- 758 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Kıymet bilmek öylemi olurmuş...
Bunca geç rastlamıştım da… Niye erken kaybettim? Seni bulmadan öncesini hatırlamak istemiyorum… Bomboş, amaçsız ve yapmacık gülüşler arasındaymışım… Senden sonrası mı? Bilmem senden sonram oldu mu benim?
Bir gün tekrar görür müyüm acaba seni? Umut edecek kadar inanıyor muyum seni tekrar görebileceğime? Ne fayda! geri gelmeyeceksin! Zaten hiç bana gelmedin yanımdayken bile, şimdi uzağımdayken geleceğini ummak delilik değil mi?
Ne de ziyan etmişim “senli” zamanlarımı oysa… Kendime sık sık hatırlatırdım; “ bak kıymetini bil o gidecek, büsbütün onsuz kalacaksın”. Sonra kendimce kıymetini bilirdim yanımda olmasan da yakınımda olmanın…
Ah… Kıymet bilmek öylemi olurmuş…
Biz insanlar kıymet bilmeden neyin değerini biliyoruz ki! Onca içimden gelmesine, hatta içimin taşmasına, rağmen sarıldım mı, bir kez sarılabildim mi? Senle göz göze gelmiş, yakalanmış olmayı umursamadan, yüzüne doyunca bakabildim mi?
Ah… Kıymet bilmek öylemi olurmuş…
Yanındayken kıymeti ne kadar anlaşılıyormuş ki…
***
O yakınındayken “sensizim!” diye sitem ederdin, onsuzluk nasıl oluyormuş, buram buram dolup taştı mı şimdi için onsuzluğun sancısıyla!..
***
Şimdi ne “sen”im var , ne de eskisi gibi basit “sensizliğim”!
Geriye kalan… izin verilmemiş ve birileri tarafından her önünden geçişte çomak sokup karıştırılmış bir yalnızlık…