- 592 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
TÜRKİYE'DE KÜLTÜR DEĞİŞMELERİ BATILILAŞMA MODERNLEŞME VE EROL GÜNGÖR -7
MODERNLEŞME (Devamı):Osmanlı’dan bu yana, modernleşme adına yapılan uygulamalarda görülür ki, modernleşme,medenileşme olarak kalmamış,eğitimden-hıkıka,iktisattan-sanata kadar kapsamlı bir değişim gerçekleşmiştir. Bu süreç Cumhuriyet Türkiye’sisnin de,keskin değişimler olarak inkılaplar olarak uygulamama alanı bulmuştur. İnkilaplar baz alınarak günümüze kadar Cumhuriyet Hükümetleri modernizmi kültürel boyutuyla daha çok benimsemişlerdir. Türkiye’de modernleşme teknolojiden çok, kültürel temele oturtulmuştur. Gerek aydınlar, gerek siyasi temsilciler,sabandan traktöre geçişten,ilmi araştırmalardan, bilgi çağından çok, Cumhur Başkanı’nın cuma namazı kılmasını tartışmaya değer görmüştür. Buradan anlaşılıyorki, Türk Aydını’nın büyük kesimi,modernleşmeden kültür değişimini anlamıştır.
Bu kapsamlı değişimi belirleyen modernleşmeye farklı bir tavır ve anlayışı Erol GÜNGÖR getirir. Önce kültür ve medeniyet meselesine bakarak; "Kültür-Medeniyet ayrımı bizler için sadece bir sosyolojik kavram meselesi değildir. Millet anlayışına-hayatına nasıl bir yön verebileceğimiz konusunda, isteklerimize objektif ve ya ilmi destek bulma gayretidir." Diyerek,boyun eğen anlayışları tarafsız gözlemciliğe, ilmi gerçekliğe çağırır. Dedi-kodu meselesi olmaktan çıkartır. GÜNGÖR;"Modern cemiyetin giderek daha parçalı,daha iş bölümü üzerine dayalı olması,teknolojinin tesirini artırmaktadır." der. Bu tesiri önceden kestirmenin de bir planlama yapmanın imkansızlığını söyler. Karmaşıklaşan bu alış-verişte, ilmiliğin belirleyici olduğunu öne çıkartan GÜNGÖR’ÜN modernleşmeyi daha çok bir teknoloji meselesi olarak gördüğü doğrudur. Ancak kültürel değişimle,modernleşmeyi parçalı olarak görmez. Biribirine kaynaşmış olarak görür. Ancak bunun motamot aktarımının mümkün olamayacağına inanır. Hiçbir medeniyet çıktığı topraklardaki özelliğini taşımaz diye de devam eder. Moderleşme yoluna giren toplumların da, eski durumlarını korumalarının mümkün olamıyacağına inanır. Dozu tartışılsa da, bu alış-verişte değişim mutlaktır. Özetle;" Batı teknolojisini almakla Avrupa’lı olmak gerektiğini söyleyenler, esas tezlerinde haklı olmakla birlikte, kültür-medeniyet ayırımının çok basit bir sevyede ele alındığını, modern teknoloji ile gelecek değişmelerin yeterince idrak edilmediği" Şeklinde kanaatini açıklar.
Yine GÜNGÖR;" Aslında batılılaşma tezi hiçbir zaman sadece batı teknolojisinin değil, batının ’İlim ve Tekniğinin’ alınması şeklinde ortaya çıkmıştır." der. Yani tekniğin yanı sıra ilminde alınması sözkonusu olunca, tabiiki rasyonel düşünce devreye girmekte, rasyonel düşünceyi de pozitivizm beslediğinden dini hassasiyetleri çok güçlü olan türk toplumu üzerinde tedirginliğe, yer yer gerginliğe yolaçmıştır. Darvin teorisinin düşünce sistemimizde yer almasını toplum nasıl hazmedecekti ? Modernizme muhatap ülkelerde yine GÜNGÖR’ e göre;" Bütün kalkınma çabasındaki ülkelerde mutlak modernizm ile modernleşme aleyhtarlığı arasında derece derece değişen görüşler sözkonusu olmuştur." der. Modrnleşme artık karşı çıkılacak bir fenomen olmaktan çıkmış , kontrol etmenin yollanırı aramak gerçekçi bir tavır olmuştur. Güngör , modernleşme ile ilgili son söz olabilecek özetlemeyi şöyle yapar. Türkiyenin bugünkü problemi, sebebi henüz mevcut olmayan neticelerle uğraşacak yerde , modern teknolojini en kısa zamanda ve en az baha ile nasıl aktarılacağıdır. Çünkü bizim bugünkü sosyal ve kültürel sıkıntılarımızın ,çöküntülerimizin hiç biride modern teknolojinin girişinden dolayı meydana gelmiş değildir. Tersine modern teknoloji gelmediği halde , milli kültürdenj pek çok şey kaybetmişizdir."diye belirtir. Örgüsü iyi kurulacak olan milli kültürün modernleşmenin olumsuzlujklarına karşı koruyacağı Erol Güngörün inancıdır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.