- 1074 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
ŞEKER ANNE - 2
-2-
Bu saatte zili çalan apartman görevlisinden başkası olamazdı. Çöp torbasını alıp kapıyı açtım. Karşımda bir polis memuru, genç bir adam, sekiz on yaşlarında bir kız çocuğunun elinden tutmuş genç bir kadının duruyordu.
“Birce hanım siz misiniz?” Diye polis memuru sordu.
“Evet! Dedim, benim.”
Bu kez genç kadın heyecan içinde atıldı. İki elini birbirine kavuşturarak; “Lütfen kusurumuza bakmayın, aramadan kapınıza geldik” dedi. “Annemizi siz bulmuşsunuz, abim haberi verir vermez kendimizi burada bulduk. Minnettarız ona gösterdiğiniz ilgi alakaya!”
İhtiyarın ailesinin çabuk bulunmasından çok mutlu olmuştum. “Rica ederim, ne demek” dedim. Lütfen buyurun içeri, salonda kendisi. Ama uyuyor şimdi.
Polis memuru aileyi kavuşturduktan sonra evden ayrılmıştı. Biz de salonda teyzenin karşısında oturuyorduk. Tahmin ettiğim gibi teyze birkaç yıldır Alzheimer ile boğuşuyormuş.
Genç kadın “ bazen her şeyi gayet iyi hatırlar, bazen de bir çocuk gibi olur annem” diye girdi söze. Çalışan bir kadın olduğu için bir yardımcı eşliğinde annesine evde bakıldığını torunu Ayperiyi bazen kendisiyle karıştırıp kızı sandığını, günde bilmem kaç kez, “daha okuldan gelmedi mi?” diye sorup durduğunu anlatırken, gözlerinden akan yaşlara engel olamıyordu.
Belli ki bu yaşananlardan o da çok üzülmüş ve korkmuştu. Haklıydı, böyle beklenmedik olaylarda insanın aklına her zaman en kötüsü gelir nedense.
Genç adamsa nispeten daha sakindi. Karakoldan ilk onu arayarak annelerinin bulunduğundan haberdar etmişler. Kardeşini “Şükür ki sağ salim bulduk annemizi ağlama artık Gülperi’cim!” diye kardeşini teselli ederken, bana bakışlarında da sanki minnet ifadesinden çok daha fazlası vardı. Ya da muzip yanıp öyle hissetmişti işte.
Yakınmış adreslerimiz de. Bir mahalle aşağıdaymış evleri. Nasıl olduysa artık bir anlık boşluktan istifade, teyzecik evden çıkıp gidivermişti işte.
Gülperi “Zaten hep gitmek istediğini tekrarlar durur “ dedi, “benim şeker annem. Artık nereye gidecekse!”
Bakıcı kadın onun evde olmadığını fark ettiğinde çok endişelenmiş. Suçlanacağı korkusuyla bir süre kimseyi arayıp, haber vermemiş. Kendi çabasıyla ihtiyarı bulmaya çalışarak sokakları dolanıp durmuş. Başarılı olamayınca çaresiz bildirmek zorunda kalmış. O yüzden de kayıp ihbarı karakola geç bildirilmiş.
Hararetle yapılan onca konuşmaya rağmen ihtiyar hala uyanmamıştı. Çok yorgun düşmüştü besbelli. Battaniyenin altında ısınınca yorgun bedeni, derin uykulara dalıp gitmişti.
Gülperi kızına seslendi. “Hadi Ayperi usulca sen uyandır şeker anneanneyi!”
Sarı saçları lüleli, yanakları gamzeli Ayperi, pek de şirin bir şeydi. Hemen yerinden kalkıp anneannesinin yanına giderek, kanepenin kenarına ilişti.
Minik elini ihtiyarın gri saçlarına götürüp eğildi ve birkaç kez usulca “Şeker anneanne, şeker anneanne, ben geldim!” diye, seslendi. Hayrettir, İhtiyar onun sesini duyar duymaz gözlerini açıverdi.
“Gülperim!!! Diye sevinçle gülümsedi. "Geldin mi?” Kendi kızı sanmıştı yine torunu Ayperiyi. Birbirlerine bir sarılmaları vardı ki görülmeye değerdi.
Akşam akşam yeterince kasmıştım kendimi, daha fazla tutamayarak, ben de gözyaşlarımı saldım gitti. İçimden ne tatlı bir aile bunlar, ihtiyarı da nasıl şeker, şeker diye seviyorlar diye geçirirken, adının gerçekten de “Şeker” olduğunu öğrendim bu arada.
Annelerine bir zarar görmeden kavuşmanın sevinciyle, uğurlarken onları, genç adam elini uzatarak, gösterdiğim duyarlılıktan dolayı teşekkürlerini bir kez daha yineledi.
Tam dönmüş giderken durdu ve kendisine müsait olduğum bir günde, bir akşam yemeği ile ayrıca teşekkür etme fırsatı verirsem, çok mutlu olacağını söylemesin mi!
Hali, tavrı ve bakışları öyle etkileyici ve elimi kavrayışı öyle samimi ve içtendi ki, hiç düşünmeden “Tabi, neden olmasın! “ deyiverdim.
Hani derler ya, “hiçbir şey nedensiz değildir, karşınıza çıkan insanların vardır ille ki bir sebebi! “Şeker anne de benim karşıma boş yere çıkmamıştı belki.
BİTTİ
***
YORUMLAR
Şeker anne güzel bir hikaye idi. Güzel başladı güzel bitti. Tebrikler. Kaleminiz durmasın.
Selam ve saygılar.
Billur T. Phelps
Beğenilerinize ve sayfamı ziyaretinize teşekkürler
Billur T. Phelps
Beğendiğinize memnun oldum.
Ziyaretinize teşekkürler,
Annemin adı Şeker değildi ama elinde şeker torbasıyla gelene geçene şeker verirdi. Geçen sene kaybettik . Yazının başlığını okuyunca birden annemi anımsadım. Annemde çoğu zaman kaybolur dönüş yolunu bulamazdı.. Şeker tadında çok güzel bir yazı okudum . Kaleminize sağlı.Onlar bizim baş tacımız ve sağlığnda kıymetini bilmemiz lazım.
Billur T. Phelps
Evet...
Hayattayken kıymet bilmek gerek. Arayıp sormak, gönül almak, sevgiyi hissettirmek.
Ben de annemi bu hastalıktan kaybettim. Yaşayana da, çekene de zorluğunu gördüm :(
Önce ekmeklerin bozulmasıyla başlayan ülkemizdeki bizleri birbirine bağlayan değerlerin gün gün yıl yıl erozyona uğradığı ve bu erozyonun hızla devam ettiği günümüzde insanlık adına içimi ısıtan bir yazı.
Kutlarım gönül sesinizin yüceliğini ve öykünüzün güzelliğini Billur hanımefendi.
Emeğe ve sanata saygımla...
Billur T. Phelps
İnsanlık öldü diyoruz çokça ama , biz onu ayakta tutmaya çalışan kesim içindeyiz şükür..
Saygılar,
Ne kadar hoş bir final oldu.
Bu "ŞEKER ANNE" iki bölümlük bir yazı gerçekten
ŞEKER tadındaydı.
Beklediğimize değdi. Yumuşacık, sıcacık bir yazıydı.
Teşekkürler. Saygılar.
Billur T. Phelps
Aslında farklı bir son yazmak istedim.
Yani Sami hocamın düşündüğü gibi bir ters köşe yaparak.
Ama güzel başladı, güzel bitsin dedim.
Takibiniz için ve okumayı yarıda bırakmadığınız için teşekkürler.
ve saygılar