildik-bildik, fıldıratdı bizim kiyadı
benim yelkenner anında suya
“-etme eyleme Şengül Abi..
“-adamın adı “hasan”,
“hasan üseyin” ossa hadi bi-taha
emme deği ki,
hadi “hı” decen emme ” deği!”
??
“tapıdakınnar düzeltsinner”
..
ulen bunnar gumpanya
o, ona, o gerisin geriye
o ötekine, öteki berikine
gafalarında gurmuşlar varangeleyi
şamşeytanı bunnar valla
köylüyüz ya!
..
çaresiz döndüm gerisin geriye
sovuk terler içinde vardım,
esginkinden da ma(h)çıp
durum böyle, böyle
annatdım birbir
Şengül Beyin dediklerini
adam “-gardeşim bi senin işin mi var
böğünün adı bazar,
otuzaltı pare köy böğün burda
bak sırada bissürü bekleyenner vaa(r)
en eyisi mi sen böpün get, yarın gel”
!
nalet ossun, emme ürüşvet-mürüşvet yok
istermezse bir ay gedip gelecen
..
elden ne ğeli, yapcak bişiy yok;
mezburen devrisiğün zabbahdan
Gövcelli Köprüsünden
ver elini gasaba!
Allah var ya ıçcık peynir,
yoğurt-dolaz alağetdim
n’olur nolmaz, öyle ya adam haklı
bi derdi ben miyin
“abey şu bizim işi
………
gözünü seveyin”
…..
ana;!
valla adam, yüzüme bile bakmadı
“-ben dün bakdım gardeşim ona
orada “üseyin” yazıyoru
benim yapcağım bişiy yok
isdeyosan gene hüseyin yazayın”
yahu abey
ı-ıh
aman-zaman
“-valla olcağı bu bunun”
abey-mabey kar etmedi
hay senin yapıvıcağın işin
……………. dedim
atdım kendimi dışarıa
durduk yerde.
elimden bi gaza çıkcak valla
bizim köylü
Cöbe Dayıyı buldum
yoğurdu peyniri ona verdim
dedim durum böle böle
“-len o arkadaş eyidir”
“-eyiyse madem
düş öğüme isbat et hadi”
vara-vara vardık, tapıya
yanında ben olunca
ona da
aynı terane
“-Osman abe orada “üseyin” yazıyoru
ben de orda gördüğümü yazıyon
gafamdan uydurup da yazmadım kiyne
tanıman etmen
durduk yerde bu arkideşin eşşeni neyye yokuşa süren
söz temsili orda
“osman” yazıyo olsa da
ben hasan yazsam olu mu”
“-dooru olmaz”
“-ee üseyin yazıp durukana
ne deye hasan yazayın”
……
“-haklısın emmee;
emme bu epap mağdır;
ne idersen isde
ben kefilin,
bunun olcağı ne”
“-olcağı bu”
“boşuna uraşma abe!
bak bekleşen vetandaş vaa
get müdüre zaten gonuya makıf
yazılı olalak emretsin ne derse yapacan
hinci bana müsade” dedi
dese de
yönü geri zokurdanmaya dövam etdi..
yapcak bişi yok..
gasaba da en namlı Cöbe Dayı da kâr etmedi ya?
Üssüğün Melide getdim
Mırı Şabanın dünürünün, dünürü alimiyoncu Şevket Ağaya
Bakgal Iramazana,
Davıda
öğüme ğelene, dert yandım
tapıcıyı kim tanıyo dedilerise ayağına vardım
kimi eletdiysem “ı-ıh”
nuh deyo, peygamber asla!
geri ğeldim yalvardım yok
zabala herkeş durmuş bize bakıyodu
hinci herkeş işinde gaydında
“-abey ne isdersen vereyin
benim hu işi halledivi
köye getcek yüzüm galmadı”
“?”
yoğ Allah yok.. adam “nuh deyo peygamber demeyo” asla;
vay anasını
atıyo bana fırçasını, havasını
ben ona dünden ırazıyın da
bi de işimiz olsa..
“-işiniz olmadımıydı yalvarıyonuz,
işiniz bitdi mi?,
“hıh dedim içimden yumuşadı hadi hayırlısı”
“-işiniz bitti miydi?
yakın semtimize uğramayonuz
işin görülsün deye
herkesi buraya toplayon
o tefderi ben mi yazdım hıyarağa,
orada öyle yazıyo tamam mı..
Alla(hı)n cahal danası..!
..
iki ğün sonura gastelerde
iresmimiz çıksa
“sahte belge muhteviyat düzenlediler de
vatandaşın malını elinden aldılar” deye
o zaman ortaya çıkıp da
“yok meselenin aslı öyle değil böyle”
“tapıcının bi gasdı yok!”
“onu bizzatihi ben yanıltdım”,
“hatırını gıramaycağı kişileri devreye sokdum”
“o bana doğrusunu yazdı verdiydi
emme ben kendim değişdirdim” deye dermin
“ıhı sana çızık, vallaha da demezsin
billaha da demezsin”
“-derin, dememiyin abe
yeterki sen imzalayvı bi, ha!”
!
“-valla da demezsin, billa da demezsin
sen işiyin görüldüğüne bakıyon emme
ben imza atıyorun bu evrak-ı müsbiteye boba!
mesuliyet bana geçiyoru direkmen
?
ben attığım imzanın ömür boyu
vijdan azabını çekerin
değil Yörük Osman, değil kaymakam
yerden bobam çıksa
gövden Allah emir verse
kimse bana bunu imzaladamaz
annadın mı?”
!?**? “”
“-e valla haklısın abey de
ben sırf bunun uçu geldiydim
dün uçu böğüne talik etdiydin
?
“pekey” dedim, birez sonura
araba getmeycek olsa
önemli deği(l) valla
acaba yarın gelsem; acaba”
diyecek oldum ya-a!
“-isdersen alt(ı)ay gel-get gardeşiiim
benim yapcam başga bişiy yok”
“-eyi de abey, biz hinci n’apcaz”
“-valla o senin meselen
Beni zırnık gadak ırgalamaz”
bin yalvar, rica minnet
“olmaz, da olmaz”
“abey çıkar bi yol gösdert”
“yok”
seninki yanıma ğeldi
elimden kiyadı aldı
“isdemeyosan vee gardeşim” dedi
kiyadı elimden gapdı, yırtdı
tam o ara, bakdım
seyirciler bıkmış bizim piyesden
herkeş işinde gaydında
kimseye çakdırmadan
yumruğumu bokis etdim de
ben bunun böğrüne
bi endirdim
“hang” deye
iki büklüm oldu-ğedti valla
“-evet”
…
“-gardeşim esgi yazı bu
hasana sinek sışsa
üseyin olu”
..
“-bu da öyle olmuşdur haralda
al-gel şunu, gardeşim ya
hasan yazıverelim olsun-bitsin!
vatandaşı ikki ğündür neye yoruyoz,
yorgunu yokuşa sürüyoz
o razıysa ben neydeyin”
“-maksat vatandaşın işi görülsün”,
hemen yazdı,
uzun uzun imzaladı
mühürledi, elime uzadtı,
emme hala böğrünü dutuyodu
ardıma bile bakmadan doru Şengül’e
ani-takke tamam
“sağol” deye bi yanına varayın
peynir yoğurt isder mi
öyle ya “bi ta işim düşer”
“gusura bakma abey” deyeyin deye
işim bitince okarı çıkdım
tufalete ğetmiş
gelmemiş
baya bi bekledim emme
illa bi “Allah ırazı olsun” deycen neyeyse
..
araba gaçacak deye
ardıma baka baka
endim hökümet konağından
ondan sonura da yüzüm dutup da
varamadım yannına
adı hinci aklıma ğelmeyo
emme o ğün hiş demediysem
beşyüz tefa,
dediydim
ezberlediydim
valla-billa
neyse, olmuş işim,
bişmiş aş su isdemez
zati adamın ismini
zikretmek de gerekmez”
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.