- 1012 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
EPİLEPSİ İLE YAŞAMAK
Sevgili okurlar.
Ben sizlere hastalığımın ilk seferindeki olayı anlatmak istiyorum.Tam tamına 25 yıldır hatta 26. yıla girecek bir rahatsızlık ile yaşıyorum.Hayatımın çoğu dönemini rahatsızlığım yüzünden kısıtlayarak geçirmek zorundaydım. -90 yılının sonları idi. Ailem ile hep beraber yurtdışına göç ediyorduk.
Durumu önce anlatayım ki sonra biraz daha bilginiz olsun. Aksilikler üstüste gelince ben ve kardeşlerim dedemlerde kalmıştık. Annem ve diğer kardeşim küçük olduğu için önce babamın yanına gittiler. Aradan sanırım 1 yıl kadar geçti. Birgün büyük annemin özel elbisesini terziden almaya giderken kafam karıştı ne olduğunu anlayamadım. Evi geçmiştik ama oralarda olduğunu biliyordum.En büyük dayım evin yerini biliyordu ve bana sordu.
-Kızım burada değil mi ev? diye sorunca o iki saniyelik boş bakışla kendime geldim.Elbiseyi aldık ve tam dönüşte ben ilk SARA nöbetimi geçirmiştim. Doktora gittik apar topar. Acilde ki doktor hemen ailem nerede diye sordu. O kadar karışmıştı ki kafam, salak salak ve boş boş bakıyordum etrafa.Soruları dayım yanıtlıyordu. Yurtdışındalar, dedi.Tabi doktor bey olayın ne olduğunu anlayamadığı için -Sorun yok, ufak bir travma ama problem işgal etmez .Anne ve babasını özlemiş, dedi
Evet bu doğru olabilirdi lakin benim unutmama hatta hatta bayıltıp nöbet geçirmeme neden olacak kadar değildi bu ailevi özlem.Biz çünkü daha çocuktuk ve sokaklarda oynama çağındaydık.
Hastaneden eve geldik,durumum biraz düzeldi.Kendime geldim. Sonra elbetteki komşular geçmiş olsuna gelmişlerdi. Nedense hiçbirinin ağzından hayırlı bir laf çıkmadı. Kimi bu işi vücuda cin veya peri girmesi olarak yorumladı, kimi yok bilmem hoca bilmem kime götürün, dedi ve üfürükçülerde aranmasıda beraberinde getirdi..Hatta kurşun döktürün,diyeni bile olmuştu. Kimse çıkıpta ’’ya arkadaş başka bir doktora gittiniz mi ? diye sormadı.Üstüne üstlük anneanneme
-Aman Emine hanım senin torunun zamanı gelmiş, dedi.Anlarsın ya (Ben daha 13 yaşındayım)
Anneannem şaşırmış lafın nereye gittiğini bile anlamamıştı. Tabi hemen aklı başına gelince birden sözünü esirgemedi rahmetli.
-Aman ne zamanı? Diliniz ne söylüyor?
Bu çocuklar bana kızımın emanetleri ve ayrıca daha 13 yaşında çocuk. Ne zamanından bahsediyorsunuz? Sapık sapık konuşmayın, dedi.
Ama arkadaşlarımın aileleri artık oynamamıza izin vermiyordu.Üzülüyordum ama olsundu. Yakında ailemi ve 2 yıldır görmediğim küçük kardeşimi görecektim.Olsun onları tam
Bu olaydan 1 yıl sonra yani -92 yılı sonunda şu an yaşadığımız ülkeye annemlerin yanına geldik ve en büyük nöbetimi geçirince o anda bana burada EPİLEPSİ teşhisi kondu ve aileye duyulan özlemden değil,beynin elektrik dalgasının fazla işlemesinden dolayı bu rahatsızlığa yakalanmıştım. Sebebi belli değil.
Araştırmalarıma göre Türkiye’de 700.000 bin Epilepsi hastası varmış. Doktorlara göre Sara ve Epilepsi hastalığı birbirinden tamamen değişik hastalıklar ve birbirleri ile karıştırılan hastalıklar.
Epilepsi 40 değişik çeşidi olan bir hastalık ve uzun zaman bir tedavi süreci isteyen bir rahatsızlıktır. Epilepsi de tüm diğer rahatsızlıklar gibi kişinin genel sağlık durumundan etkilenmektedir. Buna göre stresin azaltılması, depresyondan kaçınma, alkolden uzak durmak, egzersiz, gibi şeyler epilepsi üzerinde olumlu etki yapacaktır. Epilepsi hastalığının hiç bir neden olmadan ortaya çıkabildiği gibi, beyin ve beyin zarlarını etkileyen enfeksiyonlar, kaza ve travmalar, kanamalar, damar hastalıkları, beslenme bozuklukları, metabolik hastalıklar ve genetik bazı hastalıklarla da ortaya çıkabileceğin gibi genetik olarak geçebilen bazı epilepsi türleri akraba evlilikleri ile yaygınlaşabiliyor. Günümüzde elektronik ortama aşırı maruz kalma da özellikle çocuklarda risk oluşturuyor. Epilepsi alanında, hastalığın nedenlerine yönelik ve tedavi amaçlı çalışmalar sürdürülmektedir.
Dünyada hemen hergün bir kişiye tanım konarak çoğalan Epilepsi yani çoğumuzun Sara olarak bildiği bu hastalığı bugün dünya genelinde 65 milyon birey taşındığı söyleniyor. Çoğu kimse korkuyor ’’ ya bulaşıcıysa” düşüncesi ile hatta çocuk yaşta bu rahatsızlığı olan çocuklarla çocuklarını oynatmayanlardan tutunda, okulda dalga geçilmediğimizi kalmadı.İleri zamanlarda oğuluna epilepsili olduğu için istediği kızı almayanlar mı yoksa oğlanda epilepsi var diye kızını vermeyenler mi,desek? Hadi o kadarını da geçtik çocuğa özürlü ve geri zekalı müdahalesi yapanlar ne olacak?
Çocuklarını epilepsili vatandaşlardan ve çocuklardan neden uzak tuttuğunu bile bimeyen insanlar var.Hadi onu da geçelim. Hastalığın içeriğini bilmeden, hem önyargılı olmak hem de abuk subuk şeyler düşünmek kadar saçma birşey yok. Bu hastalık ile 25 senedir uğraş veriyorum ve kurtulamıyorum.
Arkadaşlarımın aileleri arkadaşlarım ile oynanama izin vermediler. Okulda düşüp nöbet geçirdim.Daha sonra kimse konuşmadı.Yanıma bile gelen olmadı. Bulaşıcı birşey sanıyorlardı çünkü öğretmenlerimizde böyle konularda yetersizler malesef. Okulda en önde otururken öğretmen beni en arkaya oturtturdu ve kendimi çok dışlanmış hissettim.
Daha sonra ilkokul bitti 14 yaşında buraya geldik ve burada ki ilk nöbetimden sonra herşey daha farklı gelişti.Yeni arkadaşlarım oldu.Hayatıma sınır koymadan Epilepsim olduğunu bile bile herşeyi yaptım.Burada hayatım yeniden değişti ve beni böyle kabul eden insanların içinde olmaktan çok mutluyum.
Sizde mi Epilepsi hastasısınız.Birkaç ufak tefek şeyle sizde kendinize 2. Bir şans tanıyın. Hastalık çok kötü birşey ve insanların nezle bile olmasını istemem ve Rabbim herkesi hasta olmaktan korusun.
Sürçü lisan ettimse affola.
YORUMLAR
Çok geçmiş olsun toplum bu konularda yetesiz ve cahilece hareketlerde bulunur buda çok çok üzücü bir durum.Malesef ülkemizin sağlık kaderi,insana verilen değer yetersiz,ülkemizde bir çiçeğe verilen değer keşkem insanımıza verilse.Elin ülkesinde insan için her sistem dürüstçe oturmuş,orda her güzellik vatandaş için,bizde ise sadece her güzellik üsttabaka içindir.
Güzel bir konuyu kaleme aldığınız için tebrik ederim
hayatın nakaratı tarafından 10/5/2017 4:19:01 PM zamanında düzenlenmiştir.
Hatice Müge
Hatice Müge
Yazınızı okuduğumda yaşadıklarınız bana hiç yabancı gelmedi. Çünkü 4 yaşında hastalanarak uzun bir tedavi sürecinden sonra 11-12 yaşından itibarende engelli olan ve 21 yıl süresince de dernek başkanlığı yapmış biri olarak her gün karşılaştığımız ve yaşadığımız olaylar gözümün önüne geldi. Yazınızda en çok yurt dışındaki insanların yaklaşımı ile kendi ülkemizdeki insanların yaklaşımını güzel vurgulamışsınız. Yüreğinize sağlık sevgiyle ve dostça kalın