Kıyamet mi yaklaştı. Nedir?
Kıyamet mi yaklaştı. Nedir??
Koca şehir fabrika dumanı altında eziliyor, akşam üstleri havalar iyice serinlemeye başladı. Bazı evlerde ot ocak yanmaya başlamış olmalı.
Şehrin üstünde her zamankinden daha fazla duman görünüyor.
Sokak lambaları hüzünlü bir duman içinden geçerek gülümsemeye çalışıyor. Dumanları yara yara tıpki; başına gelenleri anlamayan bebekler gibi..
Hışt değiğinde gülen acucuklar bıkaran bebekler gibi gülüyor ve bir şekere ölüyor. Çocuklar sokaklardan kaçırılıyor, tecavüze uğruyor üç yaşındaki
çocuklar.
Nasıl anlatmalı aklı eren aklı ermeyene bu açıklaması, tarifi imkansız olan! Bu kaygan toplumunda kim iyi kim kötü. Bu delirmiş istemsiz tik gibi
bulaşıcı hastalık gibi ölet gelen kümes gibi sarıyor gün geçtikçe bozuluyor toplum insanlar daha da hayvanlaşıyor.
Kasap et derdinde koyun can derdinde...
Aklım almıyor artık. Nasıl ıslâh olacak. Bu bebek katilleri, insan kasapları: tecavüzcüler, her gün içimizde dolaşıyor. Otabüste, sokakta aynı kaldırımda yürüyoruz.
Her gün yüzüne ışığa nasıl çıkıyorlar, nasıl hiç bir şey olmamışcasına aramızda dolaşıp duruyorlar. Ve sokaklarda sahipsiz kediler , köpekler gibi her gün
üremekteler.
Nasıl koruyacağız? Nasıl korunacaklar korunmasız çocuklarımızı bu zalim dünyanın kötülüklerinden...
Akşam oldu.
Yine bir gün daha ömürden gitti. Bir yaprak daha düştü. Ömür sayfasından, ekmek, su olsaydı. İnsanların tek dertleri keşke! Hangi şeytan dolaşıyor hücerlerinde
bilmiyorum. Günışığını, gökyüzünü, bir tek çiçek, bir tek yaprak bir tek kelebek göstermemek gerek, böylesi canavar ruhlu pisikopaz, nazi hitler kişilikli adamlara..
Gece çıkan yarasalar kadar daha kara hücre bataklıklarında boğulsunlar, beyinlerindeki ateşin, cehennemin körkaranlıklarında yansınlar, gün yüzü görmesinler.
En kalın parmalıklar bile ödüldür bu insan müsvettelerine..
Kendi karanlıklarında kaybolmuş kendini bilmez, mayası bozulmuş kansızları aç, susuz bırakıp kırbaçlanmalı, çarmıha mı gerilmeli, bu zalimleri.
Üç yaşında bir çocuktan faydalanıp, öldürmenin cezası neye denk olabilir ki; siz söyleyin..
Ben ona eş değer bir ceza bulamadım. Allaha havale ediyorum.
Şu koca evrendeki, yıldızların, yerin, göğün, dökülen yaprakların sayısından daha çok üzülüyorum. Ve soytarı karanlık daha neler nelere gebe bilinmez alemin içinde
neler getireceği belli değilken, tanrım hangi derde yanalım. Ülkemizin üstünde kol gezen karanlıklar, acılar, zulümler, zamansız ölümler, ölçüsüz yaraların zulmün piştıği bu ocakta
kazan kazan dipsiz kuyuların çıkmazında insanoğlunu rabbim ıslâh etsin!
Tüm zalimlerin zulümlerinden insanlığı korusun! Rabbim hangi cezâ denk bu kansızlığa ey uluların ulusu rabbim. Bilen varsa söylesin!!
Kıyamet mi yaklaştı??
Nurten Ak Aygen
22/10/2016
YORUMLAR
Ömür eksiliyor çirkinlikler eksilmiyor .. Kanı bozuk insan yüz buluyor sistemden.
Bir kereden bir şey olmaz zihniyetlerinin getirdiği bataklıktır bu..!
Vicdan ve Merhamet yoksunlarıyla doluyor dünya .
Sayfalar dolusu yazsak ne fayda ..işte umudun Adaletin beli kırık.
Duyarlı yüreğini kutlarım arkadaşım biliyorum ki daha yazacaklarının yarısından çoğu yüreğinde hapis yine de anlayan anladı yanan yandı satırlarda
Sevgimle
Canan EREN tarafından 10/22/2017 10:46:35 PM zamanında düzenlenmiştir.
Hocam hepimiz ürküyoruz bu hayvanlardan. Ama başımızda karanlık olan geri zekalı bir bela daha var; başta gelen hükümet. Hükümet bilmediği belaya ve bilinçsizliğe el attığında adalet bakanı önüne gelen önergeleri hemende kabul ediyordu. Böyle bilinçsiz adi köpek önergelerin Allah belasını kendilerine versin. Ensar vakfının Allah belasını versin. Gencecik masum çocukları kullanıp öldüren zihniyetlerin Allah belasını versin. Ben 5 ay yurtdışında kaldım. Bu dediklerinizi haberlerde duyunca 3 ay yas tuttum hastalandım. Yurda hastalığım yüzünden geri dönmek zorunda kaldım. Allah bin belalarını versin bu hunhar katillerin, terbiyesiz şerefsizlerin. Şimdi Kayseri den geri zekalı bir müftü çıktı diyor ki; İnsan eti yemek caizdir. Hangi akla hizmet veren insanlar bunlar?
Bu arada satırlarınızın sonlarındaki bütün dualarınız kabul olsun. Amin.