- 591 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Cumhuriyet Üniversitesi Öğrencisi Ahmet Türk ile...
Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Hizmet uzmanlığı öğrencisi ve Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Hizmet Kulübü Başkan Yardımcısı Ahmet Türk:”Bu meslekte öncelikle insanı her koşuluyla sevmeyi onu anlayabilmeyi, sorunlara çözüm bulabilme yeteneğini ve sorumluluk sahibi olmayı öğreneceksiniz. Unutmayın ki seçeceğiniz meslek ideallerinize uygun olmalı.”
SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
AHMET TÜRK-Merhabalar. Ben AHMET TÜRK. 1995 yılında bozkırın ortasında bir vaha olarak gördüğüm Konya/Ereğli’de dünyaya gözlerimi açtım. İlköğretimimi Barbaros İlköğretim Okulu’nda dereceyle tamamladıktan sonra lise eğitimimi bölgenin saygın okullarından Ereğli Lisesi (Anadolu)’nde bitirdim. Lisans eğitimimi ise Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölümü’nde tamamlamaktayım. Anadolu Üniversitesi’nde İlahiyat eğitimime devam etmekteyim. Halen Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölümü Kulübü Başkan Yardımcılığı, Rektör Danışmanımız Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Recep Toparlı Hocamızın teveccühleriyle Cumhuriyet Üniversitesi Engelliler Birimi (CENGEL) Üniversite Temsilcisi görevlerini yürütmekteyim. Fidan Yazıcıoğlu Kültür Merkezinde hafta sonları CODA dediğimiz ebeveyni işitme engelli olup kendisi işitme engelli olmayan; iki dil ve iki kültürle yaşayan çocuklara gönüllü olarak ders vermekteyim.
SORU- Sosyal Hizmet Uzmanlığını hangi kriterlere göre seçtiniz? Tercih ederken nasıl bir araştırma yaptınız?
AHMET TÜRK- Açıkçası bu bölümü tercih listeme yazmadan önce çok da fazla bir bilgiye sahip değildim. Gerek meslek çalışanlarından aldığım bilgilerle ve gerekse hocalarımın yönlendirmesiyle sıkı bir araştırma yapmaya başladım.
Öncesinde aklımda bulunan bölüm psikolojiydi. Psikoloji bölümüne alternatif bir bölüm araştırdığımda karşıma sosyal hizmet bölümü çıktı. Sosyal Hizmet Bölümünü araştırdıkça insani boyutların bu meslekte ne kadar öne çıktığını ve bireyi yapı taşı alıp toplumun refahının gelişmesinde büyük bir etkene sahip olduğunu gördüm. Bu benim en büyük hayalimdi; toplumun dışına itilmiş insanları topluma kazandırabilmek. Bireyi bulunduğu dezavantajlı durumdan, daha iyi bir seviyeye taşımak. Gördüm ki Sosyal Hizmet mesleği bunun temelini sağlıyordu. Aile, çocuk, yaşlı, kadın vb. gruplarda meydana gelen sosyal sorunları incelemesi, sivil toplum ve siyasetle ilişkili bir meslek olması ve bütün bunları ele alırken çok disiplinli olarak psikoloji, sosyoloji gibi alanlara hâkim olması gerekliliği beni bu bölümü yazmaya iten önemli bir nedendi.
Bu meslekte öncelikle insanı her koşuluyla sevmeyi onu anlayabilmeyi, sorunlara çözüm bulabilme yeteneğini ve sorumluluk sahibi olmayı öğreneceksiniz. Unutmayın ki seçeceğiniz meslek ideallerinize uygun olmalı.
SORU- Neden Sosyal Hizmet Uzmanlığı ve neden Sivas?
AHMET TÜRK- Sosyal Hizmet, hayatının belli bir kısmında ya da tamamında mağdur veya istismar edilmiş kesimlerle ilgilenen onların hayat kalitesini yükseltmek ve sosyal refah düzeyini olabildiğince iyileştirmek için çalışan bir alandır.
Hayatım boyunca yardım etmeyi sevdim ve bu dezavantajlı kesime yardım etmek onları bir nebze olsun gülümsetmek için bu bölüm ideal. Yuvada bir çocukla sarıldığınızda, huzurevinde bir amcayı öptüğünüzde, bir engellinin engel duvarlarını kırmasına yardımcı olduğunuzda aslında hayatın ne kadar yaşamaya değer olduğunu anlıyorsunuz ve onlara elinizden gelenin fazlasını yapmak için işinize daha kuvvetli sarılıyorsunuz.
Neden Sivas sorusuna gelince açıkçası bu sorunun pek bir cevabı yok. Tamamen kaderin bir cilvesi diyebiliriz. Özel bir sebebi yok ama Sivas’a geldiğime pişman değilim. Tarihi ve doğal güzellikleriyle insanı kendisine bağlayan bir şehir. Bu memleketin havasını koklayan insan pek kolay ayrılamaz Sivas’tan.
SORU- Ailenizden bahseder misiniz? Anne, babanız ve kardeşleriniz ne iş yapar? Onların sizin çabalarınıza bakışı nedir?
AHMET TÜRK- Babamı 2004 yılında kalp rahatsızlığından dolayı kaybettim. O günden itibaren annem ağabeylerime ve bana hem annelik yaptı hem babalık. Hayatta ki en değerli varlığım olan annem ev hanımıdır. Hayatını çocuklarına vakfetmiş bir Anadolu kadınıdır.
İki ağabeyim vardır. Büyük ağabeyim Ali, Ege Üniversitesi Ziraat Mühendisliği bölümünü bitirdi. İç Anadolu bölgesinin en büyük süt üretim tesislerinden olan özel bir çiftlikte sorumlu mühendistir. Evli ve bir kız babasıdır.
Küçük ağabeyim Samet, memleketim Ereğli’de gözlükçülük yapmaktadır. Evli ve iki erkek çocuk babasıdır.
Hayatımın her alanında en büyük desteği ailemden gördüm. Ailem her daim kararlarımın arkasında durdu. Hiçbir zaman desteklerini esirgemediler. Aileme çok teşekkür ederim. Allah’a çok şükür ki böyle bir aileye sahibim.
SORU- Kulüp ile tanışmanızı anlatır mısınız? Kulüpteki görev, kazanım ve planlarınız nelerdir?
AHMET TÜRK- Sosyal Hizmet Kulübümüz üniversitemiz bünyesinde kurulan en aktif kulüpler arasında. Konferanslar, söyleşiler, sosyal projeler, geziler, toplantılar vs. birçok alanda etkin ve yetkin bir kulüptür. Ben de insanlığa bir zerre dahi olsa faydam dokunmasını dileyen bir kişiyim. Sosyal ve aktif bir kişiliğe sahibim. Bölümden arkadaşlarımızın teklifi üzerine kulüp başkan yardımcılığı görevini yürütüyorum. Yönetimi henüz daha yeni devir almamıza rağmen hızlı bir başlangıç yaptık.
Halk Eğitim Merkezi işbirliği ile bölümümüz öğrencilerine görme engelliler kabartma yazısı olan Braille alfabesi kursu açtık. Bu projemiz birçok ulusal basında önemli yer buldu. Görme Engellilere Rehberlik konulu bir söyleşi gerçekleştirdik. Önümüzdeki günlerde köy okulu projemiz, çocuk şenliği, günümüz sosyal sorunlarına yönelik konferanslar, paneller düzenlenecek. Kişisel gelişim alanında saygın uzmanlardan kişisel gelişim seminerleri düzenleyeceğiz. Bu projelerin gerçekleşmesinde Sosyal Hizmet Bölümü Hocalarımızın destekleri büyüktür kedilerine teşekkür ederim.
SORU- Sosyal Hizmet Uzmanını tarif eder misiniz? Sizce iyi bir Sosyal Hizmet Uzmanı nasıl olmalı?
AHMET TÜRK- Sosyal Hizmet Uzmanı, insan hakları temelinde insana ve topluma öncelik vermeli. Ülke ihtiyaçları çerçevesinde ulusal ve evrensel değerleri benimsemeli. Toplumun vicdanı olarak, korunmaya ve bakıma muhtaç, toplumsal açıdan dezavantajlı, sosyoekonomik yoksunlukları ve sorunları olan birey, aile ve toplumsal grupların yaşamdaki işlevlerini geliştirmeye ve refahlarını arttırmaya çalışmalı. İhtiyaç duyulan kaynaklara ulaşmalı ve yönetmeli. Sosyal kurumların ve sosyal politikaların gücünü ortaya koymalıdır.
Ayrıca, insan ve toplum çıkarları temelinde dünyadaki gelişmeleri izlemeli ve bu alanda bilgi üretiminin sağlanmasında etkin role sahip olmalıdır.
Kısacası insana insan olduğu için değer vermeli yoksunluklarının giderilmesinde bir yapı taşı olmalıdır.
SORU- Engellilerle ilgili birçok projede görev alıyorsunuz, severek onlarla işbirliği yapıyorsunuz bunlar mesleki açıdan neler kazandırıyor size?
AHMET TÜRK- Engellilik insanlığın ortak sorunlarının belki de en önemlisi. Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde on beşinin engelli olduğu ifade ediliyor.
Engellileri toplumun dışına iterek ve onlardan ayrı bir hayat sürerek anlayamazsınız. Ancak birlikte yaşarsak, tüm alanları hepimizin yaşayabileceği ‘erişilebilir’ hale getirirsek birbirimizi anlamış oluruz. Onlar sadece bir öğrencinin dönem ödevinin merakı değiller. Acısıyla tatlısıyla bu hayatın içindeler.
Kişiyi engelli kelimesinin altına sokarsak bu kişiyi toplumdan soyutlar, ötekileştirir ve elindeki diğer özelliklerini de köreltiriz. Aslında bu bireylerin önündeki en büyük engeller biz güya engelsizleriz. Bizim kişinin yaşamında oluşturduğumuz engeller, kişinin görmesinde kayıp olmasından daha büyüktür.
Aşılmayacak hiçbir engel yoktur. Engelli bireylerin evde oturup kendilerini toplumdan soyutlamaları engeli aşmak yerine engeli çoğaltır.
Günlerimin büyük çoğunluğu Engelliler Kültür Merkezinde geçmektedir. Hayatımda engelsiz dediğimiz insanlardan çok önlerine engeller koyduğumuz insanlarla vakit geçirmekteyim. Engelli bireylerin büyük başarılarıyla gururlanmaktayım.
Engellilerle çalışan Sosyal Hizmet Uzmanlarının koruyucu-önleyici, iyileştirici-geliştirici ve rehabilite edici fonksiyonları vardır.
Çalışmalarımızdaki amacımız farkındalık yaratmaktır. Bireyler arasındaki engelleri kaldırmaya, önyargıları ve tabuları yıkmaya çalışmaktayız. Önemli olan engellerin kalpte olmaması, diğer türlü engeller bir şekilde açılır.
Böyle bir mesleği seçmiş olduğum için ve bu alanda çalışmalarda bulunduğum için çok mutluyum.
SDORU- Üniversite öğrencilerinin genel sorunları nedir? Bu sorunların çözümleri nelerdir? Üniversitelilerde işsizlik kaygısının boyutu nedir nasıl aşılabilir?
AHMET TÜRK-Bilim ve teknolojideki gelişmelerin sosyal, ekonomik ve kültürel yapıya yansıması, bu alandaki ve buna paralel olarak eğitimdeki değişikliğin aynı hızda olmaması gençleri etkilemektedir. Üniversiteler ekonominin ihtiyaç duyduğu insan gücünü yetiştiren kurum olmanın dışında birer araştırma merkezleridir. Bu özelliklerinden dolayı yükseköğrenim kurumları ülke kalkınması ile doğrudan ilişkilidir.
Nitelikli insan gücüne duyulan ihtiyacın çok olduğu bilinen bir gerçektir. Bu sebepten, nitelikli insan gücü yetiştirmek sorumluluğunu üzerine alan üniversiteler, öğrencilerine bilgi, beceri, ideal ve iyi alışkanlıklar kazandırmanın yanı sıra, onların kişiliklerinin gelişmesi için problemlerinin de kaynağını bulup çareler aramalıdır.
Öğrencilerin ekonomik problemler, eğitim ve öğretim problemleri, sosyal-kültürel problemler ve psikolojik problemler gibi sorunları vardır.
Bunların yanı sıra işsizlik kaygısı da büyük bir sorundur. Birey gelecek kaygısıyla yaşar. İnsanın bir iş sahibi olması ya da çalışmak istemesinin temelinde kuşkusuz öncelikle geçim kaygısı, bunun da gerisinde yaşamını sürdürme dürtüsü bulunmaktadır. Diğer yandan çalışmanın bireye saygınlık kazandırması, sosyal çevre ile etkileşim kurmasını, toplumda itibar görmesini sağlaması gibi sosyal anlamda birçok katkısından söz etmek mümkündür. Bu noktalardan hareketle bireyin yaşamında çalışmanın merkezi bir yere ve öneme sahip olduğu söylenebilir. Bu yüzdendir ki üniversite öğrencileri gelecek yaşamında karşılaşabileceği işsizlik sorunu için kaygıya düşmektedir.
Günümüzde toplumların üstünlükleri bilim ve teknolojide ulaştıkları düzeyle ölçülmektedir. Daha açık ifade ile devletlerin gücü, bilimde kaydettikleri mesafe ile doğru orantılıdır. Bir başka deyişle artık dünyada gücü belirleyen unsur bilgidir. Bu noktada bilgiye ulaşma ve bilgiyi kullanma çağımızın en önemli silâhı hâline gelmiştir.
Bilgili, donanımlı, nitelikli bireyler yetişmeli ki gelişme sağlansın. Gelişme beraberinde ekonomik kalkınmayı, kalkınma beraberinde istihdamı getirir. İşsizlik sorunu ortadan kalkar.
SORU- Sosyal Hizmet Uzmanı olmak isteyenlere neler önereceksiniz?
AHMET TÜRK-Sosyal Hizmet olmak isteyenler öncelikle kendilerine; İnsan hakları ve sosyal adalet benim için önemli mi? İnsanlarla iletişimim kuvvetli mi? Farklılıkları ve çeşitliliği önemser miyim? Mücadeleci miyim? Ezilenlerin hak savunuculuğunu yapar mıyım? Özgürlükçü ve dayanışmacı mıyım? gibi sorular sormalı ve verdiği cevaplar doğrultusunda ve daha öncede belirtmiş olduğum Sosyal Hizmet Uzmanının özelliklerini taşıyorsa bu bölümü tercih etmelidir.
Maddi boyutundan daha çok manevi boyutu olan bir bölümdür. Yıpranma olayının gerçekten hissedildiği bir bölümdür. Bu yüzdendir ki objektif bakış açısına sahip bireylerin olması gerekir.
Sayın Turan Yalçın Hocam göstermiş olduğunuz ilgi ve alakadan dolayı teşekkür ederim.
Çok güzel bir söyleşi oldu Ahmet okuyanlar adına ve şahsım adına sana çok teşekkür eder, sana ve seni yetiştiren ailene eğitim hayatın ve iş hayatın boyunda tebrik ve teşekkürlerimizi sunarız.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.